Türkiye Beyaz Eşya Sektörü 2019’da Başarılı Performans Sergiledi
Türkiye beyaz eşya sektörü, 2019 yılında bir önceki seneye göre satış ve üretim adetlerini neredeyse aynı seviyede korudu.
Türkiye Beyaz Eşya Sektörü 2019’da Başarılı Performans Sergiledi
Sektördeki daralma yüzde 2 ile sınırlı kaldı
Türkiye beyaz eşya sektörü, 2019 yılında bir önceki seneye göre satış ve üretim adetlerini neredeyse aynı seviyede korudu. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre, ihracat ve iç satış toplam adedi bir önceki yıla kıyasla yüzde 2 küçüldü. Üretim adetleri bir önceki yıl ile paralel bir seyir izleyerek yüzde 1 küçüldü. TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “Ülkemizin lokomotif sektörlerinden olan beyaz eşya sektörü, tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir yıl geçirdi. 2019’un ilk yarısında ÖTV’nin sıfırlanmasının katkısı, ikinci yarıda da ekonomide toparlanma trendi, firmaların kampanyaları ve güçlü ihracatımızın desteğinde toplam satışlarımız adet bazında bir önceki yıla göre yüzde 2 daralarak 28 milyon 500 bin adet seviyesinde gerçekleşti” dedi.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2019 yılını düzenlediği basın toplantısıyla değerlendirdi. TÜRKBESD’in Aralık verilerine göre yılın son ayında iç satışlar bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 3 seviyesinde azaldı. İhracat mevsimsel etkiler nedeniyle yüzde 11 oranında daralırken, üretim adetlerinde ise yüzde 6 oranında artış kaydedildi.
Ocak-Aralık döneminde, iç satış ve ihracat toplam adedi, bir önceki yıla kıyasla adet bazında yüzde 2 daralırken, ihracat ve üretim adetleri yüzde 1 daraldı.
TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, “Ülkemizin lokomotif sektörlerinden olan beyaz eşya sektörü, tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir yıl geçirdi. 2019’un ilk yarısında ÖTV’nin sıfırlanmasının katkısı, ikinci yarıda da ekonomide toparlanma trendi, firmaların kampanyaları ve güçlü ihracatımızın desteğinde toplam satışlarımız adet bazında bir önceki yıla göre yüzde 2 daralarak 28,5 milyon seviyesinde gerçekleşti” dedi.
Küresel ekonomiye ilişkin ön görüleri aktaran Dinçer, OECD’nin 2020 dünya ekonomisi büyüme tahminini yüzde 3,0’dan yüzde 2,9’a düşürdüğüne dikkat çekti. Ticaret savaşlarının küresel yatırımları olumsuz etkilediği ve istihdam açısından risk oluşturduğu yönündeki değerlendirmelere dikkat çeken Dinçer, OECD’nin Türkiye ekonomisi için büyüme tahminini ise yüzde 1,6’dan 3,0’a yükselttiğini hatırlattı.
Türkiye’nin 2019’un 3’üncü çeyreğinde büyüme trendine girdiğini belirten TÜRKBESD Başkanı Dinçer, sektör karşılaştırması yaparak şunları söyledi: Konut sektörü düşük faizli ve uzun vadeli kredi desteği sayesinde yılı yaklaşık yüzde 1,9 oranında küçülmeyle kapattı. Beyaz eşya sektörü ise ihracatın da desteğiyle aynı büyüme oranını yakalamayı başardı. Sanayi üretimine gelince yılın ikinci yarısında dayanıklı tüketim sektöründe yaşanan dramatik düşüşü TÜRKBESD üyesi firmalarımızda gözlemlemedik. Dayanıklı tüketim sektörünün geneline göre daha iyi performans gösterdik”
Beyaz eşya pazarının 2017 yılında 6 ana ürün toplamında 8,5 milyon adetle en yüksek seviyeye ulaştığını aktaran TÜRKBESD Başkanı Dinçer, “Ülkemizle nüfusları aynı seviyede olan Almanya ve Fransa’da, pazar 10-12 milyon adet civarında izliyor. Orta vadede ana hedefimiz bu pazar büyüklüklerine ulaşmaktır. Sağlanacak devlet teşvikleriyle bu ülkelerdeki satış adetlerini yakalamamızın mümkün olduğuna inanıyoruz. Beyaz eşya artık günümüzde her evde bulunuyor. Lüks tüketim olmaktan çıktığı için ÖTV’den muaf tutulması gerektiğini savunuyoruz. Beyaz eşyanın ÖTV’den muaf tutulması ile devlet gelir kaybına uğramayacak, daha fazla KDV, kurumlar vergisi sağlayacaktır” dedi.
Dinçer, basın toplantısında beyaz eşya sektörüne ait şu bilgileri verdi: “Sektörümüz doğrudan 60 bin, dolaylı 600 bin kişiye istihdam sağlayan, 28 milyon adetlik üretim, 22 milyon adetlik ihracat hacmi ile ülkemizin ekonomik büyümesinde itici güç konumundadır. Teknoloji yoğun üretime verdiğimiz değerle küresel pazarlarda önemli bir konuma yükseldik. Ülkemiz yüzde 7’lik üretim hacmi ile Çin’den sonra dünyanın en büyük beyaz eşya üretim üssü konumundadır. Üretiminin %75’den fazlasını ihraç eden sektörümüz başta Ar-Ge yatırımı ve vergi kolaylıkları başta olmak üzere devlet teşviklerine ihtiyaç duymaktadır. Türkiye beyaz eşya sektörü, 2002 yılından beri 4 kat büyüdü. İhracatımız aynı dönemde 5 kat arttı. Sürdürülebilir ihracat için Ar-Ge ve dijitalleşmeye yatırım yaparak rekabet gücümüzü korumamız gerekiyor.”
TÜRKBESD Başkanı, toplantıda sektörün en büyük ihracat pazarı olan İngiltere’deki Brexit sürecine ilişkin gelişmelere de değinerek, “Brexit anlaşması ile en büyük ihracat pazarımız olan İngiltere’de 2020 yılı geçiş dönemi olacağı için mevcut durumun korunmasını bekliyoruz. Fakat daha sonrasında karşılıklı yapılacak anlaşmalar neticesinde ihracatımıza olan etkisini daha net göreceğiz” dedi.
Sektörün yeni pazarlarda yapacağı yatırımlarla da ihracat hacmini artırabileceğini ifade eden TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer, şöyle konuştu: “Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın açıkladığı İhracat Ana Planı, hedef ülkeleri ve yaratacağı lojistik merkezleri ile sektör için umut vadediyor. 17 ülkede, 5 ana sektöre odaklanarak sürdürebilir ihracatın sağlanmasının hedeflendiği plan çerçevesinde Afrika da giderek önem kazanıyor. Afrika ülkeleri beyaz eşya sektörünün de hedef ülkeleri arasında yer alıyor. Etiyopya, Fas, Güney Afrika ve Kenya’nın aralarında olduğu ülkelerde ticaretin gelişmesine yönelik merkezlerin kurulması sektörümüzün ihracatına ivme kazandıracaktır.”
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İhsan Kara ise, basın toplantısında bayilik sisteminin destek ihtiyacını dile getirdi. Kara, “Türkiye beyaz eşya sektörünün belkemiğini bayilik teşkilatı oluşturuyor. Dünyada başka hiçbir ülkede olmayan eşsiz bayilik yapısı, sektörümüzün en önemli avantajları arasında yer almaktadır. Beyaz eşya sektörünün 15 binden fazla bayiyi kapsayan çok büyük bir ekosistemi bulunuyor. Bu yapının sağlıklı yürüyebilmesi ve çok değerli bayilik sistemimizin yaşayabilmesi için; KOSGEB kredisi gibi faizsiz ya da düşük faizli kredi olanakları sağlanarak sektöre giriş maliyetlerinin azaltılması, AVM kiralarına getirilecek düzenlemeler ve enerji maliyetlerinin azaltılması gibi desteklere ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da, beyaz eşyanın ana ham maddesi olan yassı çelik fiyatlarının enflasyonist etkiden arındırılması gerektiğinin altını çizdi. Yavuz konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Sektörümüz geleneksel olarak düşük karlılık ile çalışmaktadır. Beyaz eşyanın ham maddesi olan yassı çelik, üretim maliyetlerimizde önemli bir paya sahip ve korumacı ithalat vergileri maliyetlerimizi artırarak ihracatta elimizi zayıflatıyor. Söz gelimi Türkiye’nin rakibi olan Polonya, yassı çeliği daha ucuza temin ediyor. Ülke ekonomisine daha fazla katkı yapabilmemiz adına bu alanda düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Yüksek teknolojili ürünlerini ihraç ederek ülke ekonomisi için katma değer yaratan beyaz eşya sektörünün, rekabet gücünü koruyabilmesi için ham maddelerini uluslararası fiyatlardan temin etmesi gerekmektedir. Öte yandan ülkemizde katma değeri yüksek, ileri teknoloji gerektiren ürünlerde kullanabilecek kalite ve çeşitlilikte yassı çelik üretilebilmesi için yatırım yapılması gerekmektedir” dedi.
TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı ise, Mart 2021’de devreye girecek Avrupa Birliği enerji etiketi uygulamasına dikkat çekerek şunları söyledi: “Sanayi Bakanlığı ile AB’nin yeni enerji etiketine geçiş konusunda çalışıyoruz. Sektörümüz AB ile eş zamanlı geçiş için gerekli hazırlıkları yapıyor. Enerji verimliliği alanında öncülüğünü bir kez daha göstererek bu konuda önemli bir inisiyatif üstlendi. Bu uygulamayla evlerimizde yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sağlayacak daha enerji verimli ürünler kullanmaya başlayacağız. 2030 yılına kadar elektrik fiyatlarının tahmini artışı dikkate alındığında konutlarda elektrik faturalarında 23 milyar TL tasarruf sağlanmasına, 14 milyon ton CO2eq emisyon azalımına katkı sağlayacağız”
Sıfır Atık projesi kapsamında devreye giren Geri Dönüşüm Katkı Payı (GEKAP) konusuna da değinen Özkadı, “Ocak ayı itibariyle ürün ambalajlarından Geri Dönüşüm Katkı Payı, alınmaya başlandı. Sektöre ek maliyet yükü getiren Geri Dönüşüm Katkı Payı da, fiyatlar üzerindeki baskıyı artıracaktır. GEKAP için sektör olarak 3 yıllık bir geçiş sürecine ihtiyaç duymaktayız” dedi.