Nurhan Kaya: “Hammadde Sorunu Çözülürse Dış Ticaret Fazlası Veririz”
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya, kauçuk sanayisinin madeni yağ vergileme ve ithalat sistemi nedeniyle ek yüklerle karşı karşıya olduğunu, sentetik kauçukta dışa bağımlı ithalat ile toplam sektör hammadde/girdi ithalatının yüzde 95’lere ulaştığını belirtti. Buna karşılık ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 80 seviyesinde olduğunu
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya, sektörün dış ticaret fazlası vermesinin mümkün olduğunu ancak hammadde bağımlılığının ve vergi düzenlemelerinin rekabet güçlerini sınırladığını vurguladı. PLASFED Dergisine değerlendirmelerde bulunan Nurhan Kaya, doğal kauçuk ve sentetik kauçukta dış bağımlılığın yüksek seviyelerde gerçekleştiğini hatırlattı. Kaya, “Hammadde olarak dışa bağımlı bir sektörüz. Malezya, Vietnam, Kongo, Singapur ve Tayland gibi ülkelerden kauçuk alıyoruz. Zaman zaman sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Hammadde ithal ettiğimiz için aslında ülke ekonomisine olumsuzluk getiren bir sektör değiliz. Kauçuk sektörü ülkemizde hızla gelişen, dolaylı ve direkt ihracata ve istihdama çok büyük
oranda katkısı olan, teknoloji, bilgi, emek yoğunluklu bir sektördür. Avrupa ve Ortadoğu ile başlayan büyüme tüm dünyada etkinliğini artırarak ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır” görüşünü vurguladı.
Kauçuk sektörünün güçlü bir ihracat potansiyeli bulunduğunun altını çizen Nurhan Kaya, başta hammadde ve vergi sorunları nedeniyle bu potansiyelin tam olarak gözlenemediğini vurguladı. Türkiye’nin genel olarak ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 60’larda seyrettiğini ve zaman zaman da bunun altına düştüğünü anlatan Nurhan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhracatın ithalatı karşılama oranında Türkiye ortalaması yüzde 61. Kauçuk sektörü hammaddede yüzde 95 dışa bağımlı bir sektör olmasına rağmen, sektörün tamamına bakıldığında ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 80 düzeyinde. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hammadde olarak dışa bağımlılık seviyesini yüzde 50’lere düşürebilmiş olsaydık, ihracat fazlası sağlayabilirdik. Bunu sağlayabilmek için de sektörümüzün en önemli kimyasalı olan Karbon siyahı ve tüm sentetik kauçuklar Türkiye’de üretilmelidir. Türkiye’de kauçuk üretimi olursa ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 120’lere kadar çıkacağını söyleyebilirim. Doğal olarak bu ülke ekonomisine daha fazla katkı anlamına gelecektir.”
Türkiye’deki hammadde üretiminin artmasıyla ilk etapta 5 milyar Dolara kadar çıkabilecek kauçuk ihracatı sözkonusu olacağını belirten Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya, 3 milyar Dolarlık ithalatın da ortadan kalkmasıyla sağlanan faydanın artacağını belirtti.
Kauçuk sektöründe, 2023’de 10 milyar Dolarlık bir ihracatın mümkün olabileceğini kaydeden Nurhan Kaya, “İlk etapta, 4-5 milyar olan ihracatımızı 13-14 milyar Dolarlara çıkarabiliriz Ülkemiz, 2023 ihracat hedefi olarak 500
milyar Dolar belirledi. 100 milyar Dolar seviyelerden bu miktara ulaşılacak. Şu anda sektör olarak yaklaşık 2.5 milyar Dolar ihracatımız var. Aynı doğrultuda bakarsak, üstümüze düşen, görev ihracatımızı 2023’de 12.5 milyara getirmek. Biz bu rakama 2015’de dahi ulaşabileceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin enerji koridoru değil, üretim yapan ülke olması lazımdır.” görüşünü vurguladı.
Düzenlemeler Üretim Yapmamızı Zorlaştırıyor
Nurhan Kaya, sektörün güçlü bir potansiyel vaat etmesine rağmen bazı düzenlemelerin olumsuz etkileri altında kaldığını belirterek, idari değişikliklerin olumsuz etkisini vurguladı. Sektörün girdi olarak kullandığı ürünlerin ÖTV uyarlamaları ve usul yönünden yapılan değişiklikleri hatırlatan Kaya, şunları kaydetti:
“Sektörümüz için en önemli maliyet artışı, madeni yağlardaki yeni ÖTV düzenlemesi ile gelmiştir. Sektör olarak üretimimizde bu yağları kullanmaktayız. Geçmiş dönemlerde ÖTV tutarlarının artışıyla ilgili olarak yaptığımız görüşme ve çalışmalar sonucunu vermiş bulunmaktaydı. Ancak bu kez mümkün olmadı.
10 numara yağ sorunun devam etmesi nedeni ile merkezi hükümet tarafından, Ekim 2012’deki yeni tebliğ ile tecil terkin sistemi kaldırılarak iade sistemi getirilmiştir. Sanayici, üretici olduğunu ve üretimde kullandığını tevsik etmek suretiyle ödediği ÖTV’yi geri alabilecek.
Kapasite raporu, Sanayi Odası’ndan alınacak ekspertiz raporu, diğer evraklar ile YMM tasdiki sonrası vergi dairesine ibraz edilecek ve miktar geri alınacak. Ekonomik sorunlarla boğuşan sanayicimiz için bu da, yeni bir iş
yükü ve istihdam, maliyet demek.”
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya, sektörün ÖTV yüksekliği nedeniyle de girdi/hammadde maliyetlerinin yüksek seviyede olduğunu hatırlattı. 2008 yılında yapılan değişiklikle madeni yağ ithalatında uygulanacak olan ÖTV tutarları ve tecil-terkin işlemlerinin değiştirildiğini anlatan Nurhan Kaya, daha önce 350 TL/ton olan ÖTV tutarının 934,50 TL/ton olarak düzenlendiğini belirtti. Sanayi Sicil Belgeli ve Kapasite Raporu’nda kullanımı görünen Sanayici için tecil-terkin rakamının 35 TL/ton’u teminat olmak üzere; 50 TL/ton dan, 750 TL/ton’a çıkarıldığını, bilahare 750 TL/ton düzenlemesinin 300 TL/Ton olarak değiştirildiğini kaydeden Nurhan Kaya, sektörün ana beklentisinin yerli hammadde yatırımlarının gerçekleştirilmesi yanında vergi ve idari düzenlemelerde kolaylık sağlanması olduğunu anlattı.
Haberin Kaynağı : PLASFED DERGİSİ
08.01.2014