Türk Çelik Sektörünün 2015 Yılı Değerlendirmesi ve 2016 Yılı Beklentileri
Küresel piyasalardaki olumsuzluklar ve siyasi belirsizliklerin gölgesinde geçen 2015 yılı Türk çelik sektörü açısından oldukça zorlu geçen bir yıl oldu. Sektörümüzün ihracatı yurtiçi ve yurtdışında yaşadığı sorunlar ve çelik fiyatlarında küresel ölçekteki düşüşün etkisiyle geçmiş yıllardaki rakamların altında seyretti.
Sektörümüz yılın 11 aylık dönemini değer bazında yüzde 24,1 azalış ile 9,1 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 7,2 düşüş ile 14,7 milyon ton ihracat ile kapattı. 2015 yılı sonunda ise hedefimiz değer bazında 10,5 milyar dolar; miktar bazında ise 16 milyon ton ihracata ulaşabilmek.
ihracatta yaşadığımız gerilemenin nedenleri olarak; dünya çelik fiyatlarındaki düşüş, sektörümüze yönelik haksız antidamping iddiaları, en büyük pazarlarımız arasında yer alan Ortadoğu’da istikrarın bir türlü sağlanamaması, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü kurallarını hiçe sayan agresif ihracat politikası gibi birçok etkeni sayabiliriz.
Çelik ithal eden ülkelerdeki yerli üreticiler kendi sanayilerini korumak için haksız yere damping davaları açarak ithal ürünlerin önünü kesiyorlar. Çin gibi üretici ülkelerin Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uymadan pazarımız olan ülkelere teşvikli, dampingli hatta GTiP’lerinde hile yaparak ürün ihraç etmeleri pazar payımızı kaybetmemize sebebiyet veriyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıllarda Arap Baharı ile başlayan siyasi ve ekonomik olumsuzluklar artarak devam ediyor. Özellikle geçtiğimiz yıl önemli pazarlarımız arasında yer alan Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki siyasi karışıklıklar neticesinde söz konusu bölgelere ihracatımızda önemli düşüşler yaşadık. ihracatta verdiğimiz kayıplar üretimimize de olumsuz yansıdı.
ihracatta yaşadığımız kayıpları telafi etmek hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalara 2016 yılında da devam edeceğiz. Ticaret heyetleri bu çalışmalar arasında önemli bir yere sahip. Çelik ihracatçıları Birliği olarak Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile oluşturulan URGE Projesi kapsamında 2015 yılı içinde iki önemli ticaret heyeti organize ettik. ilk heyetimizi Kasım ayında 21 firma ve 27 temsilcinin katılımıyla iran ve Kuveyt’e düzenledik. Bu sayede hem iki ülke ile aramızda uzun yıllardır süren dostluk ve ticaret bağını kuvvetlendirdik hem de ticari ilişkilerimize yeni bir boyut kazandırdık. ikinci heyetimizi ise Aralık ayında 18 sektör firmamız ile Dubai’ye gerçekleştirdik. 19. Ortadoğu Demir ve Çelik Konferansı ile eş zamanlı olarak düzenlenen heyet, Türk çelik sektörünün en önemli pazarları arasında bulunan Birleşik Arap Emirlikleri’nde yeni işbirliklerine de zemin oluşturdu. Önümüzdeki yıl da heyet programlarımız sürecek. ihracat pazarlarımızdaki etkinliğimizi artırmak ve ilişkilerimizi geliştirmek hedefindeyiz.
2016 yılında başlıca hedefimiz sektörün üretim ve ihracatını mevcut rakamların üzerine çıkarmanın yanı sıra sektörümüzün dünyadaki rekabet gücünü artırmak olacak. Ancak 2015 yılında yaşanan ekonomik ve siyasi sorunların devam ediyor olması, 2016’nın sektörümüz açısından zorlu geçeceğine işaret ediyor. Tüm bu zorluklara karşın sektörümüzün dinamik yapısı sayesinde ihracatımızın yüzde 2 oranında artışla 16,4 milyon ton civarında olmasını hedeflemekteyiz.
Çelik, Türkiye sanayisi için vazgeçilmez bir öneme sahip ve potansiyeli çok yüksek. Ancak konjonktürel olumsuz gelişmelerin içinden çok fazla yara almadan çıkabilmemiz için sektör olarak geleceği iyi okumamız ve buna göre de tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Sektörümüzün geleceği için artık hepimizin elini taşın altına koyma vakti geldi. Bizler Çelik ihracatçıları Birliği olarak Türkiye Çelik Üreticileri Derneği ile gerekli çalışmaları yapmaktayız. Devletimizin de olumlu katkılarıyla sektörümüzün bu zorlukları aşacağına inanıyoruz.
Bu doğrultuda Türk çelik sektörü olarak bu koşulların yarattığı zorlukları aşabilmek için önümüzdeki yıl önceliğimiz, sunduğu avantajlar nedeniyle cevhere dayalı sıvı çelik üretiminin artırılmasıdır. Bu yöntem ile birlikte katma değerli üretime geçilerek ihracatta artış sağlanacak, birim fiyat maksimuma yükselecek ve maliyetler düşürülecek. Aynı zamanda ihracat değeri artırılacak, teknolojiyi sektöre entegre ederek 20 milyon ton ithalata karşı ithal ikamesi ürünlerin üretilmesiyle döviz çıkışı minimuma inecek.
Cevherden sıvı çelik payını arttırabilmek için yapılması gereken entegre tesis yatırımı büyük sermaye gerektirmektedir. Müteşebbislerin bunu tek başlarına gerçekleştirmeye çalışmaları yerine sektör olarak güçlerini birleştirerek hareket etmeleri daha uygun olur ve başarı şansı da bir o kadar yükselir. Bu nedenle şirket birleşmeleri gündemimizde yer alan ikinci önemli madde. Türk çelik sektörünün geleceği adına bu adımları şimdiden planlamalı ve harekete geçmeliyiz. Bu sayede rekabet gücü yüksek, düşük maliyetli ve yüksek katma değerli ürün üretme imkânımız olacak.
Çelik ihracatı 11 Ayda 14,7 Milyon Ton Oldu
Türk çelik sektörü Ocak-Kasım dönemini değer bazında yüzde 24,1 azalış ile 9,1 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 7,2 düşüş ile 14,7 milyon ton ihracat ile kapattı. Çelik ihracatçıları Birliği’nin son dönemde sıkça dile getirdiği katma değerli ürüne yönelik talep giderek artıyor. Sektörün 11 aylık ihracat rakamlarına göre alaşımlı tellerde gerçekleşen miktar bazında yüzde 170 artış da bunu doğrular niteliktedir. Başta otomotiv yan sanayi olmak üzere pek çok sektörde kullanılan alaşımlı teller, yüksek katma değerli çelik ihraç ürünleri arasında yer alıyor.
Çelik ihracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2015 yılı Ocak-Kasım dönemi ihracat verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı 11 ayda geçen yılın aynı dönemine kıyasla değer bazında yüzde 24,1 düşüş ile 9,1 milyar dolar olurken, miktar bazında ise yüzde 7,2 azalış ile 14,7 milyon ton olarak gerçekleşti.
Çelik sektörünün direkt ihracatına diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2015 yılı 11 aydaki toplam çelik ihracatı değer bazında 11 milyar dolara, miktar bazında ise 15,5 milyon tona ulaştı.
Yılın 11 ayında çelik sektörünün miktar bazında en fazla ihracat yaptığı bölgeler; 5 milyon ton ihracat ile Ortadoğu, 2,5 milyon tonla Avrupa Birliği, 2,2 milyon tonla Kuzey Amerika ve 2 milyon tonla Kuzey Afrika olarak sıralandı.
Çelik sektörünün Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında artışta ilk sıralarda yer alan ülkeler; Mısır, ABD, Suriye, Cibuti ve Kolombiya.
Çelik ihracatçıları Birliği’nin Kasım ayı ihracatı 2014’ün aynı ayına kıyasla değer bazında yüzde 25,8 düşüş ile 662 milyon dolar olarak gerçekleşti. Miktar bazındaki çelik ihracatı ise yüzde 0,5 artış ile 1,2 milyon ton oldu.
Çelik ihracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci çelik sektörünün Ocak-Kasım dönemi ihracat verileri ile ilgili yaptığı değerlendirmede; “Sektörün yaşadığı sorunlar ve çelik fiyatlarının oldukça düşmesi sebebiyle ihracatımız geçen yıllardaki rakamların altında seyrediyor. 11 aylık dönemi geçen yıla göre miktar bazında yüzde 7,2, değer bazında ise yüzde 24,1 oranında düşüşle tamamladık. Sektör olarak ihracatta yaşadığımız gerilemeye rağmen özellikle son dönemlerde katma değerli ürünlerimizin uluslararası pazarlarda tercih edilmesinin bu ürünlerin ihracatını artırdığını görüyoruz. Ocak-Kasım döneminde yüksek katma değerli alaşımlı teller ürün grubumuzun ihracatı miktarda yüzde 170 oranında artışla 70 bin ton, değerde ise yüzde 72,5 artışla 57 milyon dolar oldu. Bu artış her zaman belirttiğimiz gibi Türk çelik sektörünün katma değerli ürünlere yönelmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu” dedi.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
14.01.2016