“Sınırda Karbon Düzenlemesi, Demir Çelik İhracatımız İçin En Önemli Risk”
“1 Ocak 2023’te Başlayacak Hazırlık Dönemi, Türk Çelik Üretimi ve İhracatı İçin Önemli Riskler Barındırıyor.”
“Sınırda Karbon Düzenlemesi, Demir Çelik İhracatımız İçin En Önemli Risk”
Batı Paslanmaz Çelik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Güzelel:
“1 Ocak 2023’te Başlayacak Hazırlık Dönemi, Türk Çelik Üretimi ve İhracatı İçin Önemli Riskler Barındırıyor.”
Kamu Yönetimimiz ve Sektör Kuruluşlarımız, 2023-2026 Yıllarını Kapsayan Hazırlık Döneminde, Bu Durumun Sektörümüze Olan Etkileri En Aza İndirecek Mekanizmaları Geliştirmeli”
“Rusya-Ukrayna Krizinin Türk Üreticiler İçin Açtığı Fırsat Penceresi, Enerji Maliyetlerimizdeki Artışlar Yüzünden Sönümlenmek Üzere.”
Demir Çelik İhracatımız Bu Yılın İlk Sekiz Ayında Miktar Olarak %12,4 Azalırken, Değer Olarak %8,8 Arttı. Bu Veri Katma Değer Yaratmadaki İyileşmeye İşaret Ediyor.”
Türk sanayisinin en önemli itici güçleri arasında yer alan demir çelik sektörü, Avrupa Birliği’nin (AB) Yeşil Mutabakat programı çerçevesinde aldığı karar kapsamında 1 Ocak 2023’te hazırlık dönemi başlayacak “Sınırda Karbon Düzenlemesi” uygulamasına hazırlanıyor.
Sektörün Avrupa Birliği’ne olan ihracatını çok yakından ilgilendiren uygulama, 2023-2026 yılları arasında yalnız raporlamayı içeren hazırlık dönemi sonrasında kademeli olarak uygulanmaya başlanacak. Sınırda Karbon Düzenlemesi ile karbon emisyonu yüksek sektörlerin ürettikleri ürünlerin Avrupa Birliği ülkelerine ihracatı daha maliyetli hale gelecek.
“Enerji Maliyetlerimiz Azaltılmalı”
Batı Paslanmaz Çelik A.Ş’nin çatısı altında bulunduğu BTP Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Güzelel uygulamaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Demir Çelik, Alüminyum, Çimento, Gübre gibi sektörlerimiz bu uygulamadan ilk ve en fazla etkilenecek sektörler arasında yer alıyor. Ülkemizin bu ürünlerdeki toplam ihracatında AB’nin ağırlığı yüzde 50’nin üzerinde yer alırken, AB’ye bağımlılığı en yüksek dördüncü ülke konumundayız.” dedi.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) hesaplamasına göre Sınırda Karbon Vergisi ile Avrupa Birliği’ne Türkiye’den ihraç edilen alüminyumda %1-2, demir çelikte %3-6, çimentoda %12-24 oranlarında fiyat artışı yaşanabileceğini vurgulayan Güzelel, Türkiye’nin bu sektörler özelinde enerji maliyetlerini azaltıcı spesifik teşvik sistemleri geliştirmesi gerektiğini belirtti.
“Rusya Kaynaklı Fırsat Penceresi Kapanmak Üzere”
Nedim Güzelel, Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte AB ülkelerindeki demir çelik tesislerinin hızla kapanmaya başladığını, bu durumun Türk üreticileri için çok önemli fırsat pencerelerini açtığını hatırlattı.
Bugün gelinen noktada, yurt içindeki enerji maliyetlerinde yaşanan öngörülemez artışlar nedeniyle bu fırsatın elden kaçmak üzere olduğunu dikkat çeken Batı Paslanmaz Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Güzelel, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Geçen yıl 5-6 cent/dolar seviyesinde olan 1 kilovat enerji maliyetinin bugün 20 cent/dolar seviyesine yaklaştığını görüyoruz. Gelecek yıl 25 cent/dolar ve üzerini göreceğiz. Demir Çelik gibi enerji tüketimi çok yüksek sektörlerimiz bir yandan yurt içinde 4-5 kat artan enerji maliyetleri ile başa çıkmaya çalışırken, diğer yandan Sınırda Karbon Düzenlemesi uygulaması ile AB ülkelerine yaptıkları ihracatta ek maliyet artışı yaşayacak. Kamu yönetimimiz ve sektör kuruluşlarımız, 2023-2026 yıllarını kapsayan hazırlık döneminde, sektörümüze olan etkileri en aza indirecek mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Rusya-Ukrayna krizi ile AB’nin demir çelik ihtiyacının büyük bölümünü Türk üreticileri karşılayabilir noktada iken, rekabet avantajımızın enerji maliyetleri ile sönümlenmek üzere olduğunu üzülerek gözlemliyoruz.”
İhracat Azalıyor, Katma Değer Artıyor
Türkiye’nin demir çelik ihracatının bu yılın ilk sekiz ayında miktar olarak %12,4 azalırken, değer olarak %8,8 arttığını anımsatan Nedim Güzelel, elektrik ve doğalgaz fiyatlarına 30 Ağustos'ta yapılan yüzde 50'lik zammın etkisinin henüz rakamlara yansımadığına işaret ederek şunları kaydetti:
“Sektörümüzün ihracat rakamlarındaki düşüş, ülkemizin ihracat ivmesi düşünüldüğünde elbette düşündürücü. Ancak miktar olarak azalmaya rağmen, değer olarak artış yaşamamız sektörümüzün katma değer yaratmada daha iyi bir noktaya doğru ilerlediğinin göstergesi. Ancak üretimin sürdürülebilirliği için en kritik faktör başta enerji olmak üzere girdi maliyetlerimizin iyileştirilmesi. Bu noktada dileğimiz sektörel bazlı bir tarife uygulanması değil, bizim gibi enerji yoğun sektörlerde üretim yapan firmalara yenilenebilir kaynaklardan lisanssız enerji üretmede çeşitli kolaylıkların sağlanmasıdır.”