Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu
Yapay Zekaya Yatırımın, Zeka Devriminin Temeli: STEM Eğitimi
STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) eğitimi, özellikle Asya, Avrupa ve İskandinavya ülkelerinde büyük başarıyla uygulanmaktadır. Örneğin, Güney Kore, STEM eğitimine yaptığı yatırımlar sayesinde teknoloji alanında dünya liderlerinden biri haline gelmiştir. Finlandiya, eğitim sisteminin güçlü yönleri arasında STEM alanlarını vurgulayarak öğrencilerin analitik ve problem çözme becerilerini geliştirmektedir. Almanya ve Japonya ise mesleki eğitim ve STEM entegrasyonu ile güçlü bir mühendislik altyapısı oluşturmuş, bu sayede sanayi sektöründe küresel rekabette öncü olmuştur.
STEM eğitimi, yüksek yetenekli insan gücü yetiştirilmesinde ve teknolojik ilerlemenin sağlanmasında kilit bir rol oynamaktadır. Bu eğitim modeli, öğrencilere eleştirel düşünme, yenilikçilik ve karmaşık problemleri çözme becerileri kazandırarak, onları geleceğin bilgi-dijital teknoloji ve yapay zeka tabanlı inovasyon-girişimcilik ekonomisinde başarılı olmaları için donatır. Teknolojik ilerleme, bu insan kaynağının ortaya koyduğu yenilikçi çözümler ve ürünlerle hızlanmakta, bu da ekonomik ve sosyal kalkınmayı tetiklemektedir. Dolayısıyla, STEM eğitimi ile çok yüksek yetenekli iş gücü ve teknolojik gelişme arasında güçlü bir korelasyon bulunmaktadır; bu durum, ülkelerin küresel rekabet gücünü artırarak sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı desteklemektedir.
Gençleri istihdamın veya MESLEKİ/TEKNİK/TEKNOLOJİK VE ‘SOFT SKILL’ (Entelektüel sosyal-kültürel-sanat-spor-etik donanım) eğitimin dışında olan bir toplumun ekonomik-teknolojik-sosyal kalkınması ve kültürel gelişimi mümkün değildir
ABD'nin yapay zeka teknolojileri geliştirme ve yapay zeka yatırımlarında diğer ülkelere kıyasla açık ara önde olmasının birkaç temel nedeni vardır:
1.Araştırma ve Geliştirme Ekosistemi: ABD, dünya çapında tanınmış üniversiteler, araştırma laboratuvarları ve teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu kurumlar, yapay zeka araştırmaları ve yeniliklerinde öncü konumdadır.
2.Yatırım ve Sermaye: ABD, teknoloji girişimlerine büyük miktarda sermaye yatıran risk sermayesi şirketlerinin yoğun olduğu bir ülkedir. Yapay zeka projeleri, bu yatırımlardan önemli ölçüde faydalanmaktadır.
3.Yetenek Havuzu: ABD, dünya genelinden yetenekli bilim insanları, mühendisler ve yazılımcıları kendine çeken bir ülkedir. Bu yetenekli bireyler, yapay zeka alanındaki ilerlemelerde kritik rol oynamaktadır.
4.Özel Sektörün Katkısı: Google, Amazon, Microsoft ve OpenAI gibi büyük Amerikan şirketleri, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesinde ve ticarileştirilmesinde öncüdür. Bu şirketler, geniş kaynakları ve yenilikçi yaklaşımlarıyla yapay zeka alanında liderlik yapmaktadır.
5.Devlet Desteği ve Politikalar: ABD hükümeti, yapay zeka araştırmalarına ve inovasyonuna önemli yatırımlar yapmakta ve stratejik destek sağlamaktadır. Bu da uzun vadeli rekabet gücünü artırmaktadır.
Yapay zeka ile ilgili sektörlere yapılan yatırımlar açısından ABD, yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırımıyla dünyada hala lider konumda bulunuyor. Bunu 91 milyar dolarla Çin, 45 milyar dolarla Avrupa Birliği ve 21 milyar dolarla Birleşik Krallık takip ediyor. Yapay zeka pazarının 2030 yılına kadar 738,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Yapay Zeka Türleri
Yapay genel zeka (AGI), geniş bir yelpazedeki alanlarda öğrenme, bilgi uygulama ve görevleri çözme yeteneğine sahip olan varsayımsal bir yapay zeka biçimidir.
Bilgisayarla görme (Computer vision), görsel girdileri (video ve görüntüler) kullanır ve yorumlayarak bilgi çıkarır.
Uzman sistemler, kurallara dayalı olup, insan karar alma süreçlerini taklit etmek için girdi verilerine kurallara dayalı mantık uygulayarak bir karara varmak üzere tasarlanmıştır.
Üretken yapay zeka modelleri (Generative AI), eğitildikleri verilerin kalıplarına dayanarak yeni çok modlu içerikler oluşturabilir.
Makine öğrenimi algoritmaları (Machine learning), geçmiş verilerden öğrenir ve gelecekteki sonuçları tahmin ederek sorunları çözer.
Doğal dil işleme (Natural language processing), doğal konuşma kalıplarını tanır ve bu kalıpları kullanarak komutlara yanıt verir ve görevleri yerine getirir.
Dijital teknoloji ve Yapay Zeka devrimi hiç kuşkusuz iş gücü piyasalarında köklü dönüşüme neden olmaktadır. 2050 itibariyle mevcut yetkinliklerin veya mesleklerin %50’sinin yerini STEM eğitimi ağırlıklı yetenek ve mesleklerin alacağı varsayılmaktadır. Dolayısıyla, ulusal-milli eğitimde STEM bazlı bir eğitime geçmeyen ülkelerin yeni bilim dalgasını-teknolojik ilerlemeyi ve sanayi devrimlerini kısacası sürdürülebilir kalkınmayı yakalaması ve küresel rekabette var olması mümkün görünmemektedir.
Diğer taraftan, küresel rekabetin temelinde baş döndürücü bir hızla yaşanan endüstriyel transformasyon yaşanmaktadır. Konvensiyonel sektörlerden dijital kapitalizme doğru olan bu değişimin lokomotifinde bilimsel milli eğitim ve kaliteli üniversitelere sahip yükseköğretim sistemi vardır. ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Çin, İsviçre, Kanada, Japonya, Singapur, Güney Kore gibi ülkelerin dünya üniversiteler sıralamasında ilk 200 üniversite içinde birden fazla üniversitelerinin yer alması ile bu ülkelerin dünyaya yön veren küresel şirketlere/markalara sahip olması arasında doğrusal bir ilişki söz konusudur.