Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak “Emtia Fiyatları Aylık Görünümü” Aralık ayı toplantısında Bor Gümrük Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Suat Yücelen piyasaların durumunu ve 2025 yılı beklentilerini bizlerle paylaşacak. 2025 yılında gerçekleşmesi beklenen küresel ekonomiyi yönlendirecek beklentilere göre satınalma organizasyonlarının şu stratejilere dikkat etmesini öneriyoruz : Doların değer kazanması, ithalat maliyetlerini artırabilir. Yerel tedarikçilere yönelmek veya dolar dışı para birimleriyle ticaret yapma opsiyonlarını değerlendirin. Yapay zeka tabanlı teknolojilere yatırım yapın. Tedarik zinciri optimizasyonunda AI araçlarını kullanarak verimliliği artırın. Çin'den gelen hammaddeler ve ara ürünler için fiyat dalgalanmalarına hazırlıklı olun. Uzun vadeli kontratlar imzalayın. Yeni teknoloji için ihtiyaç duyulacak hammaddeler konusunda çevresel ve etik standartlara uygun tedarikçilerle çalışın. Elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerjiye odaklanan tedarik zinciri stratejileri oluşturun. Fosil yakıt bağımlılığını azaltacak enerji çözümlerine yatırım yapın. Karbon ayak izini azaltmak için tedarik zincirinizdeki lojistik süreçleri optimize edin. Veri yönetiminde maliyetleri düşürmek için bulut teknolojilerini ve enerji tasarrufu sağlayan veri merkezlerini tercih edin. Tedarik zinciri kesintilerine karşı sigorta poliçelerini ve risk yönetimi stratejilerini gözden geçirin. Afet risklerini minimize etmek için tedarik zinciri dayanıklılık analizleri yapın. Sterlin bazında yapılan anlaşmalarda sabit kur uygulamaları veya uzun vadeli ödeme planları oluşturun.
AA haberine göre; Emtia piyasasında, geçen ay karışık bir seyir izlendi. Emtia piyasası, Donald Trump'ın ABD'nin 47. Başkanı seçilmesinin ardından dolara olan talebin artmasıyla sert dalgalanmaların söz konusu olduğu kasım ayını geride bıraktı. Fed'in faiz indirimlerini erteleyebileceği öngörüleri ve özellikle tarım grubundaki arz endişeleri de bu sert dalgalanmaları tetikleyen önemli faktörler oldu. Trump'ın uygulayacağı ekonomi politikalarının gelecek dönem içerisinde enflasyondaki düşüşü nispeten sınırlayabileceği öngörülüyor. Faizlerin, beklentilerin üzerinde kalabileceği öngörüleri de öne çıkarken, seçim sonucunda dolar endeksinde yukarı yönlü bir hareketin görülmesiyle genel olarak varlık fiyatları baskı altında kaldı, daha güçlü bir dolar beklentisiyle emtia fiyatlarında gerilemeler öne çıktı. Analistler, Trump'ın özellikle tarifeleri öne çıkarması nedeniyle uluslararası ticaretin etkilenebileceğini belirterek, bu durumun varlık fiyatları ve emtia piyasası üzerinde baskıyı artıran unsurlardan biri olduğunu kaydetti. Trump'ın başkan seçilmesiyle güçlenen doların emtia piyasasında risk iştahını olumsuz etkilediğini aktaran analistler, bu durumun ekonomik ve dış politikalardaki belirsizlik nedeniyle daha da kötüleşebileceğine işaret etti. Trump'ın izlemesi beklenen politikaların enflasyonist etkilerinin daha güçlü olabileceği endişesinin öne çıktığını dile getiren analistler, bu durumun Fed'i faiz indirimlerinde daha yavaş adım atmaya yönlendirebileceğini ifade etti. Öte yandan ABD'de açıklanan enflasyon verileri sonrası Bankanın faiz indirimlerini erteleyebileceği endişelerinin daha fazla artmasıyla doların son 1 yılın zirvesine gelmesi de emtia piyasasını etkiledi. Analistler, bu açıklamalar sonrası ABD'de yeniden başkan seçilen Donald Trump'ın izleyeceği politikalar ile Fed'in gelecek dönemde atacağı adımlar arasında oluşabilecek olası uyuşmazlıkların varlık fiyatlamalarını zorlaştırdığını belirtti. Fed Başkanı Jerome Powell'ın ekonominin faiz indirimlerinde acele edilmesini gerektirecek sinyaller vermediğine ilişkin açıklamaları da emtia piyasasında satış baskısını artırdı. Kasım ayında ons bazında altın %3.4, gümüş %6.2, platin %4.6, paladyum %12.2 değer kaybetti. Altının ons fiyatı, dolar endeksinin son bir yılın zirvesine ulaşması ve yükselen tahvil faizleri ile artan alternatif maliyeti sonrasında geçen ayı kayıpla tamamladı. Baz metallere bakıldığında tezgah üstü piyasada libre bazında fiyatlar bakırda %5.8, alüminyumda %0.7 azalırken, kurşunda %2.2, nikelde %1.8, çinkoda %2.9 arttı. Çin'deki ekonomik teşvik önlemlerinin beklentileri karşılayamaması ve ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın uygulamayı planladığı tarifelerin küresel çapta bakır tüketimini olumsuz etkileyeceğine dair endişelerle bakır fiyatlarında geçen ay sert düşüş görüldü. Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2,3 azalırken, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı %24.2 artış kaydetti. Öte yandan Brent petrolde, talep endişeleri devam ediyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Çin'e yönelik endişeler nedeniyle 2024 talep tahminini üst üste dördüncü kez düşürdü. Analistler, ABD'de ham petrol stoklarındaki artışın ülkedeki arz fazlası talep endişelerini artırdığını söyledi. Buna karşın, damıtılmış yakıt ve benzin stoklarında düşüşler olduğunu belirten analistler, ABD'de talebin hala güçlü olduğunu ancak kış sezonuyla bu trendin değişmesinin beklendiğini kaydetti. Uluslararası Enerji Ajansının yayımladığı aylık raporunda, güçlü üretimin, OPEC ve müttefiklerinin mevcut üretim kesintilerini devam ettirse bile, 2025'te petrol arzının talebi aşacağını belirtmesi, piyasa oyuncularının talep endişelerini artırarak fiyatların geri çekilmesine sebep olan başka bir faktör olarak öne çıktı. Petrol fiyatları, ayrıca Orta Doğu'da ateşkes görüşmelerinin olumlu sonuç verebileceği beklentileriyle düştü. Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar, buğdayda %2.7, soya fasulyesinde %0.4 azalırken, mısır %5.4, pirinç %3.5 arttı. ABD'de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange'de ise libre bazında fiyatlar kahvede %30.3, pamukta %3.1 artış kaydederken, şekerde %7.3 geriledi. Kakaonun ton başına fiyatı da geçen ayı %36.3 yükselişle tamamladı. Kahvenin libre fiyatı, kasım ayında 3,3545 dolarla tarihi zirveyi test etti. Brezilya'da kurak havanın devam etmesi ve bunun, kahve rekoltesini olumsuz etkileyeceğine yönelik endişeler nedeniyle kahve fiyatları yükseldi. Ülkede, don olaylarına ilişkin endişeler de kahve fiyatlarındaki yükselişi hızlandırdı. Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının Asya'dan Avrupa'ya kahve sevkiyatını yavaşlatması da bu yıl kahve fiyatlarının artmasına neden olan başka bir unsur olarak öne çıktı. Kahve çekirdeği üreticilerine ev sahipliği yapan Güneydoğu Asya'daki aşırı sıcak ve kuraklıkların Vietnam başta olmak üzere daha düşük hasatlara yol açması, kahve fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi. La Nina hava olayının etkisini göstermesiyle kahve rekoltesinin azalabileceği öngörülüyor. Güneydoğu Asya ülkelerini vuran Yagi Tayfunu'nun kahve üretilen alanlara zarar vermesi de kahve fiyatlarını destekledi. Avrupa Birliği'nin, orman alanlarına zarar vererek üretilen soya, dana eti, palm yağı, tahta, kakao ve kahve gibi çeşitli ürünlerin ithal edilememesini sağlayacak yeni kuralları 1 yıl ertelemeye hazırlandığına dair haberler de kahve fiyatlarını etkiledi. İtalyan kahve üreticisi Lavazza'nın Üst Yöneticisi (CEO) Giuseppe Lavazza, küresel enflasyon ve iklim değişikliği nedeniyle kahve fiyatlarının iki katına çıkabileceği öngörüsünde bulunmuştu. Öte yandan, Fildişi Sahili'ndeki ihracatçıların kötü kalite nedeniyle kakao çekirdeklerini reddettiği bildirilirken, bu durumun küresel kakao arzını olumsuz etkileyebileceği tahmin ediliyor. Ülkede kakao hasadında görülen azalış da kakao fiyatlarının artmasına neden oluyor. Küresel pamuk üretiminin azalacağına yönelik öngörülerle de pamuk fiyatları arttı. Hindistan'da muson yağmurlarının ortalamanın üstünde olması ise şekerde arz endişelerinin azalmasına, fiyatların düşmesine neden oldu. Dünya genelinde artan siyasi ve jeopolitik gerilimler emtia piyasasında fiyatlamaları zorlaştırıyor. Trump'ın, başkanlık görevini devraldığında Meksika ve Kanada'dan gelen tüm ürünlere %25, Çin'den gelen ürünlere ise ilave %10 gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. Bu durumun dünya genelinde imalat sanayini olumsuz etkileyebileceği ve baz metallere olan talebi azaltabileceği endişesi satış baskısının güç kazanmasına neden oldu. Analistler, enflasyonla mücadele kapsamında merkez bankalarının uzun süre politika faizlerini son yılların en yüksek seviyesinde tutmasının ardından başlayan gevşeme sürecinin devam ettiğini kaydederek, Trump'ın politikalarının söz konusu mücadeleyi sekteye uğratabileceği riskinin de yatırımcıları endişelendirdiğini ifade etti. Buna karşın, ABD'nin uygulayacağı olası tarifeler karşısında şu ana kadar herhangi bir ülkenin olumsuz açıklamasının bulunmadığını vurgulayan analistler, yeni bir ticaret savaşı döngüsünün başlamama ihtimalinin piyasalardaki satış baskısını törpülediğini bildirdi. Çin 1 Aralık'tan itibaren alüminyumun yanında geniş bir yelpazedeki emtia ve diğer ürünlere yönelik ihracat vergisi iadelerini da azaltacak. Ülke, bazı rafine petrol ürünleri, fotovoltaikler, piller ve bazı metalik olmayan mineral ürünler için ihracat vergisi iade oranını %13’ten %9’a düşürecek. Bakır ürünleri ile kimyasal olarak değiştirilmiş hayvansal, bitkisel veya mikrobiyal sıvı ve katı yağlara yönelik indirimler de iptal edilecek.
Ekonomim haberine göre; S&P'nin küresel ekonomik görünüme ilişkin yayımladığı raporda, küresel ekonominin 2025 yılına, nispeten iyi bir konumda başlayacağı aktarıldı. Raporda, dünya ekonomisinin bu yıl %3.3 ve gelecek yıl %3 büyümesinin beklendiği kaydedildi. Kovid-19 salgını sonrası enflasyonda beklenmedik bir şekilde yaşanan keskin yükselişe karşı artan faiz oranının beklenenin aksine yavaşlamaya neden olmadığı belirtilen raporda, merkez bankalarının faiz oranlarını düşürdüğü ve ekonomide normalde sağlanması zor olan "yumuşak iniş" senaryosunun ulaşılabilir göründüğü ifade edildi. Raporda, ABD ekonomisinin iyi performans göstermeye ve küresel makro tabloyu istikrarlı tutmaya devam ettiğine işaret edilerek, bu durumun değişebileceği, yeni yönetimin politikalarının enflasyonist baskıları artırma ve finansal koşulları sıkılaştırma riski olduğu, bu durumun başta gelişmekte olan piyasalar olmak üzere diğer ekonomilere yansıyabileceği belirtildi. Ayrıca raporda, ABD ekonomisinin bu yıl %2,7 ve gelecek yıl %2 büyümesinin beklendiği vurgulandı. ABD'de başkan seçilen Donald Trump yönetiminin daha göreve gelmeden makro-finansal dengeleri değiştirmeye ve küresel ekonomi için aşağı yönlü riskleri şimdiden artırmaya başladığına işaret edilen raporda, politikaların ne derecede uygulanacağının önemli bir bilinmeyen olduğu kaydedildi. Diğer ülkelerin ekonomik büyüme beklentilerinin de yer aldığı raporda, Avro Bölgesi ekonomisinin bu yıl %0.8 ve gelecek yıl %1.2 büyüyeceği öngörülürken, Çin ekonomisinin bu yıl %4.8 ve gelecek yıl %4.1 büyüyeceği tahmin edildi. AA haberine göre; Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için %2.7'den %2.8'e, gelecek yıl için ise %2.5'ten %2.6'ya çıkardı. Fitch, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nun aralık sayısını "ABD'nin Tarife Artışları Yaklaşıyor" başlığıyla yayımladı. Raporda, dünya ekonomisinin bu yıl ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminlerinde yukarı yönlü revizyona gidildiği belirtilerek, küresel ekonominin 2024'te %2.8, 2025'te %2.6 büyümesinin beklendiği ifade edildi. Dünya ekonomisinin 2026'da ise %2.3 büyümesinin beklendiği belirtildi. Fitch, eylül ayındaki tahminlerinde dünya ekonomisinin bu yıl %2.7 ve gelecek yıl %2.5 büyüyeceğini öngörmüştü. ABD ekonomisinin bu yıl %2.7 büyüyeceğinin öngörüldüğü belirtilen raporda, ülke ekonomisinin gelecek yıl %2.1 ve 2026'da %1.7 büyüyeceğinin tahmin edildiği bildirildi. Raporda, ABD'de tüketici harcamalarında beklenen kademeli yavaşlama belirtisinin görülmediği ifade edildi. Euro Bölgesi ekonomisinin bu yıl %0.8 büyümesinin beklendiği belirtilen raporda, bölge ekonomisinin gelecek yıl %1.2 ve 2026'da %1.3 büyüyeceği tahminine yer verildi. Raporda, Euro Bölgesi'nde hane halkı reel gelirlerinin arttığı ancak tüketimdeki toparlanmanın "cılız" kaldığına işaret edildi. Bölgede tasarruf oranının yükseldiği belirtilerek, şirketlerin, ABD'nin korumacılığından ve Almanya'nın ihracat sektöründeki dinamizm kaybından endişe duyduğu, Fransa'da da mali sıkılaşma beklentilerinin baskı yarattığı kaydedildi. Raporda, Çin ekonomisinin bu yıl %4.8 büyümesinin beklendiği, gelecek yıl %4.3 ve 2026'da %4 büyüyeceğinin tahmin edildiği belirtildi. Ülkedeki büyümenin %4'ün altına düşmesini önlemek için mali desteğin daha da artırılmasının gerekebileceği ifade edildi. Türkiye'ye ilişkin tahminlerde ise ülke ekonomisinin bu yıl %2.9, gelecek yıl %2.6 ve 2026'da %3.5 büyümesinin beklendiği belirtildi. Eylül ayındaki tahminlerinde Fitch, Türkiye ekonomisinin bu yıl %3.5, 2025'te %2.8 ve 2026'da %3.7 büyüyeceğini öngörmüştü. Raporda, bu yılın üçüncü çeyreğinde büyümenin beklentinin altında gerçekleşmesinin ekonomiyi soğutma çabalarının etkisini göstermeye başladığına işaret ettiği belirtildi. Fitch Ratings, tüketici harcamalarındaki büyümenin beklenenden daha güçlü olması, yaklaşan gümrük vergisi artışlarının ithalat fiyatlarını yükseltmesi ve net göçteki yavaşlamanın iş gücü arzı büyümesi üzerinde baskı yaratması nedeniyle ABD'de enflasyon risklerinin arttığını bildirdi. Fitch'ten yapılan açıklamada, ABD ekonomisine ilişkin büyüme tahminin 2025 için 0,5 puan artışla %2.1'e revize edildiği aktarıldı. Söz konusu revizyona ilişkin temel itici gücün tüketici harcamalarının görünümü olduğu belirtilen açıklamada, tüketici harcamalarında beklenen kademeli yavaşlama belirtisinin görülmediği kaydedildi.Veri revizyonlarının hane halkı gelirinin daha önce ölçülenden çok daha hızlı arttığını ve tasarruf tamponlarının daha güçlü olduğunu gösterdiği bildirildi. Fitch'in açıklamasında, "Tüketici harcamalarındaki büyümenin beklenenden daha güçlü olması, yaklaşan gümrük vergisi artışlarının ithalat fiyatlarını yükseltmesi ve net göçteki yavaşlamanın iş gücü arzı büyümesi üzerinde baskı yaratması nedeniyle ABD'de enflasyon riskleri artıyor." değerlendirmesinde bulunuldu. ABD'nin gümrük tarifelerinin gelecek yıl keskin bir şekilde artacağı ancak artışların ölçeği, kapsamı ve zamanlamasının belirsiz olduğu ifade edilen açıklamada, tarife artışlarının ABD de dahil tüm dünyada Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) üzerinde olumsuz etkileri olmasının ve en büyük olumsuz şokların Kanada, Çin, Meksika, Güney Kore ve Almanya'da yaşanmasının beklendiği belirtildi. "Gümrük tarifeleri, hala yapışkan olduğunu kanıtlayan ABD enflasyonunu artıracaktır" ifadesi kullanıldı. ABD Merkez Bankasının (FED) gelecek yıl faizleri nötr seviyeye doğru yavaşça indirmesinin ve 2025'in sonuna kadar 125 baz puan indirim yapmasının öngörüldüğü anlatılan açıklamada, ancak 2026'da başka bir faiz indirimi beklenmediği vurgulandı. OECD'nin Ekonomik Görünüm Raporu yayımlandı. Buna göre, enflasyonun ılımlı seyretmeye devam etmesi ve ticaretteki canlanmayla, küresel ekonomi birçok belirsizliğe rağmen dirençli olmayı sürdürüyor. Tüketici güveni birçok ülkede henüz salgın öncesi seviyelere ulaşmamış olsa da enflasyondaki düşüş reel hane halkı gelir artışı ve harcamalarını destekliyor. İş gücü piyasası üzerindeki baskılar hafiflemeye devam ederken, işsizlik genel olarak düşük seyrediyor. Reel faiz oranları kısıtlayıcı kalmaya devam ediyor ancak düşük nominal getiriler, faize duyarlı konut ve kredi piyasalarında bazı erken canlanma işaretleri yaratıyor. Hizmet sektörlerinde süren baskılara rağmen birçok gelişmiş ve gelişmekte olan piyasa ekonomisinde manşet enflasyon hedef seviyeye döndü. Bu kapsamda OECD, küresel ekonomik büyümenin bu yıl %3.2, 2025 ve 2026'da %3.3 olacağını tahmin ediyor. Böylece, dünya ekonomisinin gelecek 2 yılda genel olarak stabil bir büyüme seviyesini koruması bekleniyor. OECD, ticarette korumacı politikalarda artışa ilişkin uyarıda bulundu. Ticaret politikası belirsizliği son yıllarda artarken, büyük ekonomiler tarafından uygulanan bu ithalatı kısıtlayıcı önlemlerin sayısında süregelen bir artış gözleniyor. Küresel ticaret kısıtlamalarının artması ithalat fiyatlarını yükseltirken, işletmeler için üretim maliyetlerini artırma ve tüketiciler için yaşam standartlarını düşürme riski oluşturuyor. Gerekli makroekonomik istikrar politikalarının iç talebi yavaşlatması nedeniyle Türkiye ekonomisinin ise bu yıl %3.5 ve 2025'te %2.6 büyüyeceği öngörülüyor. Bu oran 2026 için ise %4 olarak tahmin edildi. Rapora göre, Türkiye'de sıkılaşan finansal koşullar ve devam eden mali konsolidasyon, hane halkı tüketimini sınırlandıracak. Deprem sonrası yeniden yapılanma sürecinin etkileri geçtikçe, yatırım ve kamu tüketimi de yavaşlayacak. Ancak dış ortamdaki iyileşme ve uluslararası turizmde devam eden canlanmayla, Türkiye'nin ihracatının artması bekleniyor. Türkiye'de cari işlemler dengesi ekonomik büyümenin itici güçlerinin yeniden dengelenmesi, turizmdeki olumlu görünüm ve Sakarya sahasındaki doğal gaz üretimiyle iyileşme gösterdi. Döviz rezervleri artarken, para ve maliye politikasının sıkı kalmaya devam edeceği öngörülüyor. OECD'ye göre, para ve maliye otoritelerinin her ikisi de Türkiye ekonomisini sürdürülebilir bir patikaya oturtmak için politikaları sıkı tutma yönünde kararlılıklarını yineledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini %50'de tutarken, fiyat istikrarı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacağını belirtti. Bu kapsamda, Türkiye'de ekonomik büyüme ılımlı seyredecek. Enflasyonu kontrol altına almaya yönelik tedbirler etkisini gösterecek ancak enflasyon kademeli şekilde düşecek. OECD, Türkiye'de enflasyonun yıllık ortalamada 2025'te %30.7 olacağını, 2026'da ise bu oranın %17.2'ye gerileyeceğini öngördü. Rapora göre, iyileşen uluslararası havadan tam olarak faydalanabilmek için yetkililerin, enflasyon hedeflere ulaşma yolunda sağlam bir şekilde ilerleyene kadar makroekonomik istikrar politikalarını sürdürmesi gerekiyor. İstikrarlı ve öngörülebilir bir politika çerçevesi, istikrarlı bir makroekonomik ortamla birlikte uluslararası yatırımları önemli ölçüde çekebilir. Yapısal reformlar bu istikrar çabalarını daha da destekleyebilir ve uzun vadeli büyümeyi artırabilir.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Kasım ayını %5.09’luk azalış ile 8.879 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %1.56’lık azalış gösterdi. Analistler, “Çin'de ticaret tarifeleri nedeniyle azalan talep, Çin teşviklerinin iç talebi desteklemeye yönelmesine neden olabilir ya da gelişmiş piyasalarda daha güçlü bir toparlanma yaşanabilir” dedi. Çin Maliye Bakanlığı'nın 1 Aralık 2024 tarihinde yürürlüğe girecek biçimde alüminyum ile bakır metallerinde ihracat vergisi iadelerini sonlandıracağı yönündeki duyurusunun küresel metal piyasaları üzerinde derin etki yaratacağı öngörülüyor. Analistler, dünyanın en büyük metal tüketicisi olan Çin'de yaklaşan Merkezi Ekonomik Çalışma Konferansı'ndan ek mali teşvik önlemleri bekliyor. Aynı zamanda, ABD Başkanı seçilen Donald Trump tarafından önerilen potansiyel ithalat tarifeleri ve Pekin'den gelebilecek herhangi bir misilleme eylemi etrafındaki gelişmelere odaklanılıyor. Bir analist yaptığı değerlendirmede “ABD ve Çin arasındaki bir ticaret savaşı, Çin'de büyümenin zaten can çekiştiği ve ticaret kısıtlamalarının talebi daha da zayıflatacağı bir döneme denk geliyor. Bunun emtia talebi, özellikle de bakır talebi üzerinde baskı yaratmaya devam edeceğine inanıyorum” dedi. Çin ekonomisi, uzun süren emlak krizi, borç riskleri ve zayıf iç talep nedeniyle kırılgan bir konumda olmaya devam ediyor. Analistler, arz tepkisinin metal piyasalarını yeniden dengelemek için baskın bir faktör olacağını belirtti. Foreks haberine göre; Şili devlet kurumu Cochilco, geçen yılki tahmine göre %27'lik bir artışla, bu yıldan 2033 yılına kadar yaklaşık 83,18 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını açıkladı. Bugün açıklanacak olan Cochilco raporunda, dünyanın en büyük bakır ve ikinci en büyük lityum üreticisi olan Güney Amerika ülkesindeki 51 proje listelenecek. Şili gazetesi Diario Financiero, Cochilco'nun raporunda, Şili'deki projeleri arasında dünyanın en büyük bakır madeni Escondida'nın da bulunduğu madencilik devi BHP'nin yakın zamanda açıkladığı 14 milyar dolarlık genişleme planının yer almadığını belirtti. Bununla birlikte, toplam yatırım planının yaklaşık 100 milyar doları bulabileceği belirtildi. Avustralyalı madencilik devi Rio Tinto, 2025 mali yılı için konsolide bakır üretiminin, özellikle gelecek yıl Moğolistan'daki Oyu Tolgoi operasyonundan beklenen %50'lik üretim artışının etkisiyle daha yüksek olacağını tahmin ediyor. Rio Tinto'nun karı esas olarak demir cevherinden kaynaklanırken, madenci odağını bakıra kaydırıyor ve sadece Oyu Tolgoi madenini değil, aynı zamanda Şili'deki Codelco ve Peru'daki First Quantum ile ortaklıkları da içeren mevcut projeler aracılığıyla 2024'ten itibaren yıllık %3'lük bir büyüme öngörüyor. Madenci 2030 yılına kadar yıllık 1 milyon ton bakır üretimine ulaşmayı ve enerji dönüşümü için gerekli olan yüksek kaliteli, düşük emisyonlu hammaddelere odaklanarak temiz enerji tedarik zincirinde önemli bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyor. Citigroup, bakır fiyatları için tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Bakır fiyatının yıl sonuna kadar 8500-9000 dolar/ton aralığına doğru gerilemesini bekleyen Citi, 0-3 ay için bakır fiyatı tahminini 9500 dolar/ton seviyesinden 8500 dolar/tona çekti. Citi, 2024 dördüncü çeyrek için ortama bakır fiyatı tahminini de 9500 dolar/tondan 9000 dolar/ton seviyesine düşürdü. JP Morgan, 2025’in dördüncü çeyreğinde bakır fiyatlarının yeniden 10.400 USD/ton seviyesine çıkacağını tahmin ediyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Kasım ayını %1.93’lük azalış ile 2.572 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %6.10’luk azalış gösterdi. Foreks haberine göre; Uluslararası Alüminyum Enstitüsü (IAI), Eylül ayında küresel birincil alüminyum üretimi yıllık %1,3 artışla 6,221 milyon tona yükseldiğini açıkladı. IAI verilerine göre Ocak-Ekim döneminde üretim 60,47 milyon ton oldu. Ekim ayında Çin'in üretimi ise 3,720 milyon ton gerçekleşti. Foreks haberine göre, küresel alüminyum üreticileri Japon alıcılara Ocak-Mart birincil metal sevkiyatları için 230-260 dolar/ton prim teklif etti ve bu teklif mevcut çeyreğe kıyasla %31-%49 artış gösterdi. Japonya Asya'nın en büyük metal ithalatçısı konumunda ve her çeyrekte Londra Metal Borsası (LME) nakit fiyatı üzerinden ödemeyi kabul ettiği birincil metal sevkiyat primleri bölge için referans teşkil ediyor. Ekim-Aralık çeyreği için Japon alıcılar bir önceki çeyreğe kıyasla %1.7 artışla 175 dolar/ton prim ödemeyi kabul etti. JP Morgan, Alüminyum fiyatlarının 2025’in ikinci yarısında 2.850 USD/ton seviyesine doğru ilerlemesi bekleniyor. Citigroup analistlerine göre, Trump'ın en büyük tedarikçiler Kanada ve Meksika'dan yapılan ithalata %25 gümrük vergisi uygulama tehdidinden en çok etkilenecek metaller alüminyum ve çelik olacak. Alexander Hacking liderliğindeki analistlere göre, ABD'nin iki ticaret ortağı bu metallerin ABD'ye en büyük tedarikçileri ve Trump'ın bu metallerin ithalatına gümrük vergisi getirme planı ABD genelinde çelik ve alüminyum fiyatlarının yükselmesine neden olacak. ABD alüminyum ihtiyacının yaklaşık %70'ini yurtdışından, bunun da %60'ını Kanada'dan karşılıyor. Çelik ithalatı Amerikan arzının %24'ünü oluştururken, Kanada bu miktarın dörtte birini, Meksika ise yaklaşık %15'ini sağlıyor. Analistler, Trump tarafından Pazartesi günü açıklanan %25'lik bir gümrük vergisinin çelik fiyatlarının kısa ton başına 100 ila 150 dolar artmasına neden olacağını söyledi. ABD alüminyum fiyatları için, Londra Metal Borsası'na kıyasla Midwest primi iki kattan fazla artarak 50 sente kadar çıkabilir - bu da altı ABD'li dökümcüye fayda sağlayabilir. Yine de analistler “bu tedarik zincirini yeniden yapılandırmak yıllar alabilir” uyarısında bulundu. Çin’de bakır izabe tesislerinin karlılıkları üzerindeki baskı artıyor. Çin Demir Dışı Metaller Endüstri Birliği (CNIA) Başkanı Ge Honglin, Bakır sektörünün karşı karşıya olduğu zorluklara dikkat çekip daha fazla alüminyum ve geri dönüştürülmüş bakır kullanılması gerektiğini söylüyor. Ge, bakırın yerine alüminyumun kullanılmasının ekonomik avantajlar sağlayacağını belirtiyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Kasım ayını %0.29’luk artış ile 15.745 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %9.45’lık yükseliş gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Aralık 2024 prim fiyatlarını; 430 kalite için 40 EUR/ton artış, 304 kalite için 31 EUR/ton azalış ve 316 kalite için 17 EUR/ton azalış ile açıkladı. Foreks haberine göre; Endonezya'nın nikel cevheri ithalatı 2024 yılının ilk on ayında 9,3 milyon metrik tona yükselerek bir yıl önceki 161.917 tonluk rakamın 50 katından fazla arttı. Endonezya, izabe tesislerine olan talebin artması ve Cakarta'nın madencilik faaliyetlerine zarar veren şiddetli yağışlar nedeniyle madencilik kotalarının verilmesini geciktirmesi nedeniyle Nisan ayından bu yana Filipinler'den rekor miktarda nikel cevheri satın aldı. Ocak-Ekim döneminde nikel cevheri ithalatının büyük bir kısmı Filipinler ve Çin'den yapılırken, bir önceki yıl 7,1 milyon dolar olan toplam değer 406 milyon dolara yükseldi.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Kasım ayını %1.90’lık azalış ile 3.092 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %14.77’lik artış gösterdi. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın MiningWeekly kaynaklı haberine göre; Çinko metalinin tedarik zincirindeki artan daralmanın beklentileri etkilemesi nedeniyle, çinko fiyatlarında daha keskin fiyat dalgalanmaları görülebileceği değerlendiriliyor. Çeliği galvan izlemek için girdi olarak kullanılan çinko metalinin fiyatı Aralık başında neredeyse %5 oranında bir yükseldi. Fiyattaki yükseliş, LME depolarından büyük oranlarda çinkonun çekilmesiyle arttı, söz konusu gelişme piyasa aktörleri üzerinde fiyatta potansiyel bir sıkışma olabileceği yönündeki beklentiyi artırdı. JPMorgan, çinko piyasasında daha temkinli. Banka, giderek gevşeyen arz dinamiklerinin çinko fiyatlarını göreceli olarak sınırlı tutacağını ifade etti. Foreks haberine göre; Uluslararası Kurşun ve Çinko Çalışma Grubu'nun (ILZSG) verilerine göre, Ağustos ayında 85.000 ton olan küresel çinko piyasası açığı, Eylül ayında 79.500 tona indi. ILZSG verilerine göre 2024 yılının ilk 9 ayında piyasada 8.000 ton arz açığı oluştu. 2023'ün aynı döneminde 358.000 ton fazla gerçekleşmişti. Eylül ayında metal üretimi 1 milyon 134,4 bin ton olurken tüketim 1 milyon 213,9 bin ton oldu. Japonya'nın Ekim ayında çinko ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %30.3 düştü. Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre Ekim ayında Japonya'nın çinko ihracatı 7.471 ton oldu. Eylül ayında ihracat 8.842 ton olmuştu. Yılın ilk 10 ayında Japonya'nın çinko ihracatı yıllık %18ç0 düşüşle 94.466 ton gerçekleşti.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Kasım ayını %3.55’lik artış ile 2.043 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %44.18’lik artış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %8.19’luk azalış ile 28.300 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %4.22’lik artış gösterdi. Foreks haberine göre; Uluslararası Kurşun ve Çinko Çalışma Grubu'nun (ILZSG) verilerine göre, Ağustos ayında 16.200 ton olan küresel kurşun piyasası açığı, Eylül ayında 32.400 tona çıktı. ILZSG verilerine göre 2024 yılının ilk 9 ayında piyasada 15.000 ton arz açığı oluştu. 2023'ün aynı döneminde 22.000 ton fazla gerçekleşmişti. Eylül ayında metal üretimi 1 milyon 90,3 bin ton olurken tüketim 1 milyon 122,7 bin ton oldu.
Demir Cevheri fiyatları, Kasım ayını %0.96’lık artış ile 105 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Kasım ayında %8.93’lük azalış kaydederken, son 12 aylık değişimi %17.01 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Kasım ayında %4.39 oranında azalırken, son 12 aylık değişim ise %5.51 azalış yönlü oldu. Ekonomim haberine göre; Demir cevherinde zayıflık 2025’te devam edecek. Piyasalar, Çin'deki demirli metal talebinin görünümünü ve ticaret engellerinin Çin’in çelik ihracatına olası etkilerini değerlendirmeye çalışıyor. Sağlıklı arz, zayıf talep ortamı demir cevheri fiyatlarını ton başına 100 dolar sınırına yakın bir yerde 1.5 ayın en düşük seviyesinde tutuyor. Beklenti fiyatlardaki zayıflığı devam edeceği yönünde. Demir Cevheri, 2024’ün başından bu yana ton başına 35 dolar kayıpla 101- 102 dolar aralığına indi. Fiyatlar yılbaşından bu yana yüzde 25 geriledi. Fitch Solutions’ın bir birimi olan BMI, demir cevheri zayıflığının 2025 ve sonrasında da devam edeceğini söylüyor. Çin’in durgun emlak sektörünün talebi bastırmaya devam etmesi nedeniyle kuruluş, demir cevheri fiyatlarının 2025 yılında ortalama 100 dolar/ton seviyesinde kalacağının tahmin edildiğini bildirdi. BMI analistleri, yayımladıkları bir raporda, önümüzdeki aylarda Çin’den ek destek önlemleri gelmediği takdirde, demir cevheri fiyatlarının zayıf talep görünümünden etkilenmeye devam etmesini beklediklerini söylüyor. Raporda, “Demir cevheri fiyatlarının olası teşvik duyurularına karşı oldukça hassas kalmaya devam etmesi muhtemel. Piyasa, Trump’ın ikinci başkanlığı altında yeniden alevlenecek ticaret gerginlikleri ışığında daha fazla destek beklentisi içinde” ifadeleri yer alıyor. Rapora göre, sağlanacak teşvikin kapsamı, demir cevheri piyasasının gidişatını belirlemede kritik önem taşıyacak. 2024-2025 sonrasına bakıldığında, BMI analistleri, çelik üretim büyümesinin azalması ve küresel üreticilerin daha yüksek demir cevheri üretiminin piyasayı gevşetmeye devam etmesiyle fiyatlarının muhtemelen birkaç bir düşüş trendini izleyeceği görüşünü koruyor. Uzun vadede, fiyatların 2024’teki ortalama 110 ABD doları/ton seviyesinden 2033’te 78 ABD doları/ton seviyesine düşeceğini öngörüyorlar. BMI’a göre, 2021'deki 156 ABD doları/ton seviyesinden önemli ölçüde düşük olsa da, 2024- 2028 için öngörülen 97 ABD doları/ton yıllık ortalama, 2016-2020 ortalaması olan 78 ABD doları/ton seviyesinden yine de yüksek olacak. BMI’nin raporunda, “Çin’in yavaşlayan talep büyümesi, düşük fiyatların başlıca tetikleyicisi olacak ve bu eğilim halihazırda erken aşamalarda” ifadeleri yer alıyor.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Plastik Fiyat Endeksine göre Kasım ayı plastik fiyatları ortalama %1,07 azalış gösterdi. En yüksek artış %0,89 ile PMMA fiyatlarında görülürken, en yüksek düşüş ise -%4,76 ile PVC’de görüldü. Bunu %4.06’lık azalış ile PE ve %3.16’lık azalış ile PP takip etti. Trinseo ve Avrupa'daki bağlı şirketleri bugün tüm polistiren (PS) ve ABS sınıfları için fiyat artışı duyurdu. 1 Aralık 2024'ten itibaren veya mevcut sözleşme şartlarının izin verdiği ölçüde, ürünlerin fiyatları arttıracağını duyurdu. Fiyatlar; “Styron” ve “Styron X-Tech” genel amaçlı polistiren kaliteleri (GPPS) için metrik ton başına 10 Euro artış, “Styron” ve “Styron A-Tech”, “Styron C-Tech” ve “Styron X-Tech” yüksek etkili polistiren kaliteleri (HIPS) için metrik ton başına 10 Euro artış ve “Magnum” ABS reçineleri için metrik ton başına +10 Euro yönlü olacak. Röhm GmbH, "Plexiglas" ve "Pleximid" ticari markaları altında pazarlanan PMMA ve PMMI kalıplama bileşiklerinin fiyatlarını 1 Aralık’dan itibaren mevcut anlaşmalar uyarınca izin verildiği ölçüde, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki tüm sınıflar için 0,08 EUR/kg'a kadar arttıracağını duyurdu. İstanbul merkezli inşaat ve gayrimenkul grubu Doğa, Kırklareli'ndeki yeni PET geri dönüşüm tesisinde iki adet Starlinger PET şişeden şişeye geri dönüşüm hattını devreye aldı. İki adet Starlinger "recoStar PET 165 HC iV+ PET" geri dönüşüm hattı 2024 yılının dördüncü çeyreğinde faaliyete geçmiş olup, birlikte saatte 3,6 ton şişe sınıfı rPET granül üretimi elde etmektedir; bu da yılda toplam 28.000 ton kapasiteye denk gelmektedir. Starlinger PET şişeden şişeye geri dönüşüm süreci, FDA ve EFSA gibi ulusal ve uluslararası otoriteler ile büyük marka sahipleri tarafından gıda uygulamaları için onaylanmıştır. ChemOrbis İstatistik Sihirbazı’nın verilerine göre, Türkiye’nin toplam polimer ithalatı bu yılın ilk üç çeyreğinde 4.536.000 ton oldu. Bu kümülatif rakam yıllık bazda yaklaşık %8’lik bir düşüşe işaret etti. Bu miktar, ülkenin ilk üç çeyrekteki toplam polimer ithalatının 4,3 milyon tona ulaştığı 2021’den bu yana görülen en düşük seviyeye işaret etti. Bu yılın ilk dokuz ayında Türkiye’nin en büyük 5 tedarikçisi ve toplam ithalattaki payları Suudi Arabistan (%22), ABD (%12), Güney Kore (%9), Rusya (%7) ve Mısır (%6) olarak sıralandı. Bu başlıca satıcılardan yapılan kümülatif ithalat sırasıyla yaklaşık 985.000 ton, 530.000 ton, 410.000 ton, 325.000 ton ve 270.000 ton olarak bildirildi. Suudi Arabistan’ın pazar payı geçen yılın aynı dönemindeki %24 seviyesine kıyasla %2’lik bir düşüş gösterdi. ABD ise payını %9’dan %3’e yükseltirken, bu artış onu başlıca satıcılar listesinde ikinci sıraya yerleştirdi. Güney Kore’nin payı geçen yılki %11’den %2 düşerken,2023’ün aynı döneminde ikinci sırada olan ülke üçüncü sıraya geriledi. Rusya’nın pazar payı bir önceki %10 seviyesine kıyasla düştü. Bu gerileme geçen yıl listede ikinci sırada yer alan ülkeyi dördüncü sıraya yerleştirdi. Mısır, toplam polimer ithalatındaki payını bir önceki yıla göre koruyarak beşinci en büyük tedarikçi olmaya devam etti. Türkiye, 2024’ün ilk üç çeyreğinde geçen yıla kıyasla %10’luk bir düşüşle 1.420.000 ton homo PP ithal etti. Bu toplam hacim, aynı zamanda ithalatın 1.395,000 ton olduğu 2019 yılından bu yana en düşük rakama işaret ediyor. İlk 9 ayda PVC ithalatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla %17 düşüşle 620.000 tonun biraz altında gerçekleşirken, bu durum yurtiçi türev piyasalardaki durgun talebi yansıttı. ABD 143.000 ton ve %23’lük payla bu yıl da en büyük tedarikçi olurken, onu %12’lik pay ve 72.000-74.000 tonluk satışla Fransa ve Mısır takip etti. ABD pazar payını bir önceki yıla göre %3 artırırken, Fransa %1’lik ufak bir kazanç elde etti. Mısır’ın payı ise %3 oranında azaldı. İlk üç çeyrekte, toplam AYPE ithalatı 2023’ün aynı dönemine kıyasla %2 artarak 280.000 tonun biraz üzerine çıktı. Suudi Arabistan’ın pazar payı, lojistik engeller ve bakım duruşlarının hacimler üzerindeki baskısı nedeniyle %16’dan %13’e geriledi. Yine de bu ülke 37.000 ton ile Türkiye’nin bir numaralı tedarikçisi olmaya devam etti. İspanya 36,000 tonluk satışla payını %7 gibi kayda değer bir oranda artırarak %13’e yükseltti ve geçen yıl 8. sırada yer aldığı ana tedarikçiler listesinde ikinci sıraya yükseldi. Bu durum, Avrupa’da talep sıkıntılarının düşen işletim oranlarının önüne geçmesiyle Türkiye’ye bölgeden ihracatın artmasıyla örtüştü. İspanya’yı, payı %10’dan %13’e yükselen İran (36,000 ton) takip etti. Toplam PS ithalatı yaklaşık 105,000 ton olarak gerçekleşerek yıl bazında %15’lik bir düşüşe işaret etti. Belçika 23,000 ton ve %22’lik pay ile en büyük tedarikçi oldu. Bu ülke Türkiye’ye geçen yıla kıyasla 2,000 ton daha az PS satmasına rağmen, pazar payı %21’den %22’ye yükseldi. 20.000 ton ve %19’luk pay ile İran, 2023’teki beşinci sıraya kıyasla ikinci en büyük tedarikçi oldu. Bu arada, Güney Kore’nin payında %3’lük ve satışlarında 8.000 tonluk bir düşüş yaşandı ve ülke listede üçüncü sıraya geriledi. Oysa, geçen yılın aynı döneminde 27.000 ton ile en çok PS satan ülke konumundaydı. Türkiye, Ocak-Eylül döneminde toplam 118.000 ton ABS ithal ederken, bu rakam geçen yılın aynı döneminde 131.000 ton seviyesindeydi. Güney Kore, satışlarındaki 8.000 tonluk düşüşe rağmen %58’lik payını koruyarak bir yıl daha aslan payını aldı. Suudi Arabistan, bu yıl payını %9’dan %13’e çıkararak Tayvan’ın yerini aldı ve ikinci en büyük ABS tedarikçisi oldu (13.000 ton). Onu, payında %4’lük bir düşüş ve satışlarında 6.000 tonluk bir kayıp yaşayan Tayvan izledi. Şişelik PET ithalatı ilk üç çeyrekte yıllık bazda %69 sıçradı. Çin 73.000 ton ve geçen yılki %60’a kıyasla %79’a tırmanan payı ile açık ara en büyük tedarikçi oldu. Çin’i Malezya (%7) ve Nijerya (%2) takip etti. Benzer şekilde, PET tekstil ithalatı da aynı dönemde %8 gibi mütevazı bir oranda da olsa artarak 70.000 ton sınırına yaklaştı. Türkiye’nin en büyük tedarikçileri Çin, Malezya ve Endonezya olmaya devam etti. Malezya payında %2’lik bir artış elde ederken, Çin ve Endonezya 2023’ün ilk dokuz ayına kıyasla sırasıyla %3 ve %2’lik düşüşler yaşadı. Türkiye'de PP satıcıları, Ocak için temkinli bir iyimserlik taşıyor. Türkiye'de, ilk Ocak PE beklentileri Plast Eurasia'da dile getirildi Piyasalardaki yavaşlama fiyatlara aşağı yönlü baskı yapıyor. Türkiye'nin şişelik PET piyasalarında yıl sonu öncesi düşüş baskısı arttı.Yurtiçi PS piyasaları, ithal menşeler üzerindeki primlerinin ciddi ölçüde daralmasına rağmen gerilemeye devam etti ve bu durum stok boşaltma faaliyetlerinin tüm hızıyla sürdüğünü gösterdi. ABS Türkiye'de, Avrupa menşeli ABS Aralık için stabil seviyeden açıklandı. Hem yurtiçi hem de ithal ABS fiyatları art arda dördüncü hafta gösterge bazında stabil kaldı. Türkiye'de R-PET Flake fiyatları, düşen balya fiyatları ve azalan sezonsallık nedeniyle destekleyici olmayan virgin PET piyasalarının etkisiyle Kasım’da üst üste ikinci ay düşüş eğilimini sürdürdü.
Enerji ve Petrol:
AA haberine göre BOTAŞ, Aralık itibarıyla mesken ve sanayi abonelerinin kullandığı doğal gaz ile elektrik üretim amaçlı gazın satış tarifesinde değişiklik yapılmadığını bildirdi. BOTAŞ'ın internet sitesinde yayımlanan tarife tablosuna göre, doğal gazda aralıktan geçerli olacak mesken ve sanayi abonelerinin tarifesi ile elektrik üretim amaçlı tarife sabit kaldı. Buna göre, BOTAŞ'ın konut tüketicileri için dağıtım şirketlerine aralıkta uygulayacağı satış fiyatı, bin metreküp doğal gaz için 5 bin 631 lira olarak açıklandı. Ekmek üreticileri için belirlenen tarife, bin metreküp doğal gaz için 8 bin 549 lira olarak belirlendi. Elektrik üretim amaçlı tarifede ise bin metreküp doğal gazın fiyatı 12 bin lira olarak duyuruldu. Yurtiçi pompa fiyatları Kasım ayında Motorin için %3.25 artarken, Benzin için %0.33 artış gösterdi. Bu şekilde 2024 yılının ilk 11 ayında pompa fiyatları ortalama %21.00 oranında artmış oldu. AA haberine göre; ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıl ve gelecek yıla ilişkin petrol fiyat tahminini yukarı yönlü revize etti. EIA'nın "Kasım 2024 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, Brent türü ham petrolün ortalama varil fiyatı geçen ay bir önceki aya göre 2 dolar artarak 76 dolar seviyesinde gerçekleşti. Fiyatlardaki artışta, İran'a yapılan füze saldırısına karşı İsrail’in vereceği olası yanıtın, İran'ın petrol üretim kapasitesini veya ihracatını kısıtlayacağına dair piyasa endişelerinin etkili olduğu belirtildi. İsrail'in askeri karşılığının İran'ın petrol altyapısını hedef almaması sebebiyle petrol fiyatlarının varil başına 71 dolara gerilediğinin ifade edildiği raporda, Orta Doğu'daki çatışmayla ilişkili risk priminin azalmış olmasına rağmen, durumun hala fiyatlar üzerinde yukarı yönlü etki yarattığı kaydedildi. Buna göre, Brent petrolün ortalama varil fiyatının bu yıl 80,95 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 80,89 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 77 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 76,91 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, gelecek yıl için Brent türü ham petrolün varil fiyatını 76,06 dolar, WTI ham petrolü ise 71,60 dolar olarak aşağı yönlü revize etti. Küresel petrol arzının ise bu yıl günlük 102 milyon 620 bin varil, gelecek yıl 104 milyon 660 bin varil olacağı öngörülüyor. Öte yandan, küresel petrol tüketiminin bu yıl günlük 103 milyon 130 bin varil, gelecek yıl 104 milyon 350 bin varil olacağı tahmin ediliyor. Ekonomim haberine göre; Petrol fiyatları, OPEC+ grubunun planlanan arz artışlarını ertelemesi ve derin üretim kesintilerini 2026 sonuna kadar uzatmasının ardından zayıf talebe odaklanarak düştü. Brent ham petrolü 8 sent veya yüzde 0,11 düşerek varil başına 72,01 dolara geriledi. ABD Batı Teksas ham petrolü 2 sent veya yüzde 0,03 düşerek varil başına 68,28 dolara geriledi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve müttefikleri perşembe günü petrol üretim artışlarının başlangıcını Nisan ayına kadar üç ay erteledi ve kesintilerin tamamen çözülmesini 2026 sonuna kadar bir yıl uzattı. OPEC+ olarak bilinen ve dünya petrol üretiminin yaklaşık yarısından sorumlu olan grup, Ekim 2024'ten itibaren kesintileri çözmeye başlamayı planlıyordu, ancak küresel talepteki yavaşlama -özellikle Çin'de- ve başka yerlerde artan üretim, planı birkaç kez ertelemeye zorladı. Rystad Energy petrol analiz müdürü Mukesh Sahdev, "Duyuru, grubun hem potansiyel bir arz bolluğundan hem de üye ülkeler arasında üretim hedeflerine uyulmamasından endişe duyduğunu açıkça ortaya koyuyor" dedi. Barclays'in enerji analisti Amarpreet Singh de arz kesintisi uzatmalarının net sonucunun Barclays'in gelecek yıl için 900.000 varillik petrol fazlası beklentisinde günlük 500.000 varillik bir azalma olduğunu söyledi. Singh, "Anlık fiyat tepkisi sessiz kaldı, muhtemelen piyasa katılımcıları arasında bunun zayıf talebe karşı koymak için yeterli olacağına dair sınırlı coşkuyu yansıtıyor, bu nedenle talep görünümünde bir iyileşme için bekleme oyunu devam ediyor" dedi.
Döviz Kurları:
TCMB 29 Kasım 2024 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %1.17’lik artış ile 34,64 TL; EUR döviz satış kuru bazında %1.55’lik azalış ile 36,61 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %2.70 azalarak, 1.0569 seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kasım ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 36,63 TL iken, bu anket döneminde 35,72 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 42,73 TL iken, bu anket döneminde 42,75 TL olarak gerçekleşmiştir. JPMorgan analistleri 22 Kasım tarihli bir notta, 2024 yılının ABD'ye kıyasla Euro Bölgesi büyümesinde bir hayal kırıklığı yılı daha olduğunu söyledi. Banka, "Beklenenden daha düşük Euro Bölgesi büyümesi yeni bir olgu değil, bunun yerine yedi yıl üst üste bozulmadan devam eden bir trend, döviz yatırımcılarının görünüşte sıkıldığı ancak fiyat hareketlerinde sinir bozucu bir şekilde kendini göstermeye devam eden bir tema," dedi. 2023'ün aksine, 2024'teki EUR/USD performansı tamamen faiz oranlarındaki farklardan kaynaklandı ve diğer faktörler önemini yitirdi. 2025 için EUR/USD tahmini, tarife risklerinin daha tam olarak fiyatlandırılmasıyla 1. çeyrekte paritenin test edilmesini ve 2025'in ilerleyen dönemlerinde hafifletici faktörlerin potansiyeli ve ABD'nin dayanıklılığının tükenmesi nedeniyle 1,08 dolara bir toparlanma öngörüyor. Kısa vadeli düşüş eğilimi gösteren EUR/USD tahmini, ABD seçimleri için daha önce yayınladığımız 'Kırmızı süpürme' yol haritamızla tutarlı ve artık tarifelerin potansiyelini ve yeni ECB/FED çağrılarını da hesaba katıyor. HSBC analistlerine göre; ECB'nin Aralık ayında 25 baz puanlık bir indirim yapacağını ve euroya kısa vadeli destek sağlayacağını düşünülse de, artan işsizlik göstergeleri 2025 için daha büyük bir risk oluşturuyor. HSBC, EUR/USD'nin 2025 yılı sonunda 0,99 olacağını tahmin ediyor. MUFG Bankası, beklenen ABD ticaret politikaları ve jeopolitik gerginlikler tarafından yönlendirilen euronun 2025'te baskı altında kalmasını bekliyor.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,66 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %28,01 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %29,47 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %42,60 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %38,01 artış, imalatta %31,31 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %4,65 artış ve su temininde %42,11 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %29,40 artış, dayanıklı tüketim mallarında %37,15 artış, dayanıksız tüketim mallarında %40,30 artış, enerjide %8,15 artış ve sermaye mallarında %30,94 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %1,15 artış, imalatta %1,07 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %3,58 azalış ve su temininde %1,14 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %0,64 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,0 artış, dayanıksız tüketim mallarında %2,21 artış, enerjide %2,32 azalış ve sermaye mallarında %0,62 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE 2024 yılı Ekim ayında ayında bir önceki aya göre %0,09 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %23,45 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %30,70 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %47,62 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %33,52 artış, imalatta %30,65 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %28,23 artış, dayanıklı tüketim mallarında %36,56 artış, dayanıksız tüketim mallarında %31,09 artış, enerjide %4,74 artış, sermaye mallarında %38,71 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %0,23 artış, imalatta %0,08 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %0,06 artış, dayanıklı tüketim mallarında %1,08 artış, dayanıksız tüketim mallarında %0,10 azalış, enerjide %3,59 artış, sermaye mallarında %0,49 azalış olarak gerçekleşti.