WFO Başkanı Yavuz Eroğlu: Lübnan’da 55 Metrelik Çöp Dağları Doğu Akdeniz’i Kirletiyor
Avrupa Plastik Mamul Üreticileri Birliği- European Plastics Converters EuPC tarafından yürütülen, denizlerin çöplerden arındırılması için yürütülen Waste Free Oceans-WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Yavuz Eroğlu, proje kapsamında Akdeniz’in öncelikli alanlardan biri
Avrupa Birliği’nde başlayan ve kısa sürede dünya çapındaki deniz kirliliğine dikkat çekmek amacıyla hareket alanını genişleten Waste Free Oceans-WFO (Atıksız Denizler Vakfı) Akdeniz’deki kirliliğe dikkat çekmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı.
PAGDER Başkan Yardımcısı, WFO Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Yavuz Eroğlu, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin de kıyısı bulunan Akdeniz’de yaşanan kirliliğin en önemli unsurlarından biri olan Lübnan Sayda Limanı’ndaki çöp dağları sorununun büyüdüğünü kaydetti.
Brüksel’deki konferansta bir konuşma yapan Yavuz Eroğlu, görev alanında yer alan Sayda Limanı’nın deniz kıyısındaki vahşi atık depolama alanından tüm Akdeniz’e yayılan kirliliğe dikkat çekti. WFO olarak, Lübnan’da farkındalık çalışması yanında temizlemeye yönelik girişimlerde de bulunduklarını belirterek, özel ağlarla balıkçılarla birlikte temizlik faaliyeti, dalgıçlarla deniz altında, kumsalda ise halkla yapılacak bir temizlik girişimi oluşturduklarını kaydetti. Sorumlu olduğu bölgeye ilişkin yapılan bilimsel çalışmanın ön bilgilerini de konferansta paylaşan Eroğlu, öncelikle deniz kıyısındaki çöp dağlarını oluşturan atık alanının yeni ve modern atık yönetiminin uygulandığı merkezlere taşınması ve denizin yüzeyi ile yatağında oluşan atıkların temizlenmesi gerektiğinin öne çıktığını kaydetti.
Sayda Limanı’nın vahşi depolanmasıyla ilgili bilgi veren Eroğlu, “Avrupa Yatırım Bankası’nın fonlarıyla bu çöplüğün, yeni yapılacak modern atık merkezine taşınması yanında WFO bir Pilot Proje ile denizi temizlemeye başlıyor. Bu çalışma üç ayaktan oluşuyor. Projenin birinci ayağı dalgıçlarla deniz yatağının temizlenmesi, ikinci ayağı su yüzeyinin balıkçılar tarafından özel ağlarla temizlenmesi, üçüncü ve son ayak ise yöre halkının da katılımıyla sahilde yapılacak çöp toplama faaliyetleri.” dedi.
Sayda Limanı’ndan yayılan deniz kirliliğinin başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere Akdeniz’de kıyısı bulunan bütün ülkeleri tehdit ettiğini belirten Eroğlu, proje kapsamında temizlenen çöplerin ve mevcut vahşi depolamanın çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılması yönünde bir fi kir geliştirilebileceğini anlattı. Eroğlu, “Projenin ilk aşamasında toplanan atıkların incelenmesi ile ikinci ve daha geniş kapsamlı adıma geçilecek. Bu kirlilik bölge halkına ve Türkiye dahil tüm Akdeniz ülkelerine zarar veriyor.
Özellikle turizm ve balıkçılık çok kötü etkileniyor. Ayrıca çevre ve halk sağlığı da büyük risk altında. Güneş ve dalgalarla daha küçük mikro parçalara bölünen çöpler balıklar tarafından yenilerek sofralarımıza kadar geliyor ve sağlığımız için tehlike yaratıyor” diye konuştu.
Sorumlu Endüstri Anlayışı
Yavuz Eroğlu, üniversite öğrencilik yıllarından bu yana çevreci hareket içinde bulunduğunu, bugün bir plastik ambalaj fi rmasının sahibi olarak aynı duyguları paylaştığını belirterek, endüstrinin çevre duyarlılığını göz ardı edemeyeceğini belirtti. Eroğlu, “Kalkınma uğruna, insanımızın yaşam kalitesi düşürülemez, sağlığı riske atılamaz. Bunun çözümü olarak tüm dünyada ‘sorumlu endüstri’ kavramını geliştirmemiz gerekiyor.” dedi.
Yavuz Eroğlu İTÜ Çevre Kulübü’nde Konuştu
Öte yandan, Nisan ayında kurucusu olduğu İTÜ Çevre Kulübü tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Ekosistem Günleri’nde bir konuşma yapan Yavuz Eroğlu, sürdürülebilir ekonomi için çevreyle uyumlu politikalar uygulanmasının şart olduğunu söyledi. Yaşam kalitesinin GSYH ölçümlerine girmesi gerektiğini belirten Eroğlu, “Bugün tüm dünyada maalesef kalkınma inin temel parametresi Gayrisafi Milli Hasıla ve bu yanlış bir algı oluşturuyor. Dünyada GSMH’si çok artmış ama yaşam kalitesi çok düşük ülkeler var.
Çevre ile ilgili konuların kalkınmanın bir parçası yapılması, politikacıların ve ülkelerin bu hedeflere koşması önemli ” dedi. Eroğlu, gerçekçi bir milli gelir hesabı için geniş kapsamlı bir kavramsal tasarım yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Bu ölçüyü daha geniş ve gerçekçi göstergelerle desteklemek aslında o kadar da zor değil.
Zaten bu istatistik değerler başka adlar altında toplanıyor. Önemli olan bunları kalkınmanın ana unsuru haline getirmek. Çevrenin de göz ardı edilmediği, insanların yaşam kalitesini ve sürdürülebilirliği gösteren bu değerleri İnsanca Yaşam İbresi adıyla belirtebilir ve kalkınmanın temel ölçütü haline getirebiliriz.” diye konuştu.
Waste Free Oceans girişimi hakkında da bilgi veren Eroğlu, 2020 yılına kadar denizleri atıklardan temizlemeyi hedefl ediklerini, halen AB fonlarıyla alınan özel ağlarla, balıkçılarla birlikte deniz yüzeyinden çöpleri topladıklarını kaydetti
Haberin Kaynağı : PLASFED DERGİSİ
15.01.2014