Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler - 18
Harun Adıgüzel - DAS LAGER - EYMAK GRUP
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler - 18
Harun Adıgüzel - DAS LAGER - EYMAK GRUP
Dr. İlhami Pektaş
1956 yılının çok karlı bir günü olan 3 Mart’ta Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesi Beyyayla köyünde doğdu. Doğum sonunda anne ve çocuk yaşam mücadelesi verirken, bütün yollar kapalı olduğu için köylüler çaresizlik içinde beklemeye başladılar. Her an ölüm haberi beklenirken, köydeki 18 yaşında öğretmen okulundan yeni mezun olmuş ve ilk olarak Beyyayla’ ya atanmış İsmet öğretmenin bu çaresizliğe isyan edip ne pahasına olursa olsun, anneyi ve çocuğu hastaneye götürmeye babayı ikna etmesi ile sal üzerinde metrelerce kar altında 10 saat zorlu mücadele ederek ve 22 km’lik yolu aşarak ilçeye oradan da Eskişehir Devlet hastanesine ulaşmayı başarırlar. Daha doğumundan itibaren çetin bir yaşam mücadelesine başlayan Harun Adıgüzel, öğretmen ile de doğumunda tanışmış oldu.
Eskişehir’de çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan bir ailenin oğlu olan Adıgüzel, ilkokulu 4. sınıfa kadar köyündeki tek odalı okulda okudu. Abisi Ali Adıgüzel bir kaza sonucu hayatını kaybedince, Adıgüzel ailesi de Eskişehir’e taşındı ve Harun Adıgüzel’in hayatındaki 2. kırılma noktası gerçekleşti. 5. Sınıfı, ortaokulu ve liseyi Eskişehir’de okudu. Liseyi okul birincisi olarak bitirdi. Lise birinci sınıftan itibaren, tahsilinin sonuna kadar Hacı Ömer Sabancı Vakfı’ndan ve Türk Eğitim Vakfı’ndan burs aldı. İş hayatıyla ise babasının Eskişehir’e taşınarak bakkal dükkanı açması neticesinde tanıştı. Köylülükten esnaflığa uzanan yolda, ilk tecrübelerini bu küçük bakkal dükkanında kazandı. Her sabah erkenden kalkarak simit, poğaça ve gazete sattı. İlk kazancını bakkal dükkanı, seyyar satıcılık, kahvehane çıraklığı, amelelik, tuğla ocaklarında çalışarak kazandı. Köyün ilk üniversiteye gideni ve ilk mühendisi oldu. 1978 yılında ilk profesyonel ihracat şirketini kurarak İran’a su pompası satışı yaptı.
Harun Adıgüzel’in Kaderi Almanya’da Rulmanla Tanışması ile Değişiyor
Üniversiteden sonra yüksek lisans ve doktora çalışması için 1979 yılında Almanya’ya giden Harun Adıgüzel’in kaderi burada değişiyor. Almanya’da rulmanla tanışıyor ve tanışma o tanışma…
İlk kez Almanya’da gerçek anlamda rulmanla tanışmış Harun Adıgüzel…
“Makina mühendisiyim. Makina Mühendisliği derslerinde bir-iki saat rulmanı görüyordum; ama ne kadar önemli, kritik bir görevi olduğunu bilmiyordum. Almanya’da okurken aynı zamanda bir yerde çalışmaya başladığım zaman gördüm ki rulman çok kritik bir malzeme. O olmadığı müddetçe hiçbir makina dönmüyor, hiçbir araba çalışmıyor, hiçbir uçak uçmuyor, hiçbir gemi yürümüyor…
Küçük bir malzeme; ama stratejik öneme sahip bir malzeme. Bir kilo çeliği diyelim ki bir dolara alıyorsunuz, rulman haline getirdiğinizde 50 dolara, 100 dolara, 200 dolara artık yaptığınız ürünün katma değerine göre satıyorsunuz. Bir kilo çeliği elinizdeki teknolojiyi kullanarak rulman haline getirip 100 katı, 200 katı değere satıyorsunuz. Bu, çok katma değerli bir ürüne sahipsiniz anlamına geliyor.
Rulman Çok Önemli Stratejik Bir Malzeme
Rulman o kadar stratejik bir üründür ki, içinde dönme ve hareket aktarımı olan her türlü makine ve makine aksamı, mutlaka rulman barındırır. Evlerimizde kullanılan saç kurutma makinesinden, bebek arabasındaki tekerleğe; otomobilden, enerji santrallerine kadar aklınıza gelen her sektörün olmazsa olmazı son derece hayati önem taşıyan bir üründür.
Harun Adıgüzel anlatıyor: “1974’de Kıbrıs Savaşından sonra Türkiye’ye bir ambargo başlamıştı. O ambargo günlerinde Türkiye’ye kritik malzemeler gelmiyordu. Bir gün çalıştığımız firmaya askeri jeeple bir albay geldi, elinde küçücük bir rulman var. ‘Bundan yapabilir misiniz?’ diye sordu. Bunun ne olduğunu sorduk, ‘Bu bizim savaş uçaklarımızda kullanılan bir rulman, ambargo olduğu için Amerika bunu bize satmıyor, bu yüzden de uçaklarımız uçamıyor’ diye açıkladı. Bizim Amerika’da bir şubemiz vardı, bu sebeple biz bunu alırız diye düşündük. Ama üretici firma bize rulmanı satmadı. Bu hikaye gösteriyor ki; rulman o dönemde öyle kritik bir öneme sahipti ki sizi, rulmanı elinde bulunduran ülkelere mahkum ediyordu. İşte bu mahkumiyet bizim için kabul edilemez bir şeydi.”
Almanya’da olduğu dönemde ise Türkiye’den gıda, tekstil ürünlerini ithal edip sattı. 1985 yılında askerlik için ülkesine dönen Adıgüzel, askerlik sonrası bir Alman firmasının kuzey Marmara Bölge temsilciliğini yapmaya başladı.
O yıllarda Türkiye’de bir rulman fabrikası kurulması isteniyordu. Eskişehir’den Almanya’ya uzanan yolculuğundan sonra Türkiye’deki ilk rulman üretimi için bu fabrikada görev alarak 1996’ya kadar çalıştı. Satış Mühendisi olarak başladığı Rulman sektöründeki tecrübesini 12 yıl sonra Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda sonlandırarak 1996 yılında kendi şirketi olan EYMAK’ı kurdu.
1998 yılında Romanya’da kurulu olan URB Rulman fabrikasının özelleştirme ihalelerine bir sermaye grubu olarak girdi. İhale üç defa iptal oldu. Aslında Türklerin böyle bir dünyada rulman konusunda yerleri yoktu. Romanya devleti de muhtemelen fabrikalarını rulman konusunda deneyimi olan firmalara satmak istiyordu. Sonuçta Avrupa’nın en büyük makaralı rulman üreticisi olan bu fabrikayı 2000 yılında satın almayı başaran Harun Adıgüzel, 2000 yılından 2012 yılının 31 Mayıs’ına kadar URB Rulman fabrikasının Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’nı ve CEO’luğunu üstlendi.
2005 yılında ortaklarıyla beraber Türkiye’nin 2. Rulman fabrikasını kurarak Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı. 2008 yılında yine ortak girişim olarak Macaristan’da ki MGM Rulman fabrikasının Satın alınmasını gerçekleştirip, Yönetim Kurulu Başkanlığını, 2010 yılında Hindistan’da URB India firmasını yine ortak girişim grubu olarak kurup, Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı.
URB Group; Romanya’da URB Rulmenti, Macaristan’da MGM ve Düzce’de 2005 yılında üretime başlayan Anadolu Rulman Fabrikaları’nda çapı 10 mm ile 1500 mm arasında değişik tip ve özellikte rulman üretimi yapıyordu.
Harun Adıgüzel, 2012 yılının sonunda bütün bu şirketlerdeki görevlerinden ayrılarak 2014 yılında memleketi Eskişehir’de %100’ü kendisine ait olan ve Rulman Terzisi anlamına gelen DAS LAGER OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.’yi kurdu.
Rulman imalatı ileri teknoloji ve yüksek katma değerli bir makine elemanı olup, ülkemiz için en kritik ve stratejik ürünlerden biridir. Türkiye’de mevcut 3 Rulman fabrikasının kuruluşunda bulunan, aynı zamanda Rulman İmalatı ve Satıcıları Derneği’nin de başkanlığını yapan Harun Adıgüzel, ülkemizde ve Dünyada Rulman tecrübesi, herkes tarafından bilinen ve takdir edilen önemli bir uzmandır.
Adıgüzel, geldiği kökleri hiçbir zaman unutmadı, kendisinin hayatta kalmasına vesile olan öğretmeni hiçbir zaman unutmadı ve Eskişehir’de Cemal Mümtaz Anadolu Öğretmen Lisesini yaptırarak Türk Milli Eğitimine teslim etti.
Romanya’da Fahri Vatandaşlık ve Anıt
Romanya’da 12 yıl batmış bir tesisi alarak, 3 bin kişinin çalıştığı, buradan üç yeni fabrika doğuran bir grup haline geldiğini gören Romanya Devleti Harun Adıgüzel’e Romanya Fahri Vatandaşlığı vererek onu onure etti. Bu Romanya’da bir yabancıya verilen ilk ve tek fahri vatandaşlıktır. Ayrıca Romanya’nın Barlad şehri belediyesi ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek fabrikanın önüne, belediye arsasına Harun Adıgüzel için bir anıt dikti.
Eskişehir Das Lager Rulman Fabrikası
Das Lager Germany, 40 yılı aşan bilgi ve üretim tecrübesini bugün ve yarın ile harmanlayarak, dünya rulman pazarına hitap eden bir yapıyla 2014 yılında Eskişehir’de kuruldu. Türkiye’de üretilmeyen doğrusal hareket eden lineer rulmanlarını üretmek amacıyla Eskişehir’de kurulan Das Lager Rulman Sanayi, uçakların teker rulmanları ve yüksek devirli turbo motor rulman üretimlerini hedefliyor.
Das lager daha çok özel rulmanlara uygun yatırımlar yaparak diğer adıyla “Rulman Terzisi” dediğimiz çok özel rulman üretimine, özellikle savunma sanayi rulmanlarına yoğunlaşmıştır.
Ülkemizde üretilmeyen ve yüzde yüz dışa bağımlı olan ince cidarlı rulmanları üreterek savunma sanayimizin hizmetine sunmuştur.
Yüksek Hızlı Trenler(+250 km/saat) için aks rulmanları üretmiştir.
Yine ülkemizde üretilmeyen oynak (fıçı) makaralı, özellikle çelik endüstrisinde kullanılan rulmanları altı yıldır ülkemizin hizmetinde başarıyla üretmektedir.
2. ve 3. nesil otomotiv rulmanlarını üreterek kısa zamanda 25 ülkeye ihracat yapma başarısını göstermiştir.
Tarım sektörü için de yeni nesil aks rulmanları üretmektedir.
Şimdilerde ise rulman üretilmeyen ülkelere mühendislik, danışmanlık ve teknik destek vererek bilgi satma dönemini yaşamaktadır. Özellikle MENA bölgesi ile çok sıkı ilişki içinde olup kısa zamanda bu bölgede üretim yapılması mümkün hale gelecektir.
Avrupa’nın ağır vasıta üreticilerinin tedarikçisi durumunda olan Das Lager, ülkemizde de otomotiv, traktör, çelik endüstrisi, elektrik motoru, redüktör üreticileri için önemli bir tedarikçi konumundadır.
Ülkemizde Rulman Pazarı
Ülkemizin yıllık rulman pazarı 1,2 milyar dolar civarındadır. Bu pazarın ancak % 25’i yerli olarak üretilebiliyor. Bu açıdan bakıldığında ülkemizin daha çok üretim yapan fabrikalara ihtiyacı olduğu aşikardır. Özellikle Afrika, Ortadoğu ve MENA Bölgesinde hiç Rulman Fabrikası bulunmuyor.
Kendi ülke ihtiyacımızın dışında çok büyük ihracat potansiyeli de mevcut. Rulman, diğer taraftan tam bağımsızlık açısından da çok önemli stratejik bir ürün. Rulmansız bir savunma sanayi, otomotiv sanayi ve diğer sanayilerin yerli ve milli olması mümkün değil. Bu nedenle Tam Bağımsız Türkiye için üretimin teşvik edilmesi çok önemli.
Harun Adıgüzel: Bir Hayalim Var “Rulman Akademisi”
“Benim bir hayalim var” diyen Adıgüzel rulman sektörüyle ilgili hedeflerinden bahsederken “Bir Rulman Akademisi” kurmak istiyorum. Aradığınız insanı, buna ara elemanlar da dahil, Türkiye’de bulamıyorsunuz. Ülkemizde hiçbir üniversitede rulman mühendisliği yok. Romanya’da aldığımız fabrikanın biraz ilerisinde Avrupa’nın en önemli üniversitelerinden biri olan IAS Üniversitesi’nde
Rulman Mühendisliği bölümü var. O dönemde kimse rulman üretemezken Romanya, Doğu Bloku’nun rulman merkezi olmuş ve altı tane fabrika kurmuş. Bizim okullarımızda hala böyle bir bölüm yok. Üniversitelerimizde mutlaka Rulman Mühendisliği bölümü olmalı, aynı zamanda bir Rulman Akademisi açılmalı. Yani bu rulmanı alıp arabanıza takanın da bir sertifikası olması lazım; çünkü can taşıyorsunuz. Herhangi bir kişi rulman üretemez, üretememeli. Şimdi ülkemizde hızlı tren projeleri var. Ülkemiz baştanbaşa hızlı trenlerle donatılacak. Peki, bunların rulmanını kim yapacak? İhtisas sahibi olmayan biri bunları yapamaz. Üretmekte artık sorunumuz yok, üretiyoruz; ama bu da yetmez. Bilgi, tecrübe, teknoloji üreteceğiz, onları satacağız, o da yetmeyecek. Akademi kuracağız, insan yetiştireceğiz.
İşte bu gerekçelerle Harun Adıgüzel, Rulman Üreticileri ve Satıcıları Derneği’ni kurmuş ve halen Başkanlığı’nı da yürütüyor. Bu dernekteki ana hedefler öncelikle insan canını korumak, sonra tüm dünyaya rulman satmak, rulmanda dünya lideri olmak. Bunlar hayal değil. Rulmanı bulan Leonardo da Vinci, 1458 yılında Helikopter yapmayı düşünmüş o dönemde. İki yıl pervaneyi nasıl çeviririm diye düşünmüş ve tahtadan bir rulman yapmış. Sonra 1700’lerde Alman Fisher ailesi bunu geliştiriyor, bilyeli rulman üretiyor. Sonra Amerikalı Timken ailesi konik rulman üretiyor, sonra İsveçliler de bu sürece dahil oluyor derken günümüze kadar geliniyor. Bu güne kadar batılı aileler rulman endüstrisinde önlerdeydi. Şimdi ve gelecekte ise neden bir Türk ailesi ön planda olmasın.