Türkiye'nin Enerji Gündemi "The Bosphorus Energy Club'da Konuşuldu
PwC Türkiye’nin desteğiyle üçüncüsü düzenlenen The Bosphorus Energy Club (BEC) Zirvesi, “Enerji projeleri ve anlaşmaları için yeni finansman nasıl ve nerelerden bulunabilir?” başlığıyla toplandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Boğaziçi Enerji Kulübü Onursal Başkanı Taner Yıldız’ın açılış konuşmasını yaptığı zirvede, iş dünyasının liderleri, üst düzey yetkililerle bir araya geldi.
Türkiye’de ve Orta Doğu’da enerji, yatırım ve jeopolitik gelişmelerin kritik bir önem taşıdığı günler yaşanırken, üçüncüsü gerçekleşen The Bosphorus Energy Club Zirvesi, enerji finansmanında yeni kaynakları gündemine taşıdı. Türkiye’nin ve bölgenin en güçlü enerji şirketlerini çatısı altında toplayan The Bosphorus Energy Club (BEC) üyelerinin önümüzdeki dönemde dünyada 48 trilyon dolara varan yatırım gereksinimi ile büyük projelerin finansmanının nasıl ve hangi kaynaklardan sağlanabileceğini masaya yatırdıkları zirvede, önemli projelere çekirdek sermaye sağlayabilecek bir enerji fonu oluşturulması da öne çıkan başlıklar arasında yer aldı.
Sadece Türk iş dünyasının değil, Orta Doğu ve Avrupa’dan da özel sektör ve siyaset dünyasının üst düzey temsilcilerinin büyük ilgi gösterdiği zirvenin açılış konuşması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Boğaziçi Enerji Kulübü Onursal Başkanı Taner Yıldız tarafından yapıldı.
“Petrol fiyatlarının gerilemesi hem fırsat hem tehdit”
Türkiye’nin son 12 yılda çok net anlaşılabilir, istikrara dönük, sürdürülebilir enerji politikaları ve stratejileri izlediğini belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, petrol fiyatlarının dünya genelinde gerilemesinin fırsat ve tehditleri beraberinde getirdiğine işaret etti. Yıldız, konuşmasında, konuya ilişkin şu hususlara dikkat çekti:
“Yüksek fiyatların tüketiciyi, düşük fiyatların da üreticiyi tehdit ettiği bir yapıyı görüyoruz. Bunun sürdürülebilir olması birçok açıdan önemli ve değerli. Fiyatlar anlık da olsa 40 dolarların altına düştüğü zaman petrol kuyularında üretim durma noktasına geliyor. Arzın azalması tüketimi tehdit eden bir unsur. Aslında bu bir sarmal. Petrol fiyatlarının düşüşüne kısa süreli anlık olarak ‘maliyetlerimiz düştü’ diye sevinebiliriz. Ama tüketici bir ülke olarak orta ve uzun vadede problemler yaşayabiliriz. Bütün yatırımların finansörü, vatandaşın ve sanayicinin kendisidir. Bunlar, doğrudan ve dolaylı yoldan alınan paralardır. Bu tasarrufların makul oranda olması gerekir. Makul fiyat bir kısım sivil toplum örgütlerine göre 70 ile 80 dolar bandıdır. Bunun altı veya çok üstü, her iki tarafı tehdit eden duruma gelmiştir. Petrolün varil fiyatının 10 dolar olması bizim için avantajlı ama 3 ay sonra maliyeti 60-70 milyar dolara çıkacaksa biz bundan hoşnut olmayız. Çok büyük dalgalanmalar birinci sırada üreticiyi, ikinci sırada tüketiciyi vuran dalgalanmalardır.”
“Türk Akımı ile ilgili teknik çalışmalar başladı”
Bakan Yıldız, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretinde belirttiği ‘Türk Akım’ı projesine de değinerek bunu ‘bir iyi niyet programı’ olarak değerlendirdi ve şunları söyledi:
“Türkiye’nin, coğrafi konumundan kaynaklanan avantajlarını kullanması gerekiyor. Karadeniz’den gelen boru, Bulgaristan yerine Türkiye’den geçirilebilir mi? Bunun çalışması yapılacak. Olma ihtimallerini, teknik şartlarını beraberce konuşmaya başladık. 63 milyar metreküp doğalgazın dağıtımından söz edeceğiz. Bu sadece geçiş projesi olmayacak. Bu projenin gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Ancak Türk Akımı ile ilgili netleşmiş bir ortaklık yapısı yok. 2019, belki 2020 yılına kadar değerlendirilmesi gerekiyor. Biz bu işin değerlendirme ve inceleme aşamasındayız.”
“Özel sektörün önünü açtık”
Enerji politikalarının hükümetler ve partiler üstü olduğuna da vurgu yapan Bakan Yıldız, “Türkiye Petrolleri’nin yapısal değişikliğe mutlaka ihtiyacı var. Halka açık veya blok satış. Bununla ilgili yapısal değişiklikle ilgili hazırlığımızı tamamladık; Bakanlar Kurulu’na sunacağız. Türkiye, 12 yıl kadar önce özelleşen bir yapıyı tercih etti. Arz güvenliği ile ilgili bir problem yaşamadığı müddetçe kamu yatırım yapamaz. Özel sektör yapacak. Özel sektörün önünü açtık. Türkiye’nin büyümesini uluslararası sermaye ile tamamlayan bir yapıdayız. Tasarruf miktarı hala bir sonraki yıllın büyümesine yetecek bir miktarda değil. Bu bir tercih değil, politikanın temelinde yatan bir konudur. Bu yüzden bizler hükümetler üstü devlet politikası haline gelen bir yapıyı kurduk. Dağıtım şirketlerinin hemen hepsi özelleşti. İletim hatlarını özelleştirmeyeceğiz. Botaş’ın kontratlarını süresi bittikçe özel sektöre vereceğiz. Ama bu bir değişim. İngiltere bu değişim tamamlanana kadar 9 tane kanun değiştirdi. O yüzden bütün uluslararası yatırımcılar çok rahat olabilir. Çevre, orman veya herhangi bir tarım arazisi ile ilgili ortak dil oluşturup beraber karar alabiliyoruz” diye konuştu.
Iraklı Bakan’dan Türk yatırımcılara ‘yatırım’ çağrısı
Toplantıda konuşan Irak Elektrik Bakanı Qasim Mohammad Abid Hammadi al-Fahadawi, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine işaret ederek Türk yatırımcılara çağrıda bulundu:
“İlişkilerimiz büyümeye başladı ama henüz istediğimiz, arzu ettiğimiz seviyeye ulaşmadı. İlişkileri güçlendirirsek ortaya çıkacak potansiyel çok büyük. Irak’ın, elektrik sektörünün kurulması ve güçlendirilmesi anlamında potansiyeli yüksek. Çok daha geniş elektrik üretim, iletimi, dağıtımı konusunda çok ciddi sıkıntılarımız var. Bizim yerel ve Türkiye’den birer yatırımcı ile 1.500 megavatlık bir anlaşmamız olacak. Önümüzdeki 2 hafta içinde bu yatırımı 3 bin megavata çıkaracağız.”
BEC Başkanı Mehmet Öğütçü de açılışta yaptığı konuşmada, bölgede jeopolitik risklerin arttığına işaret ederek, “Böylesine sıcak bir gündemde Irak, Yunanistan, Güney Avrupa ülkeleri ile sınır ötesi bağlantılarının arttığı bir dönemdeyiz. En son Rusya Başkanı Putin’in ‘Türk Akım’ı diye bir önerisi oldu. Bunları önümüzdeki dönemde değerlendirmemiz lazım” dedi.
Türkiye’yi geleceğe taşıyacak en önemli yatırım alanlarından biri olan enerji sektörüne ışık tutan böyle bir etkinliğe katkıda bulunmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren PwC Türkiye Enerji, Altyapı ve Madencilik Sektörü Lideri Murat Çolakoğlu ise sadece fiziki altyapının değil mevzuat altyapısının da dış finansman kaynaklarını Türkiye’ye çekebilmek için son derece gerekli olduğuna değindi.
Enerji sektörüne yön veren üye, yatırımcı ve siyasi karar alıcılarla gündemdeki gelişmeleri ilk elden değerlendiren Bosphorus Energy Club Zirvesi üst düzey görüşmelere de ev sahipliği yaptı.
PwC Hakkında:
PwC, tüm dünyada en üst düzey sektör uzmanlığı ile sunduğu denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri ile müşterilerine aradıkları değeri katar. 157 ülke 195.000’i aşkın çalışanı ile PwC yeni bir yaklaşım ve pratik tavsiyeler üretmek üzere müşterileri ile düşünce, deneyim ve çözüm önerilerini paylaşır. PwC 1981’den bugüne faaliyet gösterdiği Türkiye’de, İstanbul’da iki, Ankara’da, Bursa’da ve İzmir’de birer ofis olmak üzere toplam 5 ofiste, yaklaşık 1.400 kişilik profesyonel kadrosu ile Türk iş dünyasının aradığı değeri yaratmak için hizmet sunmaktadır.
Haberin Kaynağı : Edelman
11.12.2014