Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Açıklandı
İstanbul Sanayi Odası “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022” Araştırması’nın Sonuçlarını Açıkladı
Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Açıklandı
İstanbul Sanayi Odası “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022” Araştırması’nın Sonuçlarını Açıkladı
İstanbul Sanayi Odası (İSO), Eylül ayında açıkladığı “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022” araştırmasının ardından, 500 Büyük şirketlerine nazaran daha küçük ve orta ölçekli kuruluşları kapsayan “İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2022” (İSO İkinci 500) araştırmasının sonuçlarını da açıkladı.
İSO İkinci 500 araştırması, 2022 yılı verileri ile de küçük ve orta ölçekli kuruluşların performansı açısından önemli sonuçlar ortaya koydu.
2022 yılında sanayi sektörü başta Rusya-Ukrayna Savaşı, yükselen enflasyon, finansal koşullarda sıkılaşma gibi önemli gelişmelerin yaşandığı ve bunlara bağlı olarak yılın ikinci yarısında küresel büyüme ve ticaretin ivme kaybettiği bir ortamda faaliyet gösterdi. Dolayısıyla İSO İkinci 500’ün ekonomik ve finansal büyüklüklerini değerlendirirken bu gelişmeleri de göz önünde bulundurmakta yarar var.
İSO İkinci 500’ün üretimden satışlarındaki değişimler, yıl sonu TÜFE enflasyonundan arındırılarak incelendiğinde; 2022 yılında yüzde 24,7 ile oldukça güçlü bir reel artış yaşandığı görüldü. Ancak bu artış, 2021’deki yüzde 30,4’lük artışın altında kaldı. Reel değişimler hesaplanırken son yıllarda olduğu gibi yine yıl sonu TÜFE enflasyonu kullanıldı. Ancak 2022 sonunda TÜFE enflasyonu yüzde 64,27 iken ÜFE enflasyonu yüzde 97,72 düzeyinde gerçekleşmişti. Bu noktada sanayicinin ekonomik gerçeklerini yansıtan asıl enflasyonun ÜFE olduğunu hatırlatarak, ÜFE’nin çok daha hızlı arttığını ve tüketici enflasyonu ile arasındaki makasın oldukça geniş olduğunu vurgulamak gerekiyor. Nitekim yıl sonu ÜFE enflasyonu kullanıldığında, üretimden satışlardaki reel artış yüzde 3,6’ya iniyor. İSO İkinci 500’ün en büyük üç şirketi Üretimden satışlar baz alınarak yapılan 2022 yılı İSO İkinci 500 sıralamasına göre Şirikçioğlu İplik ve Denim 2 milyar 54 milyon TL ile ilk sırayı aldı. Onu 2 milyar 51 milyon TL ile Safa Tarım takip ederken Erdoğanlar Alüminyum 2 milyar 47 milyon TL ile üçüncü oldu. 2022 yılı İSO İkinci 500 sıralamasına üretimden satışları 2 milyar 54 milyon TL ile 886 milyon TL arasında kalan şirketler girebildi. İSO İkinci 500’ün 2021 yılı listesinde yer alan şirketlerin üretimden satışları ise 980 milyon TL ile 444 milyon TL bandında gerçekleşmişti. İSO İkinci 500’ün bu yılki listesine 125 yeni sanayi kuruluşu girdi. Bunlardan 51 tanesi İSO 500’den İSO İkinci 500’e düşen şirketlerden oluştu. Listeye geçen seneki İSO 1000 dışından giren yeni firma sayısı 74 olurken, 2021 yılının İSO İkinci 500 listesinden İSO 500’e çıkan firma sayısı ise 50 olarak gerçekleşti.
2022 yılında zayıflayan küresel büyüme dinamiklerine rağmen Türkiye’nin ihracatı yüzde 12,9 oranında artarak 254,2 milyar dolara yükseldi. Aynı yılda İSO İkinci 500’ün ihracatı da yüzde 19,3 artarak 16,1 milyar dolara çıktı ve tarihsel olarak rekor düzeye ulaştı. İSO İkinci 500’ün ihracat artış hızı, Türkiye ve İSO 500’ün üzerinde gerçekleşti. Bu durum, nispeten daha küçük ve orta ölçekli kuruluşların dış pazarlara açılma başarısını göstermesi açısından oldukça önemli.
Bu gelişmeler sonucunda İSO İkinci 500’ün Türkiye sanayi ihracatı içindeki payı 2022 yılında 0,3 puan artarak yüzde 6,2’den yüzde 6,5’e yükseldi.
2022 yılında İSO İkinci 500, satış performansının yanı sıra karlılıkta da başarılı bir yıl geçirmiş gözüküyor. Söz konusu yılda İSO İkinci 500’ün faaliyet karı yüzde 91 oranında artarak 52,6 milyar liradan 100,4 milyar liraya çıktı. Buna karşılık aynı dönemde faaliyet karlılığı oranı 1,1 puan düşüşle yüzde 13,7’den yüzde 12,6’ya geriledi. Benzer şekilde faiz, amortisman ve vergi öncesi kar büyüklüğü de yüzde 90,2’lik artışla 63,7 milyar liradan 121,1 milyar liraya ulaştı. Bu artışa rağmen FAVÖK karlılığı oranı 1,4 puan azalarak yüzde 16,6’dan yüzde 15,2’ye düştü. Vergi öncesi kar ve zarar toplamı ise yüzde 98,2 artarak 37,7 milyar liradan 74,7 milyar liraya yükseldi. Ancak satış karlılığı oranı 0,4 puan düşüşle yüzde 9,8’den yüzde 9,4’e indi. Tüm bu gelişmeler karlılık rasyolarında bir önceki yıla göre kısmen daha düşük bir performansa işaret ediyor. Yine de yüksek enflasyon ortamı ve kurların etkisiyle maliyetlerin hızla arttığı bir yılda kar-zarar dengesinin başarılı olarak yönetilebildiği görülüyor.
2022 yılında İSO İkinci 500’de diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar 70 milyar TL iken, diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar 63,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu iki kalem arasındaki fark alındığında, İSO İkinci 500’ün 6,5 milyar TL’lik üretim faaliyeti dışı gelir elde ettiği ve bu kalemin bir önceki yıla göre sadece binde 5 oranında arttığı görülüyor. Özellikle net kambiyo gelirlerinin negatif gerçekleşmesi dikkat çekiyor.
Sanayicilerin son yıllarda makul bir çözüm bulunmasını beklediği konulardan biri olan devreden KDV alacakları, gerek İSO 500 gerekse İSO İkinci 500 şirketleri için ciddi bir sorun olmayı sürdürüyor. Hatırlanacağı üzere bu yük İSO 500 için 2022 yılında yüzde 107 artışla 49 milyar TL’ye yaklaşmıştı. İSO İkinci 500’de ise devreden KDV bir önceki yıla göre yüzde 72,7 oranında artarak 8,9 milyar TL’ye yükseldi. Bu gelişmeler sanayi kuruluşlarının sıfır faiz ve sonsuz vade ile devlete borç vermesi anlamına gelen devreden KDV sorununun azalmak yerine daha da arttığını gösterirken enflasyondaki yüksek seyrin de sorunu derinleştirdiği görülüyor. İstanbul Sanayi Odası, bu konuda sanayiciyi rahatlatacak bir çözüm olarak devreden KDV alacaklarının banka teminatı haline getirilmesi ve özellikle Eximbank kredilerine dönük bir teminat aracına dönüştürülmesini uzun bir süredir savunmaktadır.
İSO İkinci 500’ün dikkat çeken bir başka göstergesi de teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer dağılımı. Bu verilere bakıldığında; en yüksek payı yüzde 49,2 ile yine düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin aldığı ve bu grubun payını geçen yıla göre 1,4 puan artırdığı görülüyor. Benzer şekilde orta-düşük teknolojilerin payı 1,1 puan artarak yüzde 25,3’e yükselmiş durumda. Buna karşılık orta-yüksek teknolojilerin payı 1,4 puan düşüşle yüzde 23,1’e; yüksek teknolojilerin payı ise 1,1 puan düşüşle yüzde 3,5’ten yüzde 2,4’e geriliyor. Bu veriler, kuruluşlarımızın teknoloji yoğunluğu alanında belirli bir eşiği aşmakta zorlandığını ortaya koyuyor. Ayrıca ölçüm yapılan son 10 yılda önemli bir değişimin yaşanmaması da bu alanda yapısal bir dönüşümden ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor.
Sanayi kesiminin rekabetçiliği için AR-GE faaliyetleri hayati önem taşıyor. İSO İkinci 500’de AR-GE yapan kuruluş sayısı, 2021’de en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra 2022’de 7 adet azalarak 228’e gerilemiş bulunuyor. Ancak bu sayının şimdiye kadarki üçüncü en yüksek seviyede olduğu da gözden kaçırılmamalı.
AR-GE yapan firma sayısındaki azalışa rağmen 2022 yılında İSO İkinci 500’ün AR-GE harcamaları anket verileri ile 2,8 milyar TL’ye yaklaştı. Bu rakam, 2021 yılındaki 1,3 milyar TL’lik harcama tutarına göre yüzde 111,5’lik artışa işaret ediyor. Buna rağmen AR-GE harcamalarının üretimden satışlara oranla binde 4’ler düzeyinde yatay seyrettiği görülüyor.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: “İSO İkinci 500 Şirketleri İhracatta Fark Yarattı”
“Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmamızın 2022 sonuçlarını değerlendirirken; 2022 yılında küresel ekonomiyi şekillendiren üç ana faktörü göz önünde bulundurmakta yarar var. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz bugün de dünya ekonomisini etkilemeye devam eden enflasyonun geri dönmesiydi. Merkez bankaları neredeyse tüm dünyada bu konuya odaklanarak para politikalarını sert şekilde sıkılaştırmıştı.
İkinci faktör, 2022 yılının hemen başında patlak veren Ukrayna-Rusya savaşıydı. Bu savaş ile birlikte özellikle lojistik ve tedarik sorunları ortaya çıkmış, jeopolitik riskler üst seviyelere yükselmişti. Ayrıca Çin’de yeni bir pandemi korkusuyla alınan kapanma önlemleri de dünya ekonomisini etkisi altına almıştı.
Bütün bu faktörlere iklim değişikliğinin etkilerini artırması ve teknolojik rekabetin hızlanması da eklenince, 2022 yılı küresel ekonomi açısından “çoklu krizler” dönemi olarak tarihteki yerini aldı. Yaşanan eşzamanlı şokların etkisiyle küresel ekonomi yavaşladı. 2021 yılında yüzde 6,3 olan küresel büyüme, 2022 yılında yüzde 3,5’e geriledi. Her şeye rağmen Türkiye ekonomisi yüzde 5,5 ile güçlü büyüme performansını korumayı başardı.
İSO İkinci 500 sonuçlarını bu çerçevede değerlendirdiğimizde ilk dikkat çeken hususlardan biri, küresel ekonomik daralmaya rağmen İSO 500’e göre daha küçük ve orta ölçekteki şirketleri kapsayan İkinci 500 Büyük şirketlerinin yüzde 19,3 ihracat artışı yakalamasıdır. Bu artışla İkinci 500 şirketlerinin hem toplam Türkiye ihracatı hem de İSO 500’ün ihracat performansından olumlu yönde ayrıştığının altını çizmek isterim. Üretimden satışların yüzde 104,8 artmasında da önemli rol oynayan bu gelişme, ülkemizin ihracat potansiyeli açısından son derece sevindiricidir.
İSO İkinci 500’ün temel karlılık rasyolarına baktığımızda, 2021’deki zirvelere kıyasla hafif düşüş görüyoruz. Ancak yüksek enflasyon ortamı ve kurların etkisiyle maliyetlerin hızla arttığı bir yılda bu durumun olağan karşılanması gerektiğini ve her şeye rağmen kar-zarar dengesinin yönetilebildiğini söylemek gerekiyor.
Araştırmamız kapsamında her yıl dikkatle takip ettiğimiz AR-GE harcamaları üretimden satışlarla uyumlu bir oranda artmış görünüyor. Ne var ki, teknoloji yoğunluklarına ilişkin göstergeler henüz bu alanda yapısal bir dönüşümün işaretlerini vermekten oldukça uzak görünüyor. Çünkü şirketlerimizin bu alana ayırdıkları kaynak maalesef yeteri kadar artmıyor. Geleceğin rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin bu konuda daha hevesli ve motive olması gerekiyor.
Özetlemek gerekirse, yıl genelinde sanayi sektörünü etkileyen iç ve dış faktörler düşünüldüğünde İSO İkinci 500’ün genel olarak başarılı bir yıl geçirmiş olduğunu söylemek mümkün. Ancak 2022’de öne çıkan olumlu gelişmelerin uzun vadede sürdürülebilir olup olmadığını ekonomi politikalarında yeniden bir kırılmanın yaşandığı 2023’ün verileri ile çok daha net bir şekilde analiz edebileceğiz. Belirsizliklerle dolu bir küresel rekabet ortamında, dijital ve yeşil dönüşüm gibi çok önemli iki yapısal dinamikle yüzleşiyoruz. Böyle bir dönemde, iktisadi koşullardaki dalgalanmalara daha duyarlı olan orta ve küçük ölçekli sanayi kuruluşlarımıza verilecek desteğin önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Son olarak, başta deprem bölgesindeki firmalarımız olmak üzere, yoğun çalışma temposu altında bu araştırmada yer almak için verilerini bizimle paylaşan tüm şirketlerimize bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.”