Raylı Sistemlerde İnovasyon
Kenan ÇELİK-
AYKOR A.Ş.-
Genel Koordinatör Çağdaş işletme yönetimlerinde ve her geçen gün kendini yenileyen ortak Yönetim Dillinde sıklıkla duymaya alıştığımız “inovasyon” sözcüğü, alışılagelen “yenilik” ve yenilikçilik” anlamında ki tanımlamalarından çok farklı bir konu aslında.
Bu yazımızın kaleme alındığı bugünden henüz daha 15 gün önce kutladığımız Inovasyon Haftası etkinliklerinde de konu, adına yakışır bir biçimde ele alındı ve önemi defalarca gözler önüne serildi. Dolayısıyla sektörümüzü doğrudan ilgilendiren bir konu olduğundan tanımlar üzerinde fazla durmaya gerek olmadığını değerlendirmekteyim.
Ancak, karışıklıkları önlemek için açıklama gerektiren hususlara kısaca değinmek yararlı olacaktır. İnovasyon sadece bir işletme kültürü değil aslında. Kanaatimizce birey bazında bile algılanması gereken bir husus bu. Dünya zaten bu konuda ilerlemeyi tüm hızı ile sürdürüyor. Gelişimi anlayabilen veya kendinde bu kültürü oluşturan devlet, ülke, firma, birey vs başarıyı yakalıyor, diğerleri ise yerinde saymaya ve hatta gerileyip yok olmaya mahkum oluyor.
İşletmeler bazında konuyu ele alırsak, bizce en uygun açıklama; büyük, küçük veya orta ölçekli tüm işletmelerin, ürünlerinde, pazarlama ve satış politikalarında, üretim süreçlerinde, kalite anlayışında, departmanlarında, organizasyonel veya yönetim sisteminde, özetle ifade edersek kısacası her alan ve aşamasında yenileşim fikrini benimsemesi olarak gözümüze çarpmaktadır. Burada ince bir nüans var ki, o da, yenileşmeyi gerçekleştirirken asıl maksadımızın yeni bir şey icat etmekten daha çok, fayda yaratacak yolları keşfetmemiz, dolayısıyla oluşturduğumuz yeni fikirleri, sürekli olarak faydaya dönüştürmemizdir. Daha destekli bir tanım ile, konuyu “yaratıcılık” ile direk olarak karıştırmadan, fikirsel değişim ve sonrasında ki dönüşümün başarı ile uygulanması sonucu gelişen yenilikçi bir yönetim sürecidir diyebiliriz. Burada önem arz eden ek bir konu ise bu sürecin yönetilirken sürekli iç denetime maruz tutulması ve etkinliğinin ölçülebilir olmasıdır.
İşletmelerde günlük yaşam ve iş akışı içinde, her şey yolunda bir çizgide gidiyor gibi görünebilir. Ancak günümüzün çok kırılgan global ekonomilerindeki çok hızlı ve hiper rekabetçi ortam, olası kriz dönemlerinde yolunda gözüken her şeyi kolaylıkla alaşağı edebilmektedir. Bu durumda inovatif yönetim anlayışına sahip olan ve bu kültürü benimsemiş olan firmalar, kendi kuruluş yapıları içinde iletişime, yatay dikey geri beslemeye, iyi koordinasyona, denetim mekanizmasına, bilhassa kritik yapmaya ve beyin fırtınasına, dolayısıyla etkin kalite yönetimine önem göstermekte ve sağlam adımlar atarak yerlerini, giderek artan verimlilik ile koruyabilmektedirler. Bu konunun sadece üretime yönelik değil, proje yönetimi yapan, lojistik hizmet veren, kısacası üretimi destekleyen ve üreticiyi tüketici ile buluşturmayı sağlayan firmaların yönetimlerinde de “olmazsa olmaz” bir konu olduğunu belirtmemiz yerinde olacaktır.
Bu genelleme, başlangıçta da belirttiğimiz gibi, kendi sektörümüzde, Raylı Sistemler bazında da aynı paralelde uyarlanması gereken bir konudur. Yakın zamanı anımsarsak, 2010 Beyaz Altın Yılın Inovasyon Ödülünü alan kurumun TCDD olması, özellikle o tarihten bu yana, demiryollarında ülke çapında yaşanan örnekler, bu sektörde yer almak için gereken en temel ilkenin inovasyon olduğunu zaten vurgulamaktadır. Sonuçta; sektörde bulunan ürün ve hizmetler gün geçtikçe daha çok birbirine benzemekte, son kullanıcıya sunulurken, farkı yaratan her kim ise, onun kazandığı ve başarılı olduğu bir pazarı yaşamaktayız. Burada unutmayalım ki, gerek ürettiğimiz, gerekse tedarik ettiğimiz ve sonucunda pazarlamaya çalıştığımız hiçbir ürün ve hatta hizmet, sektörümüzde tekel değildir ve kalıcı olarak düşünülemez. Dolayısıyla kültüründe inovasyonu çalıştırabilen bir yönetim, her zaman başarılı olacak; karlılığını ve sürdürülebilir büyümesini gerçekleştirebilecektir.
Bu bağlamda bizlerde, Aykor A.Ş.-Marinex GmbH Grubu ve ailesi olarak, dergimizin geçtiğimiz sayılarında da belirttiğimiz şekilde yenilikçi yapımızı sürdürmek ve buna uygun yapılanma ile sürekli değişimi uygulama hedefimizde başarı ile yürümekteyiz.
Gerek Endüstriyel Alan olarak adlandırdığımız Raylı Sistemlerde, gerekse Savunma Sanayi alanında, yedek parça tedariki ve anahtar teslim proje yönetim modelimizde Etkin-Süratli-Ekonomik (ESE) çözüm ortaklığı için gereken altyapı değişikliklerine gidilmiş ve şu ana kadar verilen hizmette verimlilik artışı memnuniyetle gözlenmiştir. Bu maksadı destekleyecek tarzda AR-GE konusunda ki çalışmalarımız hızlandırılmış ve bu alanda ki rekabetçi ortama da uyum sağlayarak, açılan yarışta başvuru sahibi 1000’in üzerinde firma arasından TEKNOPARK İSTANBUL yerleşkesine kabul edilmiş bir firma olarak bulunmaktayız. Dolayısıyla, yönetimsel inovasyon yanında, uzmanlık alanımızda ki ürünlerin teknik yeterliği ve üstünlüğü için inovatif çalışmalar yapma yeteneğini de firmamıza eklediğimizi memnuniyetle ifade etmek isterim. En büyük hedefimiz, “sürekli gelişim” felsefemizin, yapmış olduğumuz bu tür yatırımlarla desteklenmesi ve sektörde ki etkin varlığımızı büyüyerek sürdürerek, son kullanıcının memnuniyeti doğrultusunda hizmet vermektir.
Haberin Kaynağı : RailwayTurkey Demiryolu Tedarikçileri Dergisi
03.01.2014