UGC Uğur Gürbüz Cıvata, Günlük 4 Milyon Adet Üretim Gerçekleştiriyor
UGC Uğur Gürbüz Cıvata Genel Müdürü Uğur Gürbüz, 2015 yılında üretim kapasitelerini %100 artırarak günlük 4 milyon adet üretim gerçekleştirdiklerini belirtti. Uğur Gürbüz, yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılarak ihracatlarını da artırmak için çalıştıklarını vurgulayarak önümüzdeki dönem hedefleri hakkında şu bilgileri verdi.
UGC Uğur Gürbüz Cıvata’nın kuruluşu ve bugün ki konumu hakkında bilgi verir misiniz?
Uğur Gürbüz: UGC Uğur Gürbüz Cıvata, 2001 yılında şahıs firması olarak Bayrampaşa’da toplam 5 adet makina ile üretime başladı. 2004 yılında limited şirket ünvanını aldı. 2012 yılına kadar Bayrampaşa’da bölüm bölüm dükkan kiralayarak toplam 500 metrekare alanda, 20 makina ile işlerini büyütmeye devam etti. 2012 yılının sonunda Beylikdüzü Birlik Sanayi Sitesine taşındık ve 1500 metrekare yerde faaliyet göstermeye devam ettik ve şuanda 65 makine parkuru ile çalışmaya devam ediyoruz. UGC Uğur Gürbüz Cıvata olarak, Ar-Ge çalışmalarına önem veriyoruz, kalite test laboratuvarına sahibiz. Tuz testi cihazına kadar bütün test ekipmanları laboratuvarımız da mevcuttur. 12’si yönetim kadrosunda olmak üzere toplam 32 çalışanımızla üretimlerimize devam etmekteyiz.
Üretim rakamlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Ağırlıkla hangi sektörler için üretim yapmaktasınız?
Uğur Gürbüz: 2015 yılında günlük olarak üretim kapasitemizi %100 artırdık. Günlük 4 milyon adet üretim yapıyoruz.
Bugün ağırlıkla beyaz eşya, elektrik-elektronik ve otomotiv yan sanayi için üretim yapmaktayız. Beyaz eşya ve elektrik elektronik cihaz üreten firmalara direkt ürün veriyoruz. Ayrıca yine onların yan sanayilerine de iş yapıyoruz. ISO 9001, 14001,18001 kalite belgelerine sahibiz. Otomotiv sektörü için gerekli olan 16949 belgesini de önümüzdeki yıl almayı hedefliyoruz.
2015 yılının Mart ayında Stuttgart Fastener Fair fuarına katıldık. Bu bizim ilk yurt dışı fuarımızdı ve güzel geri dönüşler aldık. Tunus ve Almanya’ya ihracat yaptık. Tunus’a halen ürün göndermeye devam ediyoruz. ‹hracatımızı her geçen sene artırmayı hedefliyoruz. Fastener Fair Turkey fuarına da katılacağız. Fastener Fair Turkey fuarında da yeni bağlantılar kurup ihracat rakamlarımızı artırmak istiyoruz.
2016 yılı için hedefleriniz nelerdir?
Uğur Gürbüz: 2016 yılını yeni ünvanımızla karşıladık. Ünvanımızı UGC Uğur Gürbüz Cıvata San. ve Tic. Ltd. fiti. olarak değiştirdik. Yakın isimlerde firmalardan ayrılmak ve Gürbüz’ün marka tescili nalbur olan bir firmada olduğu için UGC’nin marka tescilini aldık. 2016 yılından itibaren kendi markamızla hizmet etmeye başladık. Biz bugüne kadar standart ürünleri çeşitli tüccar firmalara onların markası ile üretiyorduk, kendi markamızla satmıyorduk. Fakat bundan sonra kendi markamızı kendi kutu-kolilerimizle piyasaya süreceğiz.
Makine parkurumuza her yıl birkaç makine ilave ediyoruz. 2016 yılı için de Tayvan’a birkaç makine siparişimiz oldu. Perçin, matkap uç ve ovalama makinaları siparişi verdik. Bizim makinalarımızın en eskisi 3 yıllık oluyor. Makinalarımızı 3 yılda bir yenilemeyi düşünüyoruz.
Sektörde El Birliği Güç Birliği Yapalım
Sektörünüzde yaşadığınız sorunlar nelerdir? Bu sorunlara yönelik sizce neler yapılmalı?
Uğur Gürbüz: Vida üreticilerin en büyük sıkıntısı fason üretimdir. Bugün vida üretenlerin %80’i ısıl işlemini kendi yapmıyor, kaplamasını kendi yapmıyor. Benim arzuladığım şey şu: Tayvan örneğinde olduğu gibi bütün vidacılar aynı bölgede konumlandırılıp, dışarıya yaptırdığı işleri de aynı bölgede olan ve bütün herkese iş yapan firmalar da kurulup, kısaca bir kümelenme şeklinde bu sektörün bir arada olmasıdır. Isıl işlemi, kaplamayı ortak bir firma kurarak yaptırabiliriz. Bugün 5 firma bir araya gelerek kendi yan sanayimiz olan bir firmayı kurabiliriz. Bu tarz yatırımlara KOSGEB’in de destekleri var. El Birliği Güç Birliği diye KOSGEB’in bir projesi var. Biz 5 firma bir araya gelip ısıl işlem ve kaplama tesisi kursak, bize hizmet etse, sadece rekabette fiyat gücümüz değil kalite gücümüz de artar. Bu ihracatımızı da artırır. Ben bu anlamda 2-3 firma ile görüştüm fakat sadece 1 tane firma olumlu baktı bu konuya. Ben şunu gözlemledim: Sektörümüzde iş yapan sanayicimiz, ileride sektörün ne olacağı belli değil gibi bahanelerle bu konuya çok sıcak bakmıyorlar, bu sektörde ileriye yönelik yatırım yapmaktan kaçınıyorlar. Benim görüştüğüm meslektaşlarımda bunu gözlemledim. Bizim ölçeğimizdeki firmalar ya gerçekten birleşerek çok büyümek zorundalar ya da yavaş yavaş eriyerek bir gün kapatmak zorunda kalacaklar. Eskiden bakkallar vardı ama şimdi onun yerine büyük marketler yer aldı. Üretim için de aynı şey geçerli. Entegre tesis olmazsanız ayakta kalamazsınız. En büyük hedeflerimden bir tanesi bu sektöre yan sanayi olarak ısıl işlem, kaplama, seçme-ayıklama ve paketleme üreten entegre bir tesis kurmaktır. Vida üreten bir üretici de ürününü gönderecek, bu firma da ambalajlı müşteriye sevk edecek şekilde hazırlayıp geri gönderecek, böyle bir tesis kurma hayalim var. Maalesef bunlar tek başına olmuyor. Çoğu vidacının tek başına bir yan sanayi firma kurma şansı yok. Hepimiz küçük ve orta ölçekli firmalarız. Ama bir araya gelirsek bunu başarabiliriz. Herkes bütçesi kadar ortak olsa ve kalıbını, yıldızını, tarağını, kaplamasını, ısıl işlemini yapan bir firma kurulsa, herkesin rekabet gücü artar, ürününün kalitesi artar. Her vidada yurt dışına giden bir yan sanayi parası var. Maalesef ki yan sanayimiz %90 yurt dışına bağlı. Taraklarımızın %70-80’i yurt dışından geliyor. Ülkemizde bir tane punch üreten firma yok.
Yayınınız aracılığı ile tüm meslektaşlarıma sesleniyorum; “El Birliği Güç Birliği diyorum ve gelin beraber bu işi yapalım ve rakip değil meslektaş olalım.”
Ayrıca yine vida-cıvatanın önemi ile ilgili de sorunlar var. Vida, cıvata hayatımızın her noktasında var. Montaj sanayindeki en büyük sıkıntı şu, montaj yapan bazı firmalar kendilerini kaf dağında sanıyorlar, vidaya “alt tarafı vida” diyorlar. Vida alt tarafı vida denecek kadar basit bir ürün değildir. Vida o ürünün bütünlüğünü sağlayan en önemli parçadır. Bir otomobil bile bir cıvatanın üzerinde gidiyor, bu kadar önemli bir üründür. Bu ürünün önemini bütün sektörlere öğretmemiz gerekiyor. Farkındalık yaratmalıyız. Ben ikinci kuşak olarak bu işi yapıyorum. Babam birinci kuşak olarak 1954 yılında bu işe başlamış ve oğlum üçüncü kuşak olarak da devam edecek. Bizim üç kuşaktır tek gelirimiz bu işten. Dolayısıyla bizim için kutsal bir meslek ve bu mesleğimizi çok çalışarak ileriye taşımak ve bunun önemini de insanlara öğretmek istiyoruz.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
29.03.2016