Otomotivdeki Başarılar Güçlü Bir Tedarik Sanayinin Varlığına İşaret Ediyor
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, taşıt araçları sektöründeki başarının bir tesadüf olmadığını dile getirerek, Bu başarı ülkemizdeki çok güçlü bir otomotiv tedarik sanayinin varlığının en önemli kanıtı. Nitekim, taşıt araçları sektöründe gerçekleşen ihracatın %43’ünü yapan Türk otomotiv tedarik sanayi, teknoloji olarak çok ileri bir düzeye gelmiş ve uluslararası pazarlarda kabul gören kalite belgeleri ile gelişmiş batı ülkelerinde
Bakanlık olarak, yaptığımız çalışmalar ile Türkiye otomotiv sanayisinin gelişimini desteklemek ve ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlamak üzere, sektörün rekabet gücünün geliştirilmesi, ihracat yoluyla erişim sağladığımız pazarlardaki payımızın korunması ve artırılması için ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla koordinasyon halinde faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Bu noktada, en önemli paydaşlarımızdan birisi olan TAYSAD’ın desteği ve aracılığıyla yan sanayimizin ihtiyaç ve beklentilerini çok daha yakından takip edebiliyor, sektörün geleceğini çok daha sağlam temeller üzerinde şekillendirebiliyoruz. Otomotiv yan sanayi ile ana sanayi ve bizler arasında adeta köprü vazifesi gören TAYSAD’ın ülkemiz otomotiv sektörüne bundan sonra da çok önemli katkılar sağlayacağına olan inancımı öncelikle belirtmek istiyorum.
Hepimizin bildiği gibi, otomotiv sektörü, tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ekonominin lokomotif sektörü durumundadır. Sahip olduğu rekabetçi üretim yapısı, yeni teknolojilerle kaliteli ve düzenli üretim yapabilme gücü ve sunduğu maliyet-fiyat avantajı gibi hususlar dikkate alındığında, Türkiye bugün dünya otomotiv sektörü açısından çok önemli bir üretim üssü konumundadır. Otomotiv sektörümüz, gerek ana sanayisi gerek yan sanayi fabrikaları ile Avrupa kalite ödüllerini, en iyi fabrika ödüllerini almış ve ülkemizin iftihar edilecek sanayi kollarından biri haline gelmiştir.
Bugün yıllık 1,6 milyon adedi aşan üretim kapasitesine sahip olan sektörün mevcut başarıları ve potansiyeli dikkate alınarak, “2023 İhracat Stratejisi” kapsamında ihracatının 75 milyar dolar seviyesine ulaşması hedefini belirlemiş bulunuyoruz. Ülkemizin, 2023 yılına gelindiğinde; yılda 4 milyon araç üretebilen, bunun 3 milyonunu ihraç eden, ana ve yan sanayisi ile birlikte sektörde bölgesel güç konumunda, özgün tasarımlı, katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürünler geliştiren, dünya otomotiv liginde lider bir ülke olmasını hedefliyoruz.
2013 yılında dünyada toplam motorlu taşıt üretimi bir önceki yıla göre %2’lik artışla 86,7 milyon adet düzeyinde gerçekleşti. Türkiye ise 2013 yılında ürettiği 1,1 milyon adet araçla bu toplamdan %1,3 oranında bir pay alarak dünyanın 17’nci, Avrupa’nın ise 6’ncı en büyük üreticisi olarak kaydedildi.
Bir önceki yıla göre %5 oranında kaydedilen üretim artışına paralel şekilde, ana ve yan sanayiinde toplam 21,4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen sektör ihracatı da 2013 yılında %11,7 artış kaydederek, genel ihracatımızdan %15,1 oranında pay aldı. 2014 yılının ilk on aylık dönemine bakıldığında ise, ihracattaki artışın bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,4 düzeyinde gerçekleştiğini ve 10 aylık ihracatımızın 19 milyar dolara yaklaştığını görüyoruz. Bahse konu dönemde 10,8 milyar dolarlık otomotiv ana sanayi ihracatımızın yaklaşık %78’i; 8,1 milyar dolar ihracat rakamı kaydedilen yan sanayi ihracatının ise yaklaşık %69’u AB ülkelerine yapıldı.
2013 yılında, ülkemiz, Avrupa Birliği’nin tedarikçileri arasında tüm motorlu taşıtlar genelinde ikinci, hafif ticari araç ve otobüste birinci, binek otomobilde ise dördüncü sırada yer aldı.
Taşıt araçları sektöründeki bu başarı tesadüf değil, bu başarı ülkemizdeki çok güçlü bir otomotiv yan sanayiinin varlığının en önemli kanıtı. Nitekim, taşıt araçları sektöründe gerçekleşen ihracatın %43’ünü yapan Türk otomotiv yan sanayi, teknoloji olarak çok ileri bir düzeye gelmiş ve uluslararası pazarlarda kabul gören kalite belgeleri ile gelişmiş batı ülkelerinde faaliyet gösteren OEM firmalarına yönelik üretim yapacak düzeye erişmiştir.
Otomotiv yan sanayi ihracatının yaklaşık %70’inin Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olarak gerçekleşiyor olması, ulaşılan teknoloji düzeyinin bir göstergesidir. AB pazarının ağırlığı dikkat çekse de, son dönemlerde Latin Amerika’nın gösterdiği önemli büyümeyle hem ana hem yan sanayi sektörümüz için cazip bir pazar haline gelmesi, ayrıca Afrika, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’ya ihracatımızın artması 2014 yılı ve sonrasına pazar çeşitlendirmesi bağlamında çok daha olumlu bakmamızı sağlıyor.
İhracatımızdaki bu başarılı performansın devam ettirilebilmesinde firmalarımıza önemli sorumluluk düşüyor. Nitekim, otomotiv sektöründe yaşanan ve her gün daha çok artan rekabet, sektördeki yeni trendleri ve teknolojik gelişmeleri izlemeyi ve daha fazla Ar-Ge yapmayı da gerekli kılıyor. Ne mutlu ki, bugün oto yan sanayiinde 41, ana sanayiinde 9 ve otomotiv tasarımı alanında 1 adet olmak üzere toplam 51 firma Ar-Ge Merkezi unvanı almış durumda. Ülkemizde, en fazla Ar-Ge Merkezi unvanını haiz firmanın otomotiv yan sanayinde olması sektörün Ar-Ge, tasarım ve teknoloji geliştirme konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Sektörde istikrarlı bir ihracat artışı sağlanarak, 2023 ihracat hedefine ulaşılmasında Ar-Ge ve inovasyon bilincinin yaygınlaştırılmasının büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Yeni teşvik sistemimiz de bu anlayış paralelinde hazırlandı ve özellikle yüksek teknolojiyi, yüksek katma değeri, inovasyonu, Ar-Ge’yi, tasarımı, markayı öne alan ve bunlara destek veren bir yapıya kavuştu.
Türkiye, otomotiv üretiminde yüksek performans ve kaliteli iş gücü ve araç tasarımında elde ettiği deneyim, bilgi birikimi ve kalifiye eleman avantajını yerli marka üretimi için kullanmak zorundadır. Bu süreçte, özel sektör ve kamu işbirliğinin yanısıra bundan daha önemlisi otomotiv ana ve yan sanayi arasındaki ilişkinin araç konsept ve tasarımından başlayıp artarak devam eden uzun soluklu, güçlü bir işbirliği niteliğine sahip olması kilit rol oynayacaktır.
Buna ilaveten, Bakanlığımızca yürütülen Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) kapsamında, motor ve aktarma organlarında yurt içi üretim ve katma değerin arttırılması, yan sanayiinin yetkinliğinin yükseltilmesi, küresel tedarikçi konumundaki yan sanayi firma sayısının arttırılması, firmalarımızın küresel tedarik ağına girmesinin kolaylaştırılması, elektronik bileşenlerde yurt içi tedarik imkânının geliştirilmesi ve eksik test merkezi yatırımlarının tamamlanması otomotiv sektörümüz için ana hedefler olarak belirlendi ve bu hedeflerin hayata geçirilmesine yönelik ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bakanlığımız uhdesinde yürütülen ihracata dönük destekler ile otomotiv sektöründe yakalamış olduğumuz rekabet gücünün geliştirilmesi, ihracat yoluyla erişim sağladığımız pazarlardaki payımızın korunması ve artırılmasına da devam ediyoruz. Bu bağlamda, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren ve ihracat yapmak isteyen firmalarımıza; çevre, kalite ve ürün güvenliğine ilişkin belgelendirme masraflarının, yurt dışında gerçekleştirilen tanıtım, marka tescil giderlerinin ve yurt dışında açılan birimleriyle ilgili giderlerinin desteklenmesi, yeni pazarlara yönelik pazar araştırmasına yönelik belirli harcamaları ile yurtdışı pazarlara yönelik düzenlenen ticaret heyetleri/ alım heyetleri organizasyonlarına ve sektörün önemli uluslararası fuarlarına katılımlarının desteklenmesi şeklinde çeşitli imkânlar sunuyoruz.
Ayrıca, Turquality® programı kapsamında firmalarımızın markalaşma faaliyetlerini her aşamada destekliyor, beşeri ve kurumsal altyapısını güçlendiriyoruz. Ur-Ge® desteği çerçevesinde ise aynı değer zincirinde yer alan, birbiriyle coğrafi yakınlık içinde bulunan firmaların uluslararası rekabetçilik yönünde yol haritalarının hazırlanmasına yönelik proje giderlerini destekliyoruz.
İhracata dönük desteklere ilaveten yine Bakanlığımız uhdesinde yürütülen yatırımları destek sistemi ile de yatırımcılarımıza yardımcı olmaya, önlerini açmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, sektör yatırımları halihazırda genel, bölgesel ve büyük ölçekli yatırımları teşvik sistemlerinden belirli kriterler çerçevesinde hemen hemen Türkiye’nin her yerinde yatırım desteklerinden faydalanabilmektedir. Buna ilave olarak, yeni teşvik sistemimizin en önemli ayağını oluşturan stratejik yatırımları destekleme sisteminin otomotiv ana ve yan sanayimizin ihtiyaçlarını karşılaması amacıyla yeni bir düzenleme ile ana ve yan sanayi yatırımlarına belirli kriterler çerçevesinde “öncelikli yatırım konuları” içerisinde yer verdik. Buna göre 300 milyon TL üzerindeki ana sanayi yatırımları ile 75 milyon TL üzerindeki motor yatırımları ve 20 milyon TL üzerindeki motor aksamları, aktarma organları ve aksamları, otomotiv elektroniği yatırımlarını özel bir statüye kavuşturarak öncelikli yatırım konuları arasına aldık. Bununla da yetinmeyip son dönemde yaptığımız bir değişiklik ile ölçek ekonomisini dikkate alarak daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasını istediğimiz otomotiv ana sanayi yatırımlarının 1 milyar TL’nin üzerinde olması halinde bu yatırımlara 10 puanlık ilave katkı oranı sağladık. Bütün bu düzenlemeler ile otomotiv sektörümüzün ihtiyaçlarına cevap verebildiğimizi düşünüyorum. Zaten son dönemde açıklanan yeni yatırım kararları ile bu girişimlerimizin sonuçlarını almaya başladığımızı memnuniyet ile görüyoruz.
Bahsettiğim yatırım-üretim-ihracat zincirini destekleyen politika araçlarının sektörümüz tarafından çok daha etkin kullanılmasını ve sektörümüzün ülke ekonomisi ve dış ticaretine olan katkısını daha da fazla arttırmasını diliyorum.
Bu vesileyle, derginiz aracılığı ile otomotiv sektörümüzün ulaştığı seviyenin daha da üzerine çıkacağına olan inancımı ve temennimi yinelemek ister, ülkemiz otomotiv sektörüne bundan önce olduğu gibi bundan sonra da çok önemli katkılar sağlayacağını düşündüğüm çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Haberin Kaynağı : TAYSAD
17.03.2015