Prysmian Performans Testi
“Her Kablo Aynı Değildir” Diyen Prysmian Group Türkiye, Prysmian Performans Testi İle Bunu Belgeliyor
Daha güvenli ve daha verimli bir dünyada yaşanması gerektiğine olan inançla Prysmian Group Türkiye, Türk kablo sektörünü bilgilendirmek amacıyla “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir” mesajı ile yeni bir girişim başlatıyor.
Prysmian Group Türkiye, başlattığı bu girişim kapsamında geliştirdiği “Prysmian Performans Testi” (PPT) ile Türk kablo sektöründe yeni bir “ilk”i gerçekleştirmenin gururunu yaşıdıklarını belirten Prysmian Group Türkiye CEO’su Hans Hoegstedt, başlattıkları bu girişim ile ilgili bilgiler verdi.
Türk Prysmian hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Hans Hoegstedt: Firmamız 1964 yılında Mudanya’da Siemens olarak kurulmuştur. 1999 yılında Pirelli tarafından satın alınan Türk Prysmian, 2005 yılında gerçekleşen uluslararası hisse devri sonucunda ise Prysmian adını almıştır. Son olarak 2011 yılının Temmuz ayında, Draka ile firmamızın birleşmesi sonucunda, yolumuza, tüm dünyada Prysmian Group olarak devam ediyoruz.
Türk Prysmian olarak, Prysmian Group içerisinde öncelikli bir ihracat merkeziyiz. 2011 yılında 687 milyon TL olarak gerçekleşen ciromuzun %35’inin ihracat kaynaklı olması da bunun bir göstergesi. Bugün 40’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülkeler arasında Azerbaycan, Irak, Türkmenistan, İngiltere, Fransa, Ürdün, Barbados, Ortadoğu ülkeleri, Kuzey Afrika bölgesi ve Şili, Papua Yeni Gine, Sri Lanka, Çin gibi çok geniş bir coğrafi alanı kapsayan, birçok ülke yer alıyor. Ayrıca Irak ve Suriye gibi ülkelerin altyapı projelerini gerçekleştirdik; Pakistan ve Kazakistan gibi ülkelerin altyapı çalışmalarına destek verdik.
Prysmian Group içerisinde 50 ülkede 97 fabrika bulunuyor. Türk Prysmian olarak, Mudanya’da yer alan fabrikamızın Grubumuz içerisinde aynı anda hem enerji hem de telekomünikasyon kabloları üretebilen 12 fabrikadan biri olarak da öne çıktığını özellikle ifade etmek isterim. 220 kV’a kadar tüm enerji kabloları, yeraltı ve denizaltında kullanılan özel kablolar, 3600 çifte kadar bakır telekom kabloları, anten kabloları ve fiber optik kablolar firmamızın son derece geniş olan ürün yelpazesinde bulunan kablo tiplerinden bazılarıdır. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören firmamız, geride bıraktığı bu uzun geçmişi süresince birçok “ilk”e imza attı.
1965: Türkiye’de, ilk 15kV enerji kabloları üretimi.
1975: Türkiye’de, ilk 35kV XLPE enerji kabloları üretimi.
1984: Türkiye’de, ilk 3600 çift haberleşme kabloları üretimi.
1985: Türkiye’de, ilk fiber optik kabloları üretimi.
1989: Türkiye’de, ilk 154kV enerji kabloları üretimi.
1994: Türkiye’de, İlk 220kV XLPE enerji kablosu üretimi.
1997: İlk 1000 mm2 enerji kabloları üretimi.
2000: Türkiye’de ilk yüksek yangın güvenliği olan (Afumex) kablo üretimi.
2007: Türkiye’de bir ilk: 380kV enerji kablosu tesisi.
Son olarak Türkiye’nin ilk yüksek gerilim denizaltı kablo projesi olan Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Projesi’nin de ihalesini aldık, böylece bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz, alanında “ilk” olan projelere bir yenisini daha eklemiş olduk.
“Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” ismiyle başlattığınız girişim hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Hans Hoegstedt: “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” ismini verdiğimiz girişimimizi Aralık ayında, bir lansman ile birlikte Türk Kablo Sektörü’ndeki tüm paydaşlarımıza sunduk. Bizim, bu girişimle birlikte amacımız, Türk Kablo Sektörü’nün, dolayısıyla da proje firmalarının, müteahhitlerin, yatırımcıların bu konuyla ilgili kritik önem taşıyan detaylardan haberdar olması, pazarda satışa sunulan bazı kabloların güvenlik, performans gibi konularda gerekli teknik özelliklere sahip olmaması ve proje maliyeti kapsamında da yüksek maliyetlere sebep olması dolayısıyla, ortaya çıkabilecek negatif sonuçlar hakkında bilinçlenmesi idi.
Amacımız sadece bu konularla da sınırlı değil aslında. Satışa sunulan ürünlerin daha güvenli, yüksek performanslı olması ve toplam proje maliyeti kapsamında da ekonomik açıdan daha verimli olması için çalışmalar yürütüyoruz. Sektörümüze de tüm bunları nasıl mümkün olabileceğini öğretmek istiyoruz. Ayrıca; standartların altında kablo üretimi gibi konular dolayısıyla Türk Kablo Sektörü’nün yurtdışında sahip olduğu negatif bilinirliğini de düzeltmeyi amaçlıyoruz.
Bahsi geçen tüm bu konuları, biz, Türk Kablo Sektörü’nün lider ve öncü firması olarak sorumluluğumuz olarak algılıyoruz. Bu nedenle de, konuyu tam anlamıyla ifade eden bir isimle başlattığımız, “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizin sonuçlarını almak için birçok çalışma gerçekleştiriyoruz.
Bu girişimin altyapısını nasıl oluşturdunuz?
Hans Hoegstedt: Başlattığımız girişimin geçmişi, yaklaşık olarak iki yıl öncesine dayanıyor. Bu süre içerisinde, pazardaki kabloların kalitesine dair araştırmalar yaptık, konuyla ilgili dernek ve kuruluşlarla bir araya geldik, karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk, büyük projelerin şantiyelerini ziyaret ettik, geçmiş dönemlere dair ortaya çıkan istatistiklere göz attık. İstedik ki kablo montajı yapan bir kişinin ne yaptığını tam olarak anlayalım, sorunu nedir, o sorunu çözmek için ne yapmak gerekir vs. Açıkcası bu girişimin altyapısını oluşturmak çok kolay olmadı. Birbirinden farklı birçok konuyu birçok farklı açıdan inceledik ve açıkcası çok kaydadeğer sonuçlarla karşılaştık.
Sizin de bildiğiniz gibi sanayileşme ve kentleşme her geçen gün artıyor, dolayısıyla da enerji tüketimi.. Son 10 yıl içindeki enerji tüketimine baktığımızda %92 oranında bir artış görüyoruz ve bu artışın da gelecekte de devam etmesi öngörülüyor. Aynı zamanda, insanların yoğun olarak bulunduğu alışveriş merkezi, sinema, hastane gibi yapılara da her gün bir yenisi ekleniyor. Çok katlı dikey yapılaşmanın arttığını zaten görüyoruz; 2007-2011 arasında bu tip binaların sayısında %30 artış var.
Türkiye’de kişi başına düşen gayri safi milli hasıla da, ülkenin ekonomik büyümesi ile doğru orantılı olarak, 2001’de 3.020 USD’den 2011’de 10.444 USD.ye çıktı. 2002’den bu yana işçilik maliyetleri de artış gösterdi ve bugüne kadar reel olarak yaklaşık %69 oranında arttı.
Şantiyeleri ziyaret edip, maliyet araştırması yaptık. Örneğin 4 yıldızlı bir otel projesinde ortaya çıkan rakamlara birlikte bakalım.
1- Otel projesinin toplam kablo maliyeti
508.000 TL.
2- Bu projenin toplam adam saati ise 14.430 saat.
3- Vergi, sigorta, yemek ve barınma dahil direk işçilik birim maliyeti 16 TL/adamsaat
4- Eğer bu 16 TL.yi toplam 14.430 saat ile çarparsanız, toplam işçilik maliyetinin 230.880 TL olduğunu göreceksiniz.
5- Bu da demek oluyor ki, bu projenin toplam kablo ve toplam işçilik maliyeti 738.665 TL.
6- Toplam işçilik içerisindeki kalemlerden biri olan sıyrılabilirlik işçiliği %15-30 civarında ve bu da %50 tasarruf ile 34.632 TL.ye denk geliyor. (230.880 TL x %30 x %50)
7 -Sonuç olarak da ortaya çıkan tablo şöyle: 34.632/508.000 şeklinde bir hesap yapıldığında, toplam kablo maliyeti içerisinde ortalama %7 tasarruf ediliyor.
8 -Aynı şekilde de kalın kesitli kablolarda %2’ye varan, ince kesitli kablolarda ise %12’ye varan bir avantaj sağlanıyor.
Prysmian Kablo Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz
Bunlar ekonomik anlamda karşımıza çıkan sonuçlar. Ayrıca dediğim gibi istatistiklere de göz attık. Bir sonraki adımda, standartların altında kalan kablo kullanımı ile ilgili sonuçları inceledik ve direk ilişkili olan yangın istatistiklerine baktığımızda ise açıkcası çok üzüldük. Ne yazık ki, elektrik kontakları yangınların çıkmasına sebep olan başlıca unsurlardan biri.
• Amerika ve İngiltere’de yangın sayıları azalırken ne yazık ki Türkiye’de artıyor. 1988 ve 2008 yıllarındaki yangın sayılarına baktığımızda, Amerika’da %40; İngiltere’de ise %22 azalma görüyoruz. Ancak aynı dönemde Türkiye’deki durum, %296 artış olduğu şeklinde.
• İstanbul İtfaiyesi’nin açıkladığı rakamlara baktığımızda, İstanbul’da 2010 yılında 20.046 yangın olduğunu ancak 2011 yılında ise, yine %32 artışla 26.444 yangın olduğunu görüyoruz.
• Tüm yangınların toplamı içerisinde, binalarda çıkan yangınlar %18 yer tutuyor.
• Türkiye’deki yangınların %19’unun ise elektrik tesisatı kaynaklı olduğunu görüyoruz.
Son olarak, Prysmian Group Türkiye olarak farklı ürün gruplarında ve markalarda kablolar üzerinde 2645 test yaptık. Test sonuçlarına baktığımızda, bazı kabloların ölçüm, performans ve güvenlik açısından standartların altında kaldığını tespit ettik. Bu kablolardan önemli bir kısmının standartlara uygun olarak performans göstermediğini ve bazılarının da fiziksel karakteristik bakımdan standartlarda istenen değerlerin altında kaldığını; bununla birlikte, kabloların döşenmesi ve uçlarının sıyrılması gibi işçilik ile doğrudan ilgili konularda da zaman tasarrufu açısından çok büyük farklar olduğunu gözlemledik.
Elde ettiğimiz tüm bu bilgiler ışığında, hareket geçmek için beklememeye karar verdik ve Türk Prysmian olarak bu girişime liderlik etmeye karar verdik. Ancak elbette diğer üreticilerin de kalitelerini arttırmalarını ve kalite standartlarına dair büyük bir değişim yaratmayı amaçladığımız bu çalışmada bizlere katılmalarını umuyoruz.
SUBCONTURKEY: Lansman kapsamında yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Hans Hoegstedt: Elimden geldiğince özetlemeye çalışacağım çünkü bu lansman aslında Türk kablo sektöründe şimdiye kadar geliştirilmiş ve her tür iletişim planını da içeren son derece kapsamlı bir program.
“Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizi, ilk olarak Aralık ayının başında, Mudanya’daki fabrikamızda lanse ettik. 03 Aralık tarihinden başlayarak 13 Aralık’a kadar devam eden günler içerisinde, fabrikamızda, Ar&Ge ve Satış & Pazarlama ekiplerimiz, A-Takımı yetkili satıcılarımız ve onların satış ekipleri, müteahhitler, proje firmaları ve Bursa, Mudanya ve İstanbul’dan gazeteci dostlarımızla birlikte yaklaşık 300 kişi ağırladık. Projemizi tüm detayları ile anlattık ve ne mutlu bize ki, aldığımız her geri dönüş çok olumlu oldu. Bu bizler için çok önemliydi çünkü dediğim gibi, neredeyse 2 yıl süren bir altyapı çalışmasından bahsediyoruz.
Lansman haftasının sonrasında ise, A-Takımı yetkili satıcılarımız ve alt bayilerin içerisinde yer aldığı 124 noktayı ziyaret ettik. Bu 124 noktayı, lansmanımızı destekleyen promosyon malzemeleri ile giydirdik, buradaki en önemli amacımız da daha fazla kişiye ulaşmak idi. 13 farklı şehri ziyaret ettik.
Bu çalışmalara ek olarak, broşürlerimizi, görsellerimizi ve videolarımızı paylaştığımız bir web sitesi hazırladık: www.prysmianperformanstesti.com
Ne yaptığımız hakkında detaylı bilgi almak isteyen, girişimimizi destekleyici tüm bilgileri görmek isteyen kişilerin web sitemizi ziyaret etmesi yeterli. Ayrıca bir de i-phone applikasyonu hazırladık. Facebook, twitter, youtube, daily motion ve vimeo gibi internet siteleri ile sosyal medyada boy göstermeye başladık.
Bizim bu kadar çok çalışmayı aynı anda yapmamızın tek bir amacı var: mümkün olduğunca fazla kişiye ulaşmak ve önce proje sonra da proje detayları hakkında herkesin bilgilenmesini sağlamak.
2013’e de aynı hızla giriş yaptık. “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimiz ve Prysmian Performans Testi projelerimizle ilgili çalışmalarımız 2013 yılında da devam edecek. Kısa bir süre içinde, farklı şehirleri ziyaret edeceğimiz bir road showumuz olacak örneğin.. 2013 yılının ilk çeyreği süresince devam edecek çalışmalarımızla ve sonrasında, Türk Kablo Sektörü’nü daha bir noktaya taşıyacağımıza inanıyoruz.
Prysmian Performans Testi hakkında biraz daha detaylı bilgi verir misiniz?
Hans Hoegstedt: Prysmian Performans Testi, bahsi geçen girişimimizin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktı. Biraz önce detayları ile paylaştığım gibi, sorunu belirledik; sorunu anlatmak, paylaşmak için birçok çalışma organize ettik. Ancak elbetteki öncesinde bu soruna bir çözüm bulmamız gerekiyordu. Bu noktada, Prysmian Group’dan gelen deneyimi ve gücü, sahip olduğumuz altyapı ile birleştirdik. Sahip olduğumuz bu imkanlarla, Türk kablo sektörünün tek kapsamlı test sistemi olan, kabloları güvenlik, yüksek performans ve toplam proje maliyetinde sağladığı faydalar açısından değerlendiren Prysmian Performans Testi’ni (PPT) lanse ettik. Mudanya’daki Ar&Ge merkezimiz Prysmian Group’un 17 Ar&Ge merkezinden biri ve biz bugün Prysmian Performans Testi’ni geliştirmiş olmaktan gerçekten gurur duyuyoruz.
Bu test kapsamında 5 ana test grubu var: Geometrik, Elektrik, Mekanik, Performans ve İşlevsellik. Doğru kablo her zaman bu testleri geçiyor olmalıdır. Biz Mudanya’daki laboratuvarlarımızda tüm bu testleri yapabilir durumdayız.
Her ne kadar kablolar, ortalamada, toplam inşaat maliyetinin %1’den azını oluştursa da, doğru kabloyu seçerek elle tutulur farklar yaratmak mümkün. PPT sonuçlarına göre, Prysmian Group kablo çözümleri, güvenlik ve performans kriterlerine ek olarak, hız kazandıran montaj kolaylıkları sayesinde işçilik maliyetinde %50’ye*, toplam kablo tutarında ise %12’ye* varan avantaj sağlıyor.
Prysmian Group’un 2011 yılı Ar&Ge bütçesi 68 milyon Euro idi ve bu bütçenin tek bir kullanım amacı var: En güvenilir, yüksek performanslı ve ekonomik açıdan verimli çözümler geliştirmek. Biz Prysmian Performans Testi ile bu amaca ulaştığımıza inanıyoruz.
*Bağımsız kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlara istinaden hesaplanmıştır.
Mudanya’daki Ar-Ge merkeziniz hakkında bilgi verir misiniz?
Hans Hoegstedt: Prysmian Group için inovasyon çalışmaları, gelecekteki büyüme ve kendini geliştirme planının bir parçası. Bugün 10 ülkedeki 17 Ar-Ge merkezi, 600 yetenekli çalışanı ve 5000’den fazla patenti alınmış ürünü ile, ileri teknolojilerin geliştirilmesinde son derece başarılıdır. İmzamızın bulunduğu her projede, bu Ar-Ge merkezlerinin emeği var.
Dünya çapındaki bu 17 Ar-Ge merkezinden biri de Mudanya’daki fabrikamızda bulunuyor. Türk Kablo sektörünün, en yüksek teknolojik düzeyde, TSE yeterliliği olan termik, mekanik, kimya ve elektrik bilimsel araştırma ve test laboratuvarlarından birine sahibiz. Bu laboratuvarlar sayesinde, firmamız yüksek teknolojik ürünler pazarında lider konumda. Örneğin “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimizi, yine bu imkanlar sayesinde gerçekleştirme imkanı bulduk. Kendimizi geliştirmeyi sürdürürken, yine bu Ar-Ge merkezi’nden destek alacağımız muhakkak.
Son olarak bizi 2012 yılını nasıl tamamladığınız konusunda bilgilendirir misiniz? Hedeflerinize ulaşabildiniz mi? Ve bir de 2013 planlarınız neler?
Hans Hoegstedt: 2012 için bizler için önemli bir yıldı. Prysmian Draka birleşmesi sonrasında, 2012’nin Prysmian Group için çok kolay olmayacağının bilincindeydik. Ama ne mutlu ki iyi sonuçlarla yılı tamamladık. Mart sonunda rakamlarımız açıklandığında, 2012 yılını nasıl tamamladığımızı hep birlikte göreceğiz.
Bu birleşme sayesinde, özel kablolar tarafında ve yoğun çalışmalar ve başarılı bir ekip çalışması sayesinde, ihracat tarafında gerçekten çok iyi sonuçlar aldık. Örneğin 2012’nin ilk 6 ayında ihracat satışlarımız 140.822.038 TL olarak gerçekleşti, bu da bir önceki yılın aynı dönemine göre %33 artış anlamına geliyor.
Ayrıca 2012 içerisinde, “Dikkat! Her Kablo Aynı Değildir...” girişimimiz öncesinde, başka 2 projemiz daha vardı. Yılın başında, firmamızın genel bakış açısını ifade eden ilk çalışmayı başlattık: Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz.
Türkiye’de ve dünya çapında birbirinden önemli, birçok projeye kablo ürettik. Türkiye’nin en yüksek binası, Sapphire; Dünyanın bir defada inşa edilmiş en uzun metrosu, Dubai Metrosu; Türkiye’nin ilk 380 kV kablo projesi olan, 380 kV TEİAŞ Davutpaşa-İkitelli güzergahı, Maldivler’deki ilk Türk adası, Ayada ve Azerbaycan’daki en yüksek ve en modern yapı olan Baku Flame Towers, son yıllardaki prestijli projelerimizden sadece bazıları. Biz kablo verdiğimiz bu prestijli projeler ile Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz.
Bu anlamda bir başka önemli projemiz ise, Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Projesi oldu. TEİAŞ tarafından ihalesi açılan bu projenin sözleşmesini geçtiğimiz aylar içinde imzaladık. Projenin toplam maliyeti 150 milyon TL. Proje Türkiye’nin elektrik iletim ağının Marmara Denizi çevresindeki ring çevrimini tamamlayarak, ülkenin Avrupa tarafındaki ana tüketim merkezleri için Asya tarafından güvenli ve uygun maliyetli bir enerji iletimi sağlamak açısından stratejik önem taşıyor. Proje kapsamındaki 380 kV denizaltı yüksek gerilim kabloları Finlandiya’da üretilecek ve Prysmian Group’un kablo serme gemisi olan Giulio Verne ile Çanakkale’ye getirilecek. Proje tamamlandığında, Türkiye’nin ilk yüksek gerilim (YG) denizaltı kablo projesi olacak ve Asya ile Avrupa denizaltından ilk kez birbirine bağlanacak. Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Bağlantı Projesi’nin bir diğer özelliği de projede kullanılacak olan, AC YG XLPE kabloların bu kadar uzunluktaki bir projede ve kıtalararası bir bağlantıda dünyada ilk kez kullanılacak olması.
Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Projesi, bu yıl içindeki başlıca projemizdi ancak elbetteki yıl içinde başka önemli projelere de kablo verdik. 2013 yılında da aynı stratejiyi izlemeye devam edeceğiz. Türk Prysmian olarak, her geçen gün rekabetin artmasına rağmen, biz her talebe karşılık verecek şekilde hazır durumdayız. Yaklaşık 1,5 yıl önce gerçekleşen Draka birleşmesini takiben, enerji ve telekomünikasyon alanında her tür kabloyu pazara sunabilir hale geldik. Dünya çapındaki 97 fabrikamızdan biri olan Mudanya’daki fabrikamızda çok daha güvenli, yüksek performanslı, verimli ve toplam maliyette avantaj sağlayan kablolar üretebiliyoruz. Bugün Mudanya’da 22.000 farklı ürün üretiyoruz, bunlara yüksek gerilim kabloları da, özel uygulamalar için geliştirdiğimiz kablolar da, fiber optik kablolar da dahil..
Tüm bu detayları göz önüne aldığımızda, yenilediğimiz ve geliştirdiğimiz fabrikamız, sektörün en deneyimli ve uzman satış ekibimiz, alanında en yetkin A-Takımı yetkili satıcılarımız ve güçlü müşteri ilişkilerimiz sayesinde, 2013’ün bizler için önemli bir yıl olacağını şimdiden ifade edebilirim.
Haberin Kaynağı : SUBCONTURKEY YAN SANAYİ ve TEDARİKÇİ GAZETESİ
Editör : Özlem Çelebi
19.02.2013