Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Product Development | ASAP (As Simple as Possible)
Tasarım süreçlerinde alınacak daha çok yolumuz var. Birçok işletmede her sipariş için ürünü neredeyse yeniden tasarlıyor, her yeni tasarımda BoM’u değiştiriyor, her BoM değişiminde tedarik zinciri ve üretim yönetimi maliyetlerine negatif yönde etki ediyoruz. Maliyetlerimiz artıyor, siparişe cevap verme hızımız düşüyor, rekabetçi olamıyoruz. Tasarımın kalitesi bu anlamda önem arz ediyor.
İyi bir tasarımın özellikleri ne olmalıdır diye sorarsanız size iki unsurdan bahsedebilirim.
1-En iyi tasarım, değişken müşteri beklentilerini karşılamak için yeninden tasarım yapmayı gerektirmeyecek tasarımdır. (Modular design like Lego; select modules and built the product).
2-En iyi tasarım, amaç fonksiyonunu en basit şekilde modelleyen tasarımdır. (Supply Chain Flexibility and Manufacturability)
Peki, değişkenlik bu denli yüksek iken hem modüler hem de basit şekilde tasarımı nasıl yapabilmek nasıl mümkün olabilir? İşte anahtar soru bu…
Müşteri ürün aramaz, bir problemine çözüm arar. Tasarım sürecindeki en kritik aşama problemin doğru anlaşılmasıdır. Zira, iyi tanımlanmış bir problem, yarı yarıya çözülmüş demektir. Ancak, problemi tanımlama ve çözüm üretme sürecinde birçok işletme maalesef yanlış strateji izler. Amaç fonksiyonuna çok fazla etki etmeyecek birçok parametreyi tasarlanacak modelin içine alır, çözümü kompleks hale getirir ve mükemmeli sunmaya çalışır. Bu komplekslik, modelin bir kere sonuç üretmesine etki edebilir ancak başka bir problemin çözümünde kullanılabilmesini güçleştirir.
Bu durumu makine öğrenmesindeki overfitting konseptine benzetebiliriz. Gürültünün (noise, too many parameters) kurgu içine alınması modelin basit ve geleceği ön görebilmesine engel teşkil eder. Oysa, doğada mükemmel bir ‘daire’ mevcut değildir; bilgisayar ortamında da yoktur. Bilim dünyası modelleme yaparken yakınsama (approximation/generalization) yaklaşımını kullanır. Newton’un f=ma ya da Hook’s un F=- kx formülleri gibi birçok matematiksel model yakınsama yani genelleme yaklaşımı ile ortaya atılmıştır. Eğer, bir yay üzerinde değişken yükler ile yay-uzaması deneyi yaparsanız, yayın uzaması ile yük arasında her zaman lineer bir ilişki olmadığını gözlemlersiniz. Ancak, bilim dünyası hesaplamalarda bu lineer modeli kullanır. Çünkü, model ‘YETERİ KADAR İYİ’ yaklaşımı ile geliştirilmiştir ve kabul edilebilecek seviyede doğru sonuçlar üretmektedir. Amacımız, elbette tüm müşteri beklentilerini tek bir çözüm/model ile karşılamak değildir. Birçok işletmede, alınan siparişlerin ortalama 60% si ‘standard product’ dediğimiz bu kapsama girer. Modüler tasarımlar üzerinden standart çözümler sunmak çeviklik açısından oldukça önemlidir. Aynen, ayakkabıcıların ya da takım elbise üreten işletmelerde olduğu gibi, üretilen ürünlerden biri mutlaka size uyar eğer çok özel istekleriniz yok ise.
Bu gruba girmeyen yani özel tasarım gerektiren ‘innovative product ‘kapsamına giren siparişler için yapacak bir şey yoktur. Aynen özel terzilerin yaptığı gibi beden ölçüsüne göre tasarım yapılması ve müşterinin de bu özel ilginin ücretini ödemesi gereklidir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli unsur ise tasarımın müşteri ile birlikte yapılmasının gerekliliğidir. Literatürde ‘Iterative’ ya da ‘spiral development’ olarak tanımlanan bu süreçte, her aşamada (stage gate) müşterinin görüşünün alınması tasarım sürecinin hızını ve kalitesini doğrudan etkiler.
Ürün geliştirmeye devam edeceğiz ve bunu en iyi şekilde yapmak zorundayız. Ürün gamınızı standard ve innovative olarak iki gruba ayırın. Standard ürünlerde modülerliğe ve basitliğe, innovative ürünlerde ise iterative yöntemlerle önem verin derim.