Dr. İlhami Pektaş
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-43:
Volkan İtfaiye Başarı Hikayesi
Alevler arasından hayat kurtarmaya adanmış bir ömür: İsa Tecim
İtfaiye aracı üretmek amacıyla 1974 yılında İsa Tecim tarafından kurulan Volkan İtfaiye, İzmir’de 50 m²’lik bir alanda 8 kişi ile üretime başladı. 1978’de ilk yangın pompasını üretti. Türkiye’deki ilk 18 metre hidrolik merdivenli aracını, ilk 55 metre merdivenli itfaiye aracını, ilk uçak söndürme aracını ve ilk modüler itfaiye aracını üretti. Bugün ise, Torbalı Yazıbaşı’nda üretim teknolojisinin tüm imkânlarını biraraya getirerek 30.000 m²’si kapalı olmak üzere 200.000 m² alana sahip fabrikada 300’ü aşkın çalışanı ile CAO ve NFPA standartlarına uygun ARFF uçak ve havalimanı yangın söndürme araçları üreterek ülkemizdeki itfaiye araç pazarının yüzde 55’ini elinde bulunduruyor ve 40 ülkeye ihracat yapıyor.
İsa Tecim, Manisa’nın Sancaklı İlecik köyünde 6 çocuklu fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu köyünde okudu. Babası, onu 12 yaşında bir terzi dükkânına çırak olarak verdi. 8 kişilik aile nüfusu her sabah dört zeytin yemekle yetinemiyordu artık. Evin büyük oğlu para kazanmalıydı. İsa annesinin altın Ese’si (İsa)… Öyle hırslı ve berrak bir zekaya sahipti ki kendi yolunu kendi çizdi. Terzi dükkânının üst katında bir yer yatağında tuvaleti, mutfağı olmadan ve bu durumdan şikâyet etmeden 2,5 yıl yaşadı ve çalıştı. Kendindeki kudreti kendiliğinden bulmuş olacak ki babasına; “Ben kumaşla değil, metalle uğraşmak istiyorum. Bu işi bırakıyorum” deme cesaretini buldu ve İzmir’e gitti...
İsa Tecim: Metalle uğraşmak daha önemli geldi bana. Çünkü sanayici olmak istiyordum. Demiri terbiye ederseniz çok şey yapabilirsiniz. Yine de 2.5 yıl terzilik yaptım. Ailem Manisa’da köyde yaşıyor ben terzi dükkanında hem çalışıyorum hem de orada yaşıyorum. 15 yaşımdayken terziliği bıraktım. Çelikle iş yapan bir firmanın atölyesinde çalışmaya başladım. Zaten hayatta benim kararlarım çok nettir. Kararımı alır ve uygularım.
İzmir’de bir torna dükkânında çalıştı ve aynı zamanda ek gelir sağlamak için başka işler buldu. Bunlardan biri geceleri tren garında hamallık yapmak bir diğeri ise hafta sonları düğünlerde bağlama çalmaktı. İşte bugünün başarılı bir iş insanı olan İsa Tecim’in çocukluk ve gençlik yılları yokluk içinde geçti.
İsa Tecim’in imkânsızlıklardan başarıya uzanan hikâyesi
Askerlik sebebiyle Kastamonu Bozkurt ilçesine jandarma olarak atandı. Ne onu atayan Türk ordusu ne de görev yaptığı Bozkurt ilçesi, geleceğin büyük sanayicisinden haberdardı... İsa Tecim geride bıraktığı sevdiğine şiirler yazarak geçirdiği vatani görevi esnasında acı bir olaya şahit oldu. Bir köy evinde yangın çıkmıştı ve ona müdahale edecek olan tek devlet otoritesi bulunduğu jandarma karakolluğuydu. İsa Tecim müdahale için yangın alanına gittiğinde gördü ki ellerinde bir kürek ve kovayla insan hayatı kurtulamazdı. İtfaiye lazım ama 70’li yıllar Türkiye’sinde Anadolu ilçesinde itfaiye yok. Bir nine ve torununun, gözlerinin önünde yanarak öldüğüne şahit oldu.
İsa Tecim, bu olaydan çok etkilendi ve vatani görevini tamamladıktan sonra İzmir’e parlak bir fikirle döndü. İtfaiye aracı üretmeye karar vermişti. Ama ülkede itfaiye aracı üretiliyor mu, bu iş nasıl yapılır hiçbir bilgisi yoktu. Araştırmaya başladı… O yıllarda Türkiye’de sadece bir firmanın olduğunu ve itfaiye aracı konusunda da dışa bağımlı olduğumuzu gördü.
1974 yılında önce küçük bir yazıhane tuttu. 22 yaşında Şirket kurdu, şirketin adı ‘Volkan İtfaiye’ oldu. Volkan İtfaiye, İzmir’de 50 m²’lik bir alanda 8 kişi ile üretime başladı. İsa Tecim önce eski itfaiye araçlarını tamir etmekle işe başladı. Burdur ve Buca Belediyelerinin araçlarını tamir etti. O dönemde hiç yaygın olmayan bir şey yaparak gönüllü kamu hizmetinde yer aldı. İzmir İtfaiyesi’nde gönüllü itfaiyeci oldu. O, itfaiyecinin ve müşkül durumda olanın halini ve talebini daha iyi anlamak istiyordu.
İsa Tecim: Çırak olmadan hiçbir şeyin ustası olamazsınız. Benim amacım üreteceğimiz araçlarla çıkan yangınlarda insanları kurtarmak. Ama tornacıyım, itfaiyeciliğin inceliklerini bilmiyordum. Yangını, itfaiyecilerin neler yaşadığını, neye ihtiyaçları olduğunu bilmeden bunu yapmak hiç kolay değil. İzmir’de belediyeye gittim ve gönüllü çalışmak için müdürle konuştum. Akşama kadar kendi işimde çalışıyor itfaiye aracı üretiyordum, Akşam olunca itfaiyecilik yapıyordum. Gönüllü itfaiyecilik yaptığım 5 yıl içinde birçok insanın hayatını kurtardık. İtfaiyecilik kutsal bir meslektir. İlahi kuvvetin yardımıyla ateşin içinden insanı alıyorsunuz. Herkese nasip olmaz. Hem hayat kurtarıyorsunuz, hem ekmeğinizi hem de ahiretinizi kazanıyorsunuz.
Ve böylece Volkan İtfaiye’nin hikâyesi, yoksul bir çocuğun ülkenin eksikliğini ve ihtiyacını görerek büyük bir cesaretle bu sektöre adım atmasıyla başladı.
“Tehlike anındaki hislerinizi biliyoruz” mottosuyla başlayan serüveni, maddi kaygılardan uzak hayat kurtarabilme çabası ile 1978’de ilk yangın pompasını üretti.
İsa Tecim: Birinci atölye küçük gelince ikinci atölyeye geçtik, işi daha da büyüttük ve gördüm ki Türkiye’de bu iş önemli bir ihtiyaç. 5-6 yıl içinde Türkiye’nin hemen hemen bütün illerini gezdim, ihtiyaçlarını tespit ettim. Türkiye’de eskiden büyük kurtarma merdivenleri yok, hepsi yurtdışından geliyordu ve pahalıydı. İtfaiye aracını 1974’te yapmaya başladım ama merdivenli itfaiye aracımı 1978’de ürettim. 6 katlı binaya kadar yetişiyordu. Onu da Kahramanmaraş Belediyesi’ne verdim.
Başarı adımlarında temel stratejiler
İsa Tecim’in başarısının temelinde “Ben bir tek can veremem, geri kalan her şey benim için mümkündür” düşüncesi yatar. Volkan’ın temel felsefesi de bu düstura dayanır. Şöyle ki; Volkan İtfaiye, mühendisliğinden üretime, idari, teknik ve pratik öyle bir gelenekten gelir ki; varoluş amacına uygun her türlü yangın söndürme ekipmanını üretir ve satar. Sahip olduğu mühendislik ve üretim kabiliyetini ve zamanını varoluşuna ters olan hiçbir şeye harcamaz. Varoluşuna ters olan şeyler nelerdir diyecek olursak; insan hayatını kurtarmak ve insana dair yarar sağlamak hedefinden saptıracak her şey diyebiliriz. Ve Volkan bu “şeylerin” bilinçli olarak dışında durur. Günümüz dünyasında tırmanışa geçen savunma sanayinin dışında kalma nedenimiz ise bu alanda yetkinliğimizin olmaması değil, insan varoluşuna aykırı bir sektörde olmak istemeyişimizdir.
Neler üretiyorsunuz?
İlk olarak 18 metre merdivenli itfaiye araçları üretmeye başladık. Bugün ise birçok farklı tipte itfaiye aracı üretiyoruz. Bunlar; Havalimanı Araçları, Merdivenli Araçlar, Endüstriyel Araçlar ve Şehir Tipi Araçlardır.
Havalimanları için ürettiğimiz ARFF, LION (Havalimanı kurtarma ve yangınla mücadele) aracımız 2022’de IF Design tasarım ödülü aldı.
LION’un ve tüm itfaiye araçlarımızın üretimini tamamen kendimiz yapıyoruz. Fabrikamızın içinde üretimden son montaja kadar hummalı bir çalışma söz konusu. Ve bu araçları dünyada 40 farklı ülkeye gönderiyoruz. Bir yangın operasyonunda Volkan İtfaiye Aracı’nın hayat kurtardığını görmek en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biridir. Bu motivasyonla ilk günkü heyecan ile çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz.
Ar-Ge merkeziniz var mıdır? Yeni projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dünyada en büyük devlerle mücadele ediyoruz ve ürettiğimiz ürünlerle Dünya’da ilk 3 arasındayız. Hep ilkleri yapmaya çalıştığımız ve Küresel rekabette çok iddialı olduğumuz için de Ar-Ge’mizi oluşturduk.
İçerisinde onlarca mühendisin çalıştığı büyük bir Ar-Ge merkezimiz var. Türkiye’nin 211. Ar-Ge merkeziyiz. Turkishtime’ın 2021 yılı için yaptığı araştırmaya göre Volkan İtfaiye Ar-Ge Merkezi olarak “Ar-Ge merkezinde Alınan Ulusal Patent Sayısı”na göre yapılan sıralamada 32. sırada yer alıyoruz.
Türkiye’nin itfaiye ve yangın söndürme alanlarında Ar-Ge çalışması yapan tek merkeziyiz. 6x6 LION IF Design tasarım ödülü AR-GE endüstriyel tasarım ekibimizin çalışmalarıyla elde edilmiştir. Ayrıca 2021 yılında Teknopark İzmir Yüksek Teknoloji Ödülleri’nde yılın en başarılı KOBİ ödülünü Volkan Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları sonucu kazanmış bulunuyoruz.
Ayrıca Volkan Ar-Ge Merkezi bugüne kadar otuzu aşkın ulusal ve uluslararası bilimsel makale yayınlamıştır.
Yangın söndürme teknolojileri konusunda sayısız çalışmamız ve aldığımız devlet desteklerimiz var. Bu desteklerin en önemlileriyse elektrikli itfaiye aracı projemiz ve havadan yangın söndürme projemizdir.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? 2023 İhracat hedefiniz nedir?
İlk büyük teslimat 1993 yılında yapıldı. Şirket bugüne kadar ki en büyük kârını bu tarihte elde etti. İsa Tecim, 20 yıllık şirketinin bu kârını kendisine ve kişisel yaşamına dair bir avantaj olarak görmek yerine tüm personelini toplar ve herkese yıllar sonra bile unutulmayacak şu sözü söyler: “Volkan İtfaiye bir dünya markası olacak ve bunu Allah’tan başka kimse engelleyemeyecek.”
İsa Tecim bu sözün üzerine çat pat konuşabildiği İngilizcesiyle bir şekilde uluslararası sektörel bir dergi bulur, oraya reklam verir ve uluslararası fuarlara katılır. Bu çabaların neticesinde, sektörde ilk kez rastlayanların hor gördüğü küçük Türk firması, İsa Tecim’in dünya markası olma yolundaki ilk adımı sayılabilecek olan “ilk ihracatını” 2000 yılında gerçekleştirir. Aradan geçen 7 yılda tüm zorluklara göğüs geren ve yılmayan İsa Tecim; reklama, fuarlara, ziyaretlere devam etmiş, tüm hor görmelere, reddedilmelere ve yenilgilere karşı koymuş ve sonunda başarmıştır.
İsa Tecim: İngilizcem yok ama 1993’te bir yılbaşı günü adamlarımı topladım. “Volkan İtfaiye bir gün dünya markası olacak, bunu Allah’tan başka hiç kimse engelleyemeyecek” dedim. Karar verdim zaten, içimde vardı o. İngiltere’deki sektörel dergilere üç dilde ilan verdim. 1993’te bu ilanı verdim, ondan 7 yıl sonra 2000’de ilk ihracatımızı yaptık. Düşünebiliyor musunuz, 7 yıl boyunca dünya markası olmak için ilan veriyorum ve bugün geldiğimiz seviye de 60 metre en yüksek merdiveni dünyada rakiplerimizle beraber biz üretiyoruz. Bunu yaparken de motorlu ve şanzımanlı olarak kendi markamızla, çift motorlu 1300 beygirlik uçak söndürme araçları yapıyoruz. Şase kamyonunu da pompayı da monitörünü de kendimiz üretiyoruz. Yüksek metrajlı merdivenler yapıyoruz. Bizi ayrı ve özel kılan budur. Herkes Çin’den korkar, biz şu anda Çin’e 55 metre yüksekliğinde asansörlü kurtarma ve söndürme merdiveni sattık.
Bu vizyonla yol alan Volkan İtfaiye, sektörün önemli oyuncularından biri haline geldi. Kimi batılı rakiplerine göre ciddi tehditlerden ve oyun kuruculardan biri haline gelen marka, şimdilerde 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Volkan’ın satış hedefleri hiçbir zaman aylık ya da yıllık, kısa vadeli hesaplara bağlı değildir. Volkan bir vizyon şirketidir, tüm aksiyonunu ve yapılanmasını da bu vizyon üzerine kurar. Vizyonuyla örtüşmeyen hiçbir kâr, başarı, ciro onu mutlu etmez ve onun içinde yer alamaz. Bugünkü ve gelecekteki vizyon ise; mutlu ve gururlu çalışanlar ile hayallerine hep birlikte yürümektir.
Gelecekte neler planlıyorsunuz? Öngörüleriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Gelecek öyle bir hale geldi ki, gelecek “bugün” desek yeridir. Her şey çok hızlı gelişiyor ve değişiyor. Yangın gerçeği ise insanoğlunun ateşi keşfettiğinden beri süregeliyor. Sadece şekli değişiyor. Biz şu anki yapılanmamızı mühendislik ve üretim üzerine konumlandırdık ve bu alanlara odaklandık. Yaslandığımız temel değer ise her zaman “insan hayatı” oldu. Dolayısıyla Volkan İtfaiye insan hayatı söz konusu olduğunda mühendislik çözümleri bulmaktan ve üretmekten vazgeçmeyecek bir vizyonla yoluna devam ediyor.
Gelecekte yangınlara artık karadan değil havadan müdahale etmemiz lazım. Çok kısa zamanda drone benzeri insansız hava araçları ile daha az su ve köpük kullanarak 100 metre yükseklikteki yangınlara müdahale edeceğiz. Daha ileriki 10-15 yıl sonrasında ise elektromanyetik dalga kılavuzlarını kullanarak yangını oksijensiz bırakarak söndürecek projelerimiz var.
Gençlere, girişimcilere ve sanayicilerimize neler tavsiye edersiniz, verilecek mesajlarınız nedir?
Gençlere ve girişimcilere söyleyecek sözüm; içinizde bir cevher var. Onu fark edin ve açığa çıkarın, İsa Tecim gibi her türlü olumsuzluğa ve imkansızlığa rağmen hayallerinizi gerçekleştirin.
İsa Tecim’in şair gönlü Hz. Mevlana’nın şu sözünü çok sever. Bazı soruların cevabı da anlayana çok şey ifade eder…
“Gerek yok her sözü laf ile beyana… Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana!”
Bir işi yapacağınızda kararlı olun, azimli olun, asla yılmayın ve daha iyisini yapmak için her zaman araştırın. Teknolojiyi yakından takip ederek kendinizi ve işinizi geliştirin. Müşteri ziyaretleri yaparak ihtiyaçlarını öğrenin. Teknolojiyi takip etmek ve ihracat yapmak için en az bir yabancı dil bilmek çok önemli.
Paylaşmak çok önemlidir ve en büyük meziyetlerimden biridir. Çünkü bilirim ki, paylaşmadığın zaman arkadan gelmez. Maddi ve manevi ne değerim varsa insanlarla paylaşırım. Ne aldıysam dağıtırım.
Başarınızın sırrı nedir?
Bu işin sırrını ben size söyleyeyim; İnsan kendi hazinesine ulaşmadan, hiçbir hazineye ulaşamaz. Bir ben var benden içeri diyor Yunus Emre. Hani “ Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm” diyor. Aslında bizler birer görseliz. Esas bizim kimsenin görmediği yer olan içimizde çok gizli hazineler var. Siz kendi hazinenize ulaşmadıysanız boşuna uğraşırsınız. Önce insan kendini keşfedecek. Bunun adı özgüvendir. Özgüvenim çok yüksek benim, hiç sınırım yok. Ben bir tek insana can veremem, onun dışında her şey benim için mümkündür.
Ailem özellikle de annem çok önemlidir hayatımda. Büyük bir sevgiyle ve manevi zenginlik içinde büyüttü beni. Bu sayede de kendi hazineme ulaştım. Zaten insan kendi hazinesine ulaşmadan hiçbir hazineye ulaşamaz. Benim hazinem de özgüvenimdi. “Ben yaparım, başarırım” diyordum. İşte o özgüveni bana veren de annemin sevgisiydi.
Başarı tam olarak nedir bilemiyorum ama başardığımı düşündüğüm bir şey varsa ailemi hiç yalnız bırakmadan hayata tutunmuş olmamdır. Başıma ne gelirse gelsin ne ailemden ne de işimden asla vazgeçmedim. Ailemden kastım sadece aile bireyleri değil, tüm aile değerlerim… Anneme, kardeşlerime, eşime, çocuklarıma hesap veremeyeceğim hiçbir işin içinde bulunmadım. İşim her ne kadar kamu kurumlarıyla direkt ilişki kurmayı gerektirse de işimi şartlar ne olursa olsun siyaset üstü tutup, gerektiğinde bu prensiple iletişim kurup kendi bildiğimden asla ödün vermedim. İş hayatında kişisel olarak aldığım yaraları sarmayı bilip yoluma yine doğru bildiğimden şaşmadan devam ettim. Çok ama çok çalıştım. Geceleri uykusuz kalmamın sebebi hiçbir zaman vicdan muhasebesi olmadı, hep “daha iyiyi nasıl başarabilirim” endişesi uykularımı kaçıran şey oldu.