Endüstri, Cobot’lar ile Verim Artışı ve Esnekliğe Kavuşuyor
İşletmeler rekabet edebilmek ve yeni dünya düzeni için otomasyona geçiyor:
İşletmeler rekabet edebilmek ve yeni dünya düzeni için otomasyona geçiyor:
Endüstri, Cobot’lar ile Verim Artışı ve Esnekliğe Kavuşuyor
Türkiye ve MEA bölgesinde cobot kullanımı giderek artıyor. Gerek KOBİ’ler, gerekse büyük işletmeler artan iş dünyasında artan rekabete karşı otomasyon teknolojisine geçiyor. Endüstri 5.0 ile adlandırılan yeni süreçte KOBİ’ler, cobot teknolojisinden faydalanarak, üretimlerinde ihtiyaç duyulan verim artışı ve esnekliğe kavuşuyor. Cobot’lar büyük ve küçük ölçekli işletmelere uyarlanarak sağladığı avantajlarla rekabette fark yaratıyor.
Dünyanın bir numaralı kolaboratif robot üreticisi Universal Robots cobot’larının herkes tarafından kolay programlanabilir olması, hızlı kurulumu, esnek konumlandırması ve iş birliğine dayalı yapısı sayesinde küçük ve büyük ölçekli işletmelere yatırımlarında avantajlar sunmaya devam ediyor. Robot teknolojisi ile yeni tanışan çalışanlar tarafından bile üretimin her aşamasında rahatlıkla kullanılabilen işbirlikçi robotlar, bu özellikleriyle kaliteli ürün ve düşük maliyetin yanı sıra hızlı yatırım geri dönüşü hedefleyen KOBİ ve büyük işletmeler için oldukça cazip imkanları beraberinde getiriyor.
“Kolaboratif robotlar hayatın kaçınılmaz bir ihtiyacına dönüştü”
2021 yılının ikinci çeyreğinde cobot teknolojisinin KOBİ’ler için de ulaşılabilir olduğunu bir kampanya ile duyuran Universal Robots, cobot’ların işletmelere sağladığı avantajları anlatmaya devam ediyor. Türkiye’de cobot kullanımının daha da verimli hale geleceğini söyleyen Universal Robots Türkiye & MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, “Türkiye özellikle üretim sürecinin esnek bir yapıda olduğu, gün geçtikçe büyüyen bir pazara sahip. İnsan emeğine dayalı üretimin fazla olduğu, çok sayıda KOBİ’nin yer aldığı ülkemizde, kolaboratif robot kullanımının daha da verimli hale geleceğini düşünüyoruz. Dünya Ekonomik Forumu 2025 yılında mevcut işlerin yarısından fazlasının otomatikleşeceğini ve Endüstri 4.0 dönüşümü ile 58 milyon yeni işin ortaya çıkacağını söylüyor. Türkiye’nin bu inanılmaz hızda ilerleyen değişime üreticilerini ve eğitim sistemini şimdiden hazırlaması gerekiyor. Bu aşamada kolaboratif robotların hayatın kaçınılmaz bir ihtiyacına dönüştüğünü söyleyebilirim. Bu öngörüyle, cobot’ların, yazılımından kurulumuna kadar tüm süreçlerde yer alabilecek nitelikli çalışanların yetişmesi ve özellikle de KOBİ’lerin Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine aktif bir şekilde katılması gerekiyor” diye konuştu.
Otomasyonu herkes için erişilebilir hale getiren teknoloji
Hızlı kurulumu, kolay programlaması, esnek ve güvenli kullanımıyla cobot’ların firmanın büyüklüğü ya da ürünün özelliği ne olursa olsun her türlü üretim tesisine entegre edilebildiğini vurgulayan Kandan Özgür Gök, konuşmasına şöyle devam etti: “Tekrarlayan, emek yoğun ve ergonomik olmayan işleri çalışanlardan devralarak onlara uzmanlık ve becerilerini daha katma değerli işlerde kullanmaları için imkân yaratan cobot’ların önemi sadece bununla sınırlı değil. Pandemiyle birlikte yaşadığımız sert değişimde, üretimde kolaboratif robotların kullanımı daha da önem kazandı. Küresel salgın döneminde, özellikle sağlık ve gıda gibi temel ihtiyaçların üretiminde cobot’ların sağladığı esnek ve kesintisiz üretimin avantajlarını yaşadık. İş gücü sıkıntısının yaşandığı en kritik zamanlarda dahi hayatın normal akışında devam etmesi cobot’larla sağlandı. Yine, hastane ve klinik gibi riskli alanların dezenfeksiyonunda görev aldılar. Tıbbi örnek alımı uygulamalarına da entegre olan cobot’lar, tıbbı ve koruyucu ekipman ürettiler. Yani kolaboratif robot teknolojisi sahip olduğu avantajlarla otomasyonun herkes için erişilebilir, ulaşılabilir olmasına imkan tanıyor. Esneklik, mobilite, kolay kullanım ve insanla beraber çalışabilmesi özellikleriyle cobot, günümüz üretiminin temel ihtiyaçlarını karşılıyor.”