Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Kültürel Dönüşümün Harcı: Katılım ve İletişim
İş dünyası bir değişim/dönüşüm sarmalıma girmiş gidiyor. İnsan ihtiyaçlarının/isteklerinin sınırsız olması ve bir ihtiyacın tatmininin yeni bir ihtiyaç doğurması (platon), belki de değişimi ve dolayısı ile dönüşüm tetikleyen en önemli unsur gibi görünüyor.
Dönüşümü, teknik olarak hal değişimi (faz transformation) olarak da tanımlayabiliriz. Yani, bir durumdan başka bir duruma geçebilmek. Eğer, işletmeler bir malzeme olsaydı dönüşümü fiziksel süreçler veya kimyasal tepkimeler üzerinden gerçekleştirebilirdik. Ancak, bizim işimiz; insanı ya da iş yapma modelimizi değiştirerek/dönüştürerek yeni bir kültür elde etmek. İşte bu, öyle kolay olmayan ve farklı tekniklerin uygulanmasını gerektiren bir süreç. Zira, makinelerin yerlerini değiştirmek, yeni bir üretim hattı kurmak ya da demirden çelik elde etmek belki kısa süre içinde gerçekleştirilebilir; ancak insanların davranışlarını, iş yapma tekniklerini değiştirerek yeni bir kültür inşa etmek uzun yıllar sürer.
Literatürde, kültürün inşası ve yayılımı konusunda iki ana tema üzerinde durulur: Katılım ve İletişim.
Katılım, bu aşamada ele alınması gereken öncelikli konudur. Zira, katılım olmadan başarı elde edilemez (T. Ohno). Ancak, insanların değişim sürecine katılımını tesis etmek hiç kolay değildir. Etkin liderlik özellikleri sergilemek, insanlara hata yapma imkânı sunmak, yol açmak/göstermek ve en önemlisi o yolda gitmek gibi erdemler gerektirir. Eskilerin dediği gibi; ‘yola çıkıp varamayan, yoldan çıkıp varabilen yoktur’ ilkesinden yola çıkarak, katılımın sağlanması için liderlerin ekibine doğru yolu gösterme ve güdüleme gibi konularda önemli görevleri olduğunu belirtmekte yarar bulunmaktadır.
Tabi, bunun bir de organizasyon tarafı vardır. Organizasyon, ‘aynı amaç doğrultusunda gönüllü olarak bir araya gelmiş topluluk’, olarak tanımlanır literatürde. Amaç birliği ve gönüllüğünün sağlanması bir organizasyonun temelini oluşturur. Bu temelin harcı da iletişimdir.
İletişim bir organizasyonun can damarıdır. Söyleneni/aktarılanı anlamak, anlaşılana hak vermek, hak verilerini uygulamak, uygulananı sürdürmek ve sürdürüleni standartlaştırmak süreci iletişimin kalitesini açıklar. İletişimde asıl amaç standardın tesis edilmesidir.
Dönüşümün teknik boyutu önemlidir, ancak asıl mesele kültürel anlamda dönüşebilmektir. Yani, kişiden, zamandan, mekândan bağımsız olarak; süreçlerin her defasında aynı yöntem, aynı hız ile yapılarak her defasından aynı sonucun elde edilebilmesine olanak sağlayacak zeminin hazırlanmasıdır. Standartlaşma olarak da tanımlayabileceğimiz bu süreçte özellikle katılım ve iletişim konularına odaklanılması, dönüşümün sağlıklı gerçekleşebilmesi açısından yarar sağlayacaktır kanısındayım.