KSP: Türkiye Dünyanın Kimya Üssü Olmaya Aday
Kimya sektörü gelecek vizyonunu çizdi
Türkiye ekonomisine kattığı değer ile yıldızı parlayan kimya sektörü, sorunlarını ve gelecek vizyonunu masaya yatırdı. Kimya Sektör Platformu (KSP) temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında, sektörün 2023 yılı için belirlediği 50 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için yapılması gerekenler ele alındı. İKMİB veKimya Sektör Platformu (KSP) Başkanı Murat Akyüz,dış pazar ağırlıklı olarak büyüyen sektörün, özellikle ihracat alanındaki yüksek performansıyla dikkat çektiğini, buna karşılık acil olarak çözülmesi gereken sorunları olduğunu belirtti.
Toplantıya, İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu Başkanı ve Kimya Sektör Platformu (KSP) Başkanı Murat Akyüz’ün yanı sıra Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk, Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal, Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Faik Bitlis,Kauçuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurhan Kaya ve Kompozit Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Hacıalioğlukatıldı.
TKSD Yönetim Kurulu Başkanı Timur Erk,kimya sektörünün 2023 yılı hedefine doğru hızla yol alırken, önündeki en büyük engelin yatırım ortamının iyileştirilmesi olduğuna dikkat çekti. Erk, yaklaşık 10 yıldır süren yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili atılan adımların sonuca ulaşmadığını ve kimyevi madde ihracatının 50 milyar dolara ulaşabilmesi için yeni yatırım ve kümelenmenin şart olduğunu dile getirdi.
Toplantıda konuşanPAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysalise, plastik sektörü olarak üretimlerini bir önceki yıla göre yüzde 5,6 oranında arttırdıklarını ve 2012 yılında 8 milyon tonun üzerinde bir üretim gerçekleştirdiklerini ifade etti.Uysal,hammadde ithalatındaki ek gümrük vergileri, makine leasingi için uygulanan KDV oranı değişikliği ve gıda ile temas eden ambalajlar konusunda Çevre Bakanlığı’nın aldığı kararlar ve uygulama değişikliği doğrultusundaki çalışmaların sektöre olan etkilerini değerlendirdi.
BOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Faik Bitlis,konuşmasında geçtiğimiz yıl Avrupa’nın en büyük 4’üncü sektörü haline gelen Türk boya ve hammadde sanayinin son 10 yıllık dönemde kimya ana sektörü içinde önemli bir gelişim grafiği gösterdiğini ve yaklaşık 3 milyar doları aşan ekonomik ve ticari büyüklüğü bünyesinde barındırdığını ifade etti. Bitlis, her yıl artan ihracat rakamının 2014 yılında 1 milyar dolar yaklaşacağını belirterek, başta AB regülasyonları olmak üzere teknik yapılanmasındaki kamu kaynaklı yeni düzenlemeler ve yükümlülüklerin sektörün rekabet gücünü önemli ölçüde azalttığına dikkat çekti.
Kauçuk Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurhan Kayaise,üretim maliyeti önemli ölçüde madeni yağlardan oluşan kauçuk sektörünegetirilen ÖTV zammından dolayı sektörün ciddi olarak etkilendiğini söyledi. Kaya, ihracatta ürün içinde kullanılan madeni yağlarda ÖTV’nin sıfırlanması veya ihraç edilen malların bünyesine giren özel tüketim vergisinin iadesinin sektörün gelişimi açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
Toplantıda söz alanKompozit Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanıİsmail Hakkı Hacıalioğlu, katma değeri yüksek yeni bir malzeme olan kompozit malzemelerin ülkemizde NACE faaliyet kodu/tanımları içerisinde yer almamasının, sektör açısından pek çok olumsuzluğa neden olduğunu, kompozitlerin ülke ekonomisi açısından büyük fırsatlar barındırdığınıdile getirdi.
İKMİB ve KSP Başkanı Murat Akyüz isekimya sektörünün rekabet gücünü artırmasının ancak önündeki engelleri aşmasıyla mümkün olabileceğini belirterek, şunları söyledi: “Sektörümüzün en az destekle bu noktaya ulaşmasından son derece memnunuz. Bu durum, beklediğimiz desteklerin sağlanmasıyla, sektörün yakalayacağı ivme konusunda bizi son derece ümitlendiriyor. Ancak bu desteklerin sağlanamaması da sektörümüzün rekabetçiliğine ciddi anlamda zarar verecek.”
Avrupa Birliği ile entegrasyon kapsamında REACH uyum standartlarının sağlanması ve tüm ürünlerin bu kapsamda ilgili standartlar dâhiline getirilmesi için sertifikalandırması gerektiğini ifade eden Akyüz, “İlgili her bir ürün için bu onayın alınması ihracatçıya yaklaşık olarak 40 - 50 bin euro’luk bir maliyete neden oluyor. Ürün sayısının ortalama en az 10 olduğu var sayıldığında, bu durum her bir ihracatçı için 400 - 500 euro’luk bir maliyete karşılık geliyor. Böylesi büyük maliyetler getiren REACH ve CLP konusunda halen teşvik mekanizması oluşturulmaması sektörümüzü büyük bir çıkmaza sürüklüyor.” dedi.
Akyüz, AB ile Gümrük Birliği anlaşması uyarınca yaşanılan olumsuzluklara da dikkat çekerek,“AB ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olup da halen Türkiye ile STA imzalamamış ülkelerin olması ülkemiz dış ticaretine ciddi oranda zarar veriyor. Bu ülkeleri Meksika, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Cezayir olarak saymak mümkün… Ayrıca Türkiye’nin sadece Avrupa Birliği’nin STA müzakereleri yürüttüğü ülkelerle STA imzalayabilmesi de ciddi bir dezavantaj olarak ihracatçılarımızın önünde duruyor. AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın sil baştan ele alınması gerekiyor, tümüyle aleyhimize dönen bir anlaşma söz konusu” diye konuştu.
Haberin Kaynağı : İlyada İletişim
22.02.2013