Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
The Noise Effect In Agility
Öngörülemeyen değişime hızlı adapte olabilme yeteneği olarak tanımlanan çeviklik konsepti giderek daha da önemli hale geliyor. Çevik olabilmek için etkin bilgi yönetim sistemlerine, süreçler arası entegrasyona, yetkin iş gücüne sahip olmak ve belki de en az bunlar kadar önemlisi uzmanlığa odaklanmak gerekiyor. Bu bileşenlerin bir arada olmaması süreç içinde gürültü (noise) oluşturuyor ve bu gürültü işletmeleri hantallaştırıyor, verimli olmaktan uzaklaştırıyor, rekabetçi olmalarını engelliyor.
Peki bu gürültü nasıl engellenebilir?
Her iş sürecini işletme bünyesinde yapmak ya da yapabilme kabiliyeti özgüveniyle her ürünü tasarlayıp/üretmeye çalışmak, günümüz işletmelerinin yaptıkları hataların başında geliyor. İşletmeler öncelikle şu soruca cevap vermelidir: Müşteri bize neden para ödüyor? Ürünün fonksiyonuna mı yoksa mekanik aksamına mı? Metali kesmek, eğip/bükmek ya da kaynak yapmak artık sıradan bir iş; herkes bunu yapabiliyor. Oysa; tasarım kabiliyeti, yani ne kesilecek, nasıl kesilecek konusu ise uzmanlık gerektirir. Eğer bir fason üretici değilseniz, uzmanlığınız tasarım yeteneği olması gerekir. Bu bağlamda uzmanı olmadığınız/olması gerekmediğiniz iş süreçlerinizi başkalarına yaptırın. Son montaja kadar olan tüm süreçler teknik olarak başkalarına yaptırılabilir. Örneğin; metali kitle olarak alıp – kesmek yerine, kesilmiş halde ve ihtiyacınız kadar alın; talaşlı imalat tezgahlarına yatırım yapmak yerine, aslı işi/uzmanlığı bu olan uygun tedarikçiler ile stratejik iş birliği yapın ve ana işinize- tasarıma odaklanın. Tedarik zinciri yönetimi fonksiyonlarının asli işlevlerinden biri bu değil midir, “strategic source management!”. Bunu, imalat süreçleri açısından ‘uzmanlığa odaklanma’ olarak bir not alalım…
Bir diğer önemli konu ise portfolyö yönetimidir. Ürün gamını gereksiz yere artırmak (yatay büyüme), işletmenin ana konusu dışında farklı projeleri kabul etmek bir diğer büyük sorundur. Uzmanı olmadığınız işlere, sırf tasarım yeteneğinizin olmasından dolayı giriyor olmanız işletmeye pek fayda getirmez. Belki anlık ciro yaparsınız ancak uzun vadede getiri pek olmaz. Literatürde “İşletmeyi, uzmanlık alanları dışına yeni ve bilinmeyen pazarlara ve teknolojilere taşıyan geliştirme projelerinin, daha yüksek başarısızlık oranlarına yol açtığı konusunda geniş bir konsensüs vardır (Cooper’s). Asansör de yük taşır, forklift de! Ancak, her ikisi de farklı uzmanlık konularıdır. Bunu da, tasarım süreçleri açısından ‘uzmanlığa odaklanma’ olarak bir not alalım…
Bu aşamada devreye portfolyö yönetimi konusu girmektedir. Portfolyö yönetimine en güzel örneklerden biri hazır giyim sektörüdür. Elbise bedenleri 48 – 50 – 52 şeklinde gider. Bedenler tanımlanmıştır ve müşteriye en uygun olan beden denenerek verilir. Eğer müşteri illaki tam bedenine uyan bir elbise isterse, o zaman terziye gitmesi ve bunun da bedelini ödemesi gerekir. Tasarım süreçlerinde yapılan yanlışlardan biri de budur. Tam ölçülere uymak için her defasında aynı ürünü yeniden tasarlamak, yeniden üretmek… Oysa, müşteri isteklerinin 60-70% sinin daha önceden belirlenmiş ölçüler dahilinde çözülebilmektedir. Burası işin standardizasyon tarafıdır.
Bu işin bir de modüler hale getirilmesi konusu vardır. Tasarımın aynen lego gibi alt modüllerden oluşması ve nihai ürünün yeniden tasarlanmaya gerek olmadan, mevcut modüller üzerinden elde edilebilmesi gerekir. Bunu başaran işletmeler, siparişlerinin büyük oranını tasarım sürecini es geçerek ve daha önceden tanımlanmış modülleri tedarikçilerinden satın alarak gerçekleştiriyorlar. Bu konsept hem hıza hem de maliyetlere olumlu etki ediyor. Bir düşünün; işletme içinde modüller SM’si var ve siz aldığınız siparişi, bu SM’lerden temin ettiğiniz modüller üzerinden hızlıca yapıyor, ürünü hızlıca sevk ediyorsunuz. Buna literatürde ‘postponement’ stratejisi deniliyor. Bizde de çokça örneği var…
Çeviklikteki önemli kurallardan biri: “bir şeyi yapabiliyor olmak, onu yapmayı gerektirmez!”. Hem tasarım da hem de imalat süreçlerin de uzmanlığa odaklanın; süreçler arasındaki bilgi iletişiminin kalitesini/hızını artırmak için sanal network ağları kurun ve en önemlisi bu işleri yönetecek insan kaynağına yatırım yapın, derim.