Hakan Ömer Gider
Satmadan Gitmem!
Merhaba
Size de öyle geliyor mu bilmiyorum ama neredeyse üç tam ay geçti yeni yıla gireli, maalesef yine güzel bir yıl olmadı. Bazıları derdi, çift yıllar tek yıllardan daha iyi yaşanıyor diye, böyle bir istatistik tutmadım ama Türkiye için eşit diyebiliriz. 2000 yılında itibaren Türkiye’de akla gelen afetler nelerdir diye baktığımızda aşağıdaki basit liste sıralanmıştır.
Türkiye'de Önemli Felaketler (ChatGPT)
2000: 1999 İzmit Depremi sonrası etkiler.
2001: Ekonomik kriz.
2003: Irak Savaşı'nın etkileri.
2004: Kuzey Irak'taki PKK Terör Eylemleri.
2011: Van Depremi.
2013: Gezi Parkı Olayları.
2016: 15 Temmuz Darbe Girişimi.
2020: İzmir Depremi.
2021: Orman yangınları.
2023: Kahramanmaraş ve 13 İl Depremi
2024: Gayrettepe Gece Kulübü Yangını vb.
Gördüğünüz gibi tek ve çift bakmadan her yıl yaşanan onlarca hatta yüzlerce felaket, kriz ve benzeri şeylerle karşılaşıyoruz. Bir toplum olarak yaşamanın ve maalesef birbirimize tahammül seviyesinin düşmesi belki de bunlara sebep oluyor. Buradan sonrasını Sosyologlara bırakmada yarar var.
Gelelim bu sayıdaki konumuza, konu başlıkta zaten var. Her sayıda yaptığımız gibi bu bölümde de satış konuşacağız. Satış deyip geçmeyelim hayatın içinde ve gerçekten var olma mücadelesinin tam ortasındadır satış. “Bazılarımız satarak kazanır bazılarımız da kazanırken satar”, kazanırken satar nedir diye düşünebilirsiniz.
Doğrudan satış yapmayan hayatımızda çok meslek var doğal olarak bu mesleklerin icracıları doğrudan satış yapmazlar. Ama daha başarılı olduklarını ispatlamak amacıyla bir iletişim etkileşim çabası içine girerek aslında gizli bir satış yaparlar.
Hatta kanunlar birçokları için satış yapmaya yasaklamıştır. Bunlar içerisinde doktorlar, avukatlar ve Mali Müşavirler gibi birçok meslekler vardır. Bu mesleklerin erbapları hiçbir zaman biz diğerlerinden daha iyiyiz diyemezler. Hatta bize gelin size daha uygun fiyatlar vereceğiz diye de söyleyemezler. Fakat işlerini yaparken o kadar titiz davranırlar ki onlardan hizmet alanlar diğerlerine referans olsun diye çaba gösterirler.
Yalnız bugün anlatmak istediğim konu da yine bu değil. Biraz uzun bir giriş oldu…
Bu bölümden itibaren biraz kendi reklamımı yapmış gibi görünebilirim. Evet yapıyorum!
Bunun da sebebi ego değil, sadece faydalı olabilme düşüncesidir.
2001 yılından beri Satış & Pazarlama konusunda bireylere ve kurumlara hizmet vermekteyim. 1988 yılında başladığım iş hayatından damıtarak oluşturduğum eğitimler ile yaklaşık 100 bin kişiye yakın ve binlerce firmaya toplamda 30 bin saat üzerinde eğitim ve danışmanlık gerçekleştirdim.
Yenilikler, gelişmeler ve çağın hızla ilerlemesi günümüz satışçılarının ve çalıştıkları firmaların da bu hıza uymaları, gelişmeleri yakından takip etmeleri gerekmektedir. Onlarca eğitimcinin farklı anlatım tarzları da olsa gidilen yol belli fakat gidiş yöntemleri farklı olarak gördüğümüzde de aynı yere ulaşıldığını görüyoruz. Kısaca diğer meslektaşlarımı ile aynı dönemlerde çıktığımız bu öğretici, anlatıcı yolculuğunda farklı bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenlerin başında olduğunu düşünüyorum…
“Ee hocam bunları bize neden anlatıyorsun?” nidalarını duyar gibiyim. Bunları anlatmamın sebebi bir haberi, gelecekteki bir şeyi sizinle paylaşma niyetim. Beni sosyal medyadan takip edenler iyi bilir. Gençlik yıllarında başlayıp 8 yıl boyunca yaptığım tiyatro faaliyetlerime bu yılın başından itibaren tekrar başlamamın ardından bu dönemlerde bende yeni bir ışık çaktı ve yaklaşık 37 yıllık iş hayatı deneyimi bu kez farklı bir anlatım ile ifade etme düşüncesi belirdi. Kısaca önümüzdeki günlerde satışı bir başka format ile sahneden anlatmak için kolları sıvadım.
Akılda kalıcı, içimize işleyecek ve hemen uygulanabilir anlatımlar ile daha önce yaşanmamış bir deneyimi aktarmaya hazırlanıyorum. Hem de eğitim gibi tüm gün değil yaklaşık 120 dakika kadar süren bir serüven ile sıkmadan, kah güldüren kah hüzünlendiren anlatımlar ve canlandırmalar…
Umarım sizin kafanızda yapılacak olanlar belirlenmeye başlamıştır. Çünkü sizin kafanızda oluşabiliyorsa demek ki aktarmakta bir o kadar kolaylaşacaktır.
“Tüm bu anlattıklarınızın bize faydası ne diyorsunuz?” Biraz daha somutlaştırırsak kaç kişi olduğunuz önemli değil ister 10 ister 100 kişilik bir satış ekibiniz varsa bu keyifli anlatımı kaçırmamak için kendinize gün belirleyip, yazdan sonrası için Şehrinize, ilçenize davet ederek bu “düşündürürken güldüren, gülerken öğreten” etkinliği ekibinize sunabilirsiniz.
Sizlere yine bu satırlardan her ay “Satmadan Gitmem!” konusundaki gelişmeleri haberdar etmek için sabırsızlanıyorum.
Hatta şimdiden gelecek sayımızda “Satmadan Gitmem!” adının nereden geldiğini ve hikayesini anlatacağımı da hatırlatmak isterim.
Yıllarca bana yol gösteren sözlerden biri Albert Einstein’ın o meşhur sözü “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almak isteyenler delidir”
Galiba bu projede de yine bana yol gösterici olacak.
Başka şey söylemeye gerek var mı?
hakanomergider@gmail.com