Hilti’den Deprem ve Kentsel Dönüşüme Çare Olacak İnovasyon
Tüm illerde binaların röntgenini çeken Hilti,İTÜ ve İSTKA’nın deprem projesinin de çözüm ortağı oldu
Yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında yer alan ülkemizde, özellikle Marmara Bölgesi’nde gerçekleşen 17 Ağustos 1999 depremi ile çok sayıda can kaybı yaşandı. Aradan geçen 15 yıla rağmen hala akıllardaki en büyük soru işareti ise binalarımızın depreme ne kadar hazır olduğu… İnovasyonu ve ileri teknolojisi ile inşaat sektörüne yön veren Hilti, Türkiye’nin kentsel dönüşüm sürecinde bina analizini kolaylaştıran tarama sistemi, binaların deprem dayanımını artırmaya yönelik pek çok farklı ürünü ve yer aldığı projelerle dikkat çekiyor. Kentsel dönüşümün bina analizi aşamasında geleneksel yönteme göre binaların çok daha hızlı ve tahribatsız taranmasına imkan tanıyan, bir nevi binanın röntgeni çeken Hilti Donatı Tarama Sistemi, şu an Türkiye’deki tüm Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nde kullanılarak tüm illerde binaları analiz ediyor. Ayrıca birçok ildeki özel akredite laboratuarlarında da kullanılıyor.
Deprem ve kentsel dönüşüm konusunda üniversiteler ve STK’lar ile ortak çalışmalara da imza atan Hilti Türkiye, İstanbul’daki mevcut yapıların olası bir depremde gösterecekleri performansı analiz etmek için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklen Mevcut Yapılarda Deprem Performansının Saptanması Projesi’nin de çözüm ortakları arasında yer alıyor. Fikirtepe’de bulunan gerçek binalar üzerinde yapılan testlerle İstanbul’daki mevcut binaların durumunu ortaya koyacak olan bu proje, kentsel dönüşüm sürecinde de yol gösterici rol oynayacak. Proje sonundaki bulgular doğrultusunda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) sorumluluğunda olan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik” ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan “Riskli Bina Tespit Yönetmeliği”nin ilgili maddeleri için revizyon önerileri getirilmesi söz konusu…
Fikirtepe’de iki ayrı binaya deprem simülasyonu uygulanıyor
Sponsor firmalar tarafından desteklenen ve Hilti Türkiye’nin de çözüm ortağı olduğu İTÜ tarafından gerçekleştirilen proje, 2012 yılı 2. dönem destek programları arasında yer alan Afetlere Hazırlık Mali Destek Programı kapsamında İSTKA tarafından destekleniyor. Proje kapsamında Fikirtepe bölgesinde yer alan ve kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında yıkılacak olan mevcut bir bina ile İstanbul’da bu binadan daha az dayanıklı olan diğer binaları temsilen yapılan ikinci bir bina test ediliyor. Ülkemizdeki mevcut betonarme binaları temsil edecek özelliklere sahip olan bu iki binaya dinamik testler uygulanıyor ve bu testlerin şiddeti giderek artırılıyor. Böylece binaların farklı depremler karşısında göstereceği performans konusunda önemli veriler elde edilmesi bekleniyor.
Gerçek binalar kademeli olarak hasar verilerek test ediliyor
Proje kapsamında binalar önce mevcut durumlarıyla ardından da hasar verilerek test ediliyor. Hasarın derecesi giderek artırılarak testler uygulanmaya devam ediliyor. Testlerin gerçek binalara uygulandığı bu proje ile İTÜ İstanbul’daki mevcut binaların olası bir depreme karşı dayanımlarıyla ilgili çıkarımlarda bulunmayı hedefliyor. Ayrıca depremler sonrası farklı düzeyde hasar gören yapılar için alınması gereken önlemler hakkında da önemli bilgiler elde edilmesi bekleniyor. Projenin danışmanları arasında dünyanın en büyük sarsma tablasında (16x16 metre) gerçekleştirilen önemli çalışmaların yürütücülerinden Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Dr. Toshimi Kabeyasawa ile yine Tokyo Üniversitesi, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi’nden öğretim üyeleri de yer alıyor.
Hilti Türkiye bu projede mekanik dübel ve taşıyıcı sistemlerini test edecek
İTÜ-İSTKA ortaklığında, Hilti Türkiye ve diğer sponsor firmaların da desteği ile hayata geçirilen projenin kentsel dönüşüm sürecinde de yol gösterici rol oynayacağını belirten Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Mehmetçik Kalay, “Hilti Türkiye olarak bu projeye yaklaşık 10 farklı ürünümüzü hibe ettik. Bu ürünlerin hepsi binaya test, monitor ve çalışmanın çekimi için konulan kamera aparatlarının montajında kullanılıyor. Bunun haricinde projede görev alacak doktora öğrencisine dört ay boyunca burs sağlanması, kamera ekipmanlarının satın alınması gibi desteklerimiz oldu. Hibe ettiğimiz ürünler dışında bu projede Hilti’nin mekanik dübel ve taşıyıcı sistem gibi depremle bağlantılı bazı ürünlerini de sismik yükler altında test edeceğiz.” dedi.
Avrupa Sismik C2 Belgesi’ne sahip mekanik dübel sadece Hilti’de…
Kalay, “Projede kullanılacak mekanik dübelimiz dünyada sadece Avrupa’da verilen sismik C2 Belgesi’ne (Türkiye’nin sismik gereksinimlerini karşılayacak olan belge) sahip ve şu anda Hilti dübellerinden başka C2 Belgesi’ne sahip başka bir marka bulunmuyor. Türkiye’nin neredeyse tamamı ise yönetmeliklerimize göre 1. derece deprem bölgesinde yer aldığı için C2 Belgesi’ne sahip dübel kullanmak oldukça önemli. Biz ürünlerimizin Avrupa’dan onaylı belgelerine ek olarak bu proje ile Türkiye koşullarında da testler yapmak ve binaların güvenliğinde doğru malzemenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. ” diye konuştu.
Proje sonunda depremle ilgili yönetmeliklerde revizyon önerilebilir
Proje sonundaki bulgular doğrultusunda AFAD’ın sorumluluğunda olan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik” ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan “Riskli Bina Tespit Yönetmeliği”nin ilgili maddeleri için revizyon önerileri yapılmasının söz konusu olabileceğini belirten Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü, “Projeden sorumlu öğretim üyesi İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden Prof. Dr. Alper İlki ile iletişim halindeyiz. Projede hazırlık çalışmalarının ardından deneyler uygulanmaya başlandı, elde edilen sonuçların değerlendirilme sürecinin ise Ekim ayında tamamlanması planlanıyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Hilti Donatı Tarama Sistemi tüm illerde binaların deprem dayanımını analiz ediyor
Deprem ve kentsel dönüşümün Türkiye için hayati konular olduğunun altını çizen Hilti Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Mehmetçik Kalay, “Kentsel dönüşümün ilk adımı yapının risk tespiti ile başlıyor. Tespit sürecinde ise en önemli konulardan biri kullanılacak yöntem… Dünya genelinde inşaat sektörüne yönelik inovatif ürünleri ile dikkat çeken Hilti, geliştirdiği Donatı Tarama Sistemi ile betonarme üzerinde kırım yapmadan adeta binanın röntgenini çekiyor. Bu sayede zaten güçsüz durumda olan bir yapıda tahribatsız muayene yapılabiliyor. Hilti Donatı Tarama Sistemi, şu an Türkiye’deki tüm Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nde kullanılarak tüm illerde binaları analiz ediyor. Ayrıca birçok ildeki özel akredite laboratuarlarında da kullanılıyor.” açıklamasında bulundu. Donatı çapı ve derinlik belirlenmesi ile donatıların yerleşimlerinin tespit edilmesinde kullanılan Hilti Donatı Tarama Sistemi, Türkçe yazılım ile raporlama yapabiliyor.
Hilti Donatı Tarama Sistemi geleneksel yönteme göre 15 kat daha hızlı
Bu sistem ile kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlı ve güvenli ilerlemesine katkı sağladıklarını belirten Mehmetçik Kalay, “Geleneksel yöntem ile kolon, kiriş, döşeme gibi bir betonarme elemanın içerisindeki donatıların tespit edilmesi için donatılar görülünceye kadar beton kırılarak dökülür ve sonrasında kırılan beton sıvanarak kapatılır ve boyanır. Her katta minimum 3 kolon için yapılması gereken bu işlem 30 dakika sürerken, aynı işlemi tarama cihazı ile yapmak 2 dakikayı geçmiyor. Yani sonuca yaklaşık 15 kat daha hızlı ulaşabiliyorsunuz. Kırma işlemi masraflı, yavaş ve kirlilik yaratan bir yöntem. Hilti Donatı Tarama Sistemi ise çok hızlı ve pratik bir şekilde herhangi bir kırım işlemine gerek kalmadan sadece kolonun üzerinde makineyi gezdirerek kolonun içerisindeki demirin tüm bilgilerini raporluyor.” diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2014 yılında yaklaşık 400 bin binanın dönüşümünü hedeflediğini hatırlatan Mehmetçik Kalay, kentsel dönüşümün aslında zamanla yarış olduğunu vurguladı. Hilti Donatı Tarama Sistemi ile Kadıköy Belediyesi tarafından günde yaklaşık 250 tarama gerçekleştirilebildiğini ve her gün bir binanın analiz edilerek raporlama yapılabildiğini ifade eden Kalay, aynı taramaların geleneksel yöntem ile yapılması durumunda bir binanın analizinin aylarca sürebileceğinin altını çizdi. Kalay, “Zaten güçsüz durumda olabilecek bir binada, taşıyıcı görev üstlenen betonarme elemanlarına sıyrılma yönteminin uygulanması hasar oluşumuna neden olabilir. Bu tarama cihazı ile oluşabilecek hasarlar da engellenir.” diyerek sözlerini tamamladı.hilti.com.tr
Haberin Kaynağı : İNOMİST İLETİŞİM
15.08.2014