TÇÜD Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan: Dünya Çelik Sektöründe Serbest Ticaretin Olmaması, Diğer Sektörleri de Olumsuz Etkiliyor
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, ABD’nin Türkiye’ye çelik ve alüminyum ürünlerinde uyguladığı koruma tedbiri hakkında görüşlerini aktardı.
ANKİROS Fuarı’nın, serbest piyasa ekonomisine olan inancın bir göstergesi olduğunu da vurgulayan Dr. Veysel Yayan, Çelik Sektörü olarak ANKİROS Fuarını aktif bir şekilde desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Dünya çapında yaygın olarak alınan koruma tedbirleri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Dr. Veysel Yayan: Bilindiği üzere koruma tedbirleri en yaygın şekilde ABD tarafından uygulanmaktadır. ABD bu güne kadar tüm platformlarda “Free and fair trade” sloganıyla serbest ve adil ticareti savunurken, uygulamada, “free trade” derken sadece kendi ticaretinin serbest olmasını, “fair trade” derken de ABD’ye yönelik ticaretin kontrol altına alınmasını kastettiğini göstermiştir.
ABD kendisi tek taraflı olarak dünyaya ihracat yaparken, kendisine yapılan ihracata reaksiyon göstermektedir. ABD, Türkiye ile ticarette 2017 rakamlarına göre 11.9 milyar dolarlık ihracata karşılık, 8,6 milyar dolarlık ithalat ile 3.3 milyar dolar fazla vermiştir.
Hal böyle iken, ABD Türkiye’ye çelik ve alüminyum ürünlerinde yüzde 25 koruma tedbiri uygulamış, daha sonra yüzde 100 artış ile tedbir oranını yüzde 50’ye çıkartmıştır. İlk yüzde 25’lik tedbirin belirlenmesinde göstermelik de olsa bir çalışma yapıldığı görülürken, ikinci yüzde 50’lik tedbirin tamamen subjektif gerekçelerle belirlendiği görülmektedir.
Peki ABD dünyaya bu durumu nasıl savunuyor?
Dr. Veysel Yayan: ABD, koruma önlemlerini, anlaşılmaz bir biçimde, çelik ürünlerinin milli güvenlik açısından taşıdığı öneme atıfta bulunarak açıklamaya çalışıyor. Hal böyle olunca Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)’nün kuralları kapsamında, ABD’nin haksız uygulamasına müdahale etme şansı ortadan kalkıyor.
Bu yaklaşım, hem ABD’ye, hem de DTÖ’ye olan güveni sarsıyor ve uluslararası ticarette ciddi taraf olma özelliklerini yitirmelerine sebep oluyor.
Her ne kadar ABD, hukuka uygun davrandığını iddia ediyor ise de, bu iddianın hiçbir geçerliliği ve ikna ediciliği bulunmuyor.
ABD tarafından sık sık dile getirildiği üzere dünyadaki çelik kapasitesi fazlalığı ve etkin olmayan kapasitelerin devlet desteği ile etkin hale getirilmesi konuları, dünya çelik sektörü için hayati önem taşıyor.
Geçmiş yıllarda ABD’nin bu konudaki söylemleri ne kadar haklı ise, bu gün ABD o kadar haksız durumda bulunuyor. Çünkü son aldığı koruma tedbirleri kararları ile kendi çelik sektörüne kazanç sağlama eğiliminde olan ABD, dünya çelik sektöründeki rekabeti olumsuz yönde etkiliyor.
OECD’nin son çalışmalarına göre dünya çelik sektöründeki fiyat artış oranı yüzde 13 civarında iken, ABD’de bu oranın yüzde 44 olduğu görülüyor. Aradaki yüzde 31’lik fark ABD çelik sektörüne devlet yardımı ile aynı fonksiyonu icra eden bir mahiyet taşıyor. ABD hükümeti kendi çelik sektörüne direkt olarak destek veriyor görünmese de, koruma tedbirleri sayesinde dolaylı destek sağlamış oluyor. Bu ise bir taraftan etkin olmayan kapasitelerin çalıştırılmasına imkan sağlarken, diğer taraftan da haksız rekabete yol açıyor.
Dolayısıyla bu gün geldiğimiz noktada, dünya çelik sektöründe serbest ticaretin olmaması, diğer sektörleri de olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü ABD’nin çelik ürünlerine karşı koruma tedbiri alması sebebiyle, diğer ülkelerin aldığı karşı tedbirler farklı ürünleri kapsadığından, bu ürünlerin serbest ticarete konu olmaları olumsuz yönde etkileniyor. Gelinen noktada, ABD dünyada serbest ticarete önemli ölçüde son vermiş bulunuyor. Ancak ABD’nin de bu kararlardan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alması, kaçınılmaz görünüyor.
‘Çelik Sektörü Olarak ANKİROS Fuarını Aktif Bir Şekilde Desteklemeye Devam Edeceğiz’
Bu duruma Türkiye’nin yaklaşımı nedir?
Dr. Veysel Yayan: Türkiye, ABD’ye aynı tutarda diğer ürünlere vergi getirmekte son derce haklıdır. ABD, Türk çelik sektörünün canını yakmıştır. Aldığı koruma tedbirleri, serbest ticaret ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Keyfi uygulamalarla, meseleyi sulandırmıştır. Benzer şeklide AB’nin kota uygulaması da, Türkiye’yi bir taraftan ABD’nin doğrudan vergileri, diğer taraftan ise bu vergilere karşı reaksiyon olarak getirilen kota uygulamalarının olumsuz etkileri ile karşı karşıya bırakmıştır.
Bu yönüyle Ticaret Bakanlığının, AB’ye karşı mütekabiliyet esaslar çerçevesinde almış olduğu kota kararlarını olumlu buluyoruz. Ancak uygulamanın, ürün gurubu bazında değil, AB’nin uygulamasında olduğu gibi, ürün bazında olmasında, çelik sektörleri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri de kapsamasında fayda mülahaza ediyoruz.
Burada esas olan, Türk çelik sektörünün sahipsiz olmadığı, Türkiye’nin canını acıtanın, Türkiye tarafından canının acıtılacağı mesajının verilmesidir. Türkiye Çin değildir, ABD ve AB Türkiye’ye ticaret fazlası vermektedir. Hem ticaret fazlası verip hem de sübjektif mülahazalar ile Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışmak, akla ziyan bir yaklaşımdır.
Türkiye dünya serbest ticaretinin aktif bir üyesidir. Ticaret savaşları, elde edilmiş kazanımları geriye götürmek dışında bir fonksiyon icra etmeyecektir.
ANKİROS Fuarı, serbest piyasa ekonomisine olan inancın bir göstergesidir. ANKİROS Fuarının başarısı, serbest piyasa bayrağını daha yüksek bir profilde dalgalandırmaya katkı sağlayacaktır.
Fuarın üstün başarılarının devamını diliyoruz. Bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Çelik Sektörü olarak ANKİROS Fuarını aktif bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz.
04.12.2018