T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi: Dünya Otomotiv Liginde Lider Bir Ülke Olacağımıza Dair İnancım Tam
Otomotiv ana ve yan sanayi sektöründe Ar-Ge, inovasyon, tasarım alanında daha fazla farkındalık yaratabilecek ve yüksek katma değerli, özel tasarımlı, ileri teknolojiye sahip ürünlerin ülkemizde üretilmesini özendirebilecek önlemleri alıyor, bu yöndeki çalışmalara destek oluyoruz. Sektörde istikrarlı bir ihracat artışı sağlanarak, 2023 ihracat hedefine ulaşılmasında Ar-Ge ve inovasyon bilincinin yaygınlaştırılmasının büyük önemi olduğunu düşünüyorum.
Otomotiv sanayi, tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ekonominin lokomotif sektörü ve dinamosu durumundadır. Sahip olduğu rekabetçi üretim yapısı, yeni teknolojilerle kaliteli ve düzenli üretim yapabilme gücü ve sunduğu maliyet-fiyat avantajı gibi hususlar dikkate alındığında, Türkiye bugün dünya otomotiv sektörü açısından çok önemli bir üretim üssü konumundadır. Otomotiv sektörümüz, gerek ana sanayisi gerek yan sanayi fabrikaları ile Avrupa kalite ödüllerini, en iyi fabrika ödüllerini almış ve ülkemizin iftihar edilecek sanayi kollarından biri haline gelmiştir.
Otomotiv sanayimiz elde ettiği bu başarı ile Türkiye ihracatına ve ekonomisine katma değer sağlayan sektörler sıralamasındaki lider konumunu yıllardır muhafaza etmektedir. Bugün yıllık 1,6 milyon adedi aşan üretim kapasitesine sahip olan sektörün mevcut başarıları ve potansiyeli dikkate alınarak, “2023 İhracat Stratejisi” kapsamında ihracatının 75 milyar dolar seviyesine ulaşması hedefini belirlemiş bulunuyoruz. Ülkemizin, 2023 yılına gelindiğinde; yılda 4 milyon araç üretebilen, bunun 3 milyonunu ihraç eden, ana ve yan sanayisi ile birlikte sektörde bölgesel güç konumunda, özgün tasarımlı, katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürünler geliştiren, dünya otomotiv liginde lider bir ülke olacağına inancım tamdır.
Bilindiği gibi, 2012 yılında, otomotiv sektörü ihracatının genel ihracatımızdan aldığı pay yüzde 12,6 idi. 2013 yılında, bu pay yüzde 14,1’e yükseldi. Sektörün ihracatı ve bu ihracatın genel ihracatımızdan aldığı pay her geçen gün artıyor. Nitekim 2014 yılının geride bıraktığımız dönemine de bakıldığında söz konusu payın yüzde 14,5’e ulaştığı görülüyor.
Uluslararası resmi rakamlar henüz açıklanmamış olsa da, 2013 yılında dünya toplam motorlu taşıt üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla 86,7 milyon adet düzeyinde gerçekleştiği tahmin ediliyor. Türkiye’nin, 2013 yılında ürettiği 1 milyon 126 bin adet araçla dünya üretiminden yüzde 1,29 oranında bir pay alarak dünyanın 15., Avrupa’nın ise 5. en büyük üreticisi olarak kaydedilmesi bekleniyor.
Bir önceki yıla göre yüzde 5 oranında kaydedilen üretim artışına paralel şekilde, ana ve yan sanayiinde toplam 21,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen sektör ihracatı da 2013 yılında yüzde 11,7 artış kaydetti. 12,2 milyar dolar seviyesindeki otomotiv ana sanayi ihracatımızın değer bazında yüzde 72’si; 9,2 milyar dolar ihracat rakamı kaydedilen yan sanayi ihracatının ise yaklaşık yüzde 66’sı AB ülkelerine yapıldı.
Sektör ihracatında AB pazarının ağırlığı dikkat çekse de, son dönemlerde Latin Amerika’nın gösterdiği önemli büyümeyle sektörümüz için cazip bir pazar haline gelmesi, ayrıca Afrika, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’ya ihracatımızın artması 2014 yılı ve sonrasına pazar çeşitlendirmesi bağlamında çok daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Nitekim, 2013 yılında otomotiv yan sanayi ihracatımız Rusya Federasyonu’na yüzde 37,2, Brezilya’ya yüzde 19,3, Cezayir’e yüzde 7,6, Irak’a yüzde 4,9 ve ABD’ye yüzde 4,8 oranında artarken, ana sanayide ihracatımızı yine Rusya Federasyonu’na yüzde 13,3, İsrail’e yüzde 34,6, Arjantin’e yüzde 10,4, Fas’a yüzde 73,1, Cezayir’e yüzde 7 ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ne yüzde 760 oranında arttırmayı başardık.
Yine de en büyük pazarımız konumundaki AB pazarında özellikle 2013 yılının son aylarında başlayan ve 2014 yılında da devam eden hareketliliğin sektör ihracatımıza çok olumlu yansıdığını görüyoruz.
Öyle ki, 2014 yılının ilk beş ayında otomotiv sektörü ihracatımızın, tüm dünyaya yüzde 11,7 düzeyinde AB’ye ise yüzde 12,8 oranında arttığını görmek, Avrupa pazarının sektörümüz için halen çok önemli olduğunu ve bu pazardaki koşulların sektörün ihracat performansını doğrudan etkilediğine işaret ediyor. Öte yandan, sektörün AB pazarına olan bağımlılığı, sektörümüzde ulaşılan teknoloji düzeyinin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Gerçekten de, Ar-Ge konusundaki son gelişmeler memnuniyet verici bir seviyeye ulaşmıştır. Hali hazırda, bugün otomotiv ana sanayiinde 11, yan sanayiinde ise 42 adet olmak üzere toplam 53 firma Ar-Ge Merkezi unvanı almış durumda. Ülkemizde, en fazla Ar-Ge Merkezi unvanını haiz firmanın otomotiv yan sanayinde olması özellikle otomotiv yan sanayinin tek noloji olarak çok ileri bir düzeye geldiğini ve Ar-Ge, tasarım ve teknoloji geliştirme konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Firmalarımızın bu yetkinlikleri dikkate alındığında, ülkemizin artık kendi yerli otomobilini üretecek seviyeye geldiğini görebilmekteyiz. Türkiye otomotiv üretiminde yüksek performans ve kaliteli iş gücü ve araç tasarımında elde ettiği deneyim, bilgi birikimi ve kalifiye eleman avantajını yerli marka üretimi için kullanma gayretindedir.
Bu süreçte, özel sektör ve kamu işbirliğinin yanı sıra otomotiv ana ve yan sanayi arasındaki ilişkinin araç konsept ve tasarımından başlayıp artarak devam eden uzun soluklu, güçlü bir işbirliği niteliğine sahip olması kilit rol oynayacağını düşünüyorum. Otomotiv ana ve yan sanayi sektöründe Ar-Ge, inovasyon, tasarım alanında daha fazla farkındalık yaratabilecek ve yüksek katma değerli, özel tasarımlı, ileri teknolojiye sahip ürünlerin ülkemizde üretilmesini özendirebilecek önlemleri alıyor, bu yöndeki çalışmalara destek oluyoruz. Sektörde istikrarlı bir ihracat artışı sağlanarak, 2023 ihracat hedefine ulaşılmasında Ar-Ge ve inovasyon bilincinin yaygınlaştırılmasının büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Yeni teşvik sistemimiz de bu anlayış paralelinde hazırlandı ve özellikle yüksek teknolojiyi, yüksek katma değeri, inovasyonu, Ar-Ge’yi, tasarımı, markayı öne alan ve bunlara destek veren bir yapıya kavuştu.
Buna ilaveten, Bakanlığımızca yürütülen Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) kapsamında, motor ve aktarma organlarında yurt içi üretim ve katma değerin arttırılması, yan sanayiinin yetkinliğinin yükseltilmesi, küresel tedarikçi konumundaki yan sanayi firma sayısının arttırılması, firmalarımızın küresel tedarik ağına girmesinin kolaylaştırılması, elektronik bileşenlerde yurtiçi tedarik imkanının geliştirilmesi ve eksik test merkezi yatırımlarının tamamlanması otomotiv sektörümüz için ana hedefler olarak belirlendi ve bu hedeflerin hayata geçirilmesine yönelik ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bakanlık olarak Türkiye’nin otomotiv sektöründe yakalamış olduğu rekabet gücünün geliştirilmesi, ihracat yoluyla erişim sağladığımız pazarlardaki payımızın korunması ve artırılmasına yönelik oldukça etkili politika araçlarına sahip bulunmaktayız.
Bakanlığımız uhdesinde yürütülen destekler ile otomotiv ana ve yan sanayii sektörlerinde faaliyet gösteren belirli bir üretim aşamasını tamamlamış ve ihracat yapmak isteyen tüm firmalarımızın çevre, kalite ve ürün güvenliğine ilişkin belgelendirme ma liyetlerinin, yurt dışında gerçekleştirilen ta nıtım, marka tescil giderleri ile yurt dışında açılan birimleriyle ilgili giderlerinin desteklenmesi, yeni pazarlar hakkında pazar araştırması yapılması, potansiyel arz eden ve ihracat stratejisi açısından hedef kabul edilen pazarlara girilmesi, halihazırda pay alınan pazarlarda daha etkili olmak adına bu ülkelere yönelik ticaret heyetleri düzenlenmesi, sektör ihracatı açısından önem arzeden ülkelerden ilgili sektör temsilcilerinin ülkemize davet edilmesi, bu pazarlarda veya sektörün buluştuğu fuarlara katılımın desteklenmesi alanlarında önemli kolaylık sağlamaktadır.
Haberin Kaynağı : TAYSAD
16.10.2014