Alkan Makina Başarı Hikayesi ve Kurucusu Mehmet Alkan
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-49 Alkan Makina Başarı Hikayesi ve Kurucusu Mehmet Alkan
Yerli ve Milli Üretime Adanmış Ömürler-49
Alkan Makina Başarı Hikayesi ve Kurucusu Mehmet Alkan
Dr. İlhami Pektaş
Alkan Makina Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. 1984 yılında makine mühendisi Mehmet Alkan tarafından kuruldu. İşler büyüyünce 1991 yılında OSTİM’e taşındı. Kurulduğu ilk yıllardan beri başta Havacılık ve Savunma Sanayi olmak üzere, Petro-Kimya ve Otomotiv Sanayi gibi farklı alanlarda Türkiye’nin önde gelen şirketlerine talaşlı imalat ve soğuk şekillendirme yöntemi ile çeşitli parçalar üretmekte olup ayrıca sistem tasarımı, Ar-Ge ve yerlileştirme çalışmaları yaparak hizmet veriyor. Farklı sektörlerde yaptığı yerlileştirme çalışmaları ile ülke ekonomisine önemli katma değer sağlayan Alkan Makina, müşteri memnuniyeti, AS9100 kalite yönetim sistemi, nitelikli personel yapısı, hassas üretimi ile sektöründe ilk tercih edilen firma olmuştur.
Alkan Makina yönetim kurulu başkanı Mehmet Alkan şirketin bugünlere nasıl geldiğini ve başarı hikayesini büyük bir heyecanla bizlere anlattı.
Mehmet Bey, kendinizi tanıtır mısınız, İş hayatına nasıl başladınız?
1950, Erzincan doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Erzincan’da tamamladıktan sonra Elazığ’da Fırat Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden 1972 yılında mezun oldum. Mezuniyetin ardından 1972’de Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), Makina Sanayi Müessesi Fabrikasında Planlama Şefi olarak göreve başladım. Bir yıllık çalışmanın ardından Çarkhane Mühendisliği görevine atandım.
Makine Sanayi Müessesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk silah fabrikasıdır. İstanbul’un işgalinde Tophane’de silah ve top üreten tezgahlar kaçırılarak Ankara’ya getirilmiş, Ankara MKE Tandoğan tesislerinde üretim yapılmaya başlanmış. Ben 1972 yılında işe başladığımda makinelerin büyük bir kısmını yeniledik. Fabrika, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda yoğun bir çalışma temposuna girerek yirmi dört saat çalıştı. O dönemde ambargo nedeniyle bazı mühimmatlar yurt dışından temin edilemiyordu. Kıbrıs barış harekatının verdiği milli duygular ve ambargo nedeniyle MKEK’nin mühimmat üretimi o dönemde beş katına çıktı. O tarihte adı MAKSAM A.Ş. olan Makina Sanayi Müessesi Fabrikasında, Makinalı Tüfek Sehpaları üretimi yapılıyordu.
Kıbrıs Harekatı’nda hakikaten çok büyük bir efor sarf ettik, çok büyük bir başarı gösterdik. Üretim beş katına çıktı, bizim için de bir gurur vesilesi oldu o çalışmalar. Biz de hayret ettik, yani nasıl üretim beş katına çıktı diye şaşırdık. İşte insanda bir heyecan oluyor, o heyecanla yani o ruh, milli bir ruh, artık gözün hiçbir şey görmüyor. Bu milli ruh olunca demek ki üretim 5 katına çıkabiliyormuş.
1976 yılında Necmettin Erbakan’ın başlattığı Ağır Sanayi Hamlesi programlarında, MKEK’ye İnşaat ve Kazı Makinaları Fabrikası’nın kurulması görevi verildi. Ben ve yaklaşık 20 mühendis arkadaşım bu yeni kurulan fabrikaya geçtik. Bu fabrika, yedi çeşit iş makinası üretimi için Almanya’dan üç ayrı üretici firma ile lisans anlaşması yaptı. Ankara kömür tevzinin karşısında pilot fabrika kurularak, deneme üretimleri ve yerlileştirme çalışmalarına başlandı.
Dönemin MKEK Genel Müdürü Recai Baturalp yerlileştirmeleri yapılan ekipmanlar için hepimize teşekkür mektubu gönderdi. Fabrikada deneme üretimleri devam ederken incelemeler yapılmak üzere, heyetler halinde Almanya’daki lisansör firmaların üretim tesislerine ziyaretler gerçekleştirdik. Lisansör firmalardan gelen üretim projelerini inceleyerek takım tezgahlarının seçimini ve ihalelerini yaptık.
Fabrika ana inşaatı Polatlı Beylikköprü’de başladı. Ben, 1980 yılında yatırımlar ve fabrika inşaatından sorumlu, Fabrika Müdür Muavinliği görevine getirildim. İki yıl bu pozisyonda başarıyla görev yaptıktan sonra, 1982 yılında MKEK’den ayrıldım. Polatlı’da kurulan fabrika ben ayrıldıktan sonra 7 yıl daha çalıştı ve 1989 yılında kapandı.
Kendi fabrikanızı nasıl kurdunuz?
Yeni başladığım özel sektörde MKE’de aldığım maaşın 3.5 katını alıyordum. Kazandığım parayla biraz birikim yaptım ve iki yıl özel sektör deneyimimin ardından, 1984’te bir torna tezgahı alarak Ankara Büyüksanayi’de Alkan Makina’yı kurdum. İlk yıllar PETKİM’in yurt dışından temin ettiği ve ithalatında sıkıntılar yaşanan yedek parçalarını üreterek iş hayatıma devam ettim. Mevcut imkanlar dahilinde üretiminin gerçekleştirilmesi mümkün olan yedek parçaları garanti vererek imal ettim ve yaptığım çalışmalarla onlarca kalem malzemeyi yerlileştirdim. Uzun yıllar PETKİM ile çalışmalara devam ederek başarılı projelere imza attım ve yeni yatırımlar yaparak üretimimi artırdım.
Büyüksanayi’deki üretim alanı bana yetmiyordu bu nedenle 1989 yılında iş yerimi OSTİM’e taşıdım. Biz işe başladığımızda OSTİM o yıllarda daha tam olarak gelişmemişti. Yollarımız tam değildi, çamurdu, asfalt yoktu, şebeke suyu yoktu ama bizim gerek malzeme temini konusunda gerek ısıl işlem ve kaplama konusunda OSTİM’e gelmemiz gerekiyordu. Büyük sanayide bunlar yoktu. Bir de yan sanayiyi kullanıyorduk, yan sanayi de büyük sanayide çok yaygın değildi, dolayısıyla OSTİM bizim için önemliydi. Biz geldikten sonra inşaatların çoğu bitti, yollar asfaltlandı ve daha düzenli üretim sahaları oluştu. OSTİM’in modernleşmesi için sağ olsun OSTİM başkanı Orhan Aydın çok büyük mücadeleler verdi. Yollar asfaltlandı, şebeke suyu alındı, enerji sorunu da düzelince sanayi bölgesi hızla gelişmeye başladı.
Biz Alkan Makina olarak 1989 yılından bu yana faaliyetlerimizi OSTİM’de sürdürüyoruz. Bizim geldiğimiz yıllarda mühendis sayısı da çok fazla değildi. Benim tahminime göre işletmelerde çalışan yada iş yeri sahibi olan mühendis sayısı yüzde 10-15’ler civarındaydı. Ama şimdi gördüğüm kadarıyla mühendis ve teknik kadro sayısı yüzde 40-50’lere yaklaştı. O yıllardan günümüze OSTİM’de çok büyük değişiklikler oldu. Tabii tüm bu değişiklikler bizim üretim hızımızı, gelişmemizi ve üretim kalitemizi etkileyen unsurlardı. Şimdi OSTİM, Üniversitesiyle, Teknoparklarıyla teknolojinin en yüksek seviyede kullanıldığı örnek bir sanayi bölgesi oldu ve ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, MKEK, NUROL MAKİNE, FNSS, TÜBİTAK-SAGE gibi birçok savunma sanayinin ana tedarikçisi durumuna geldi.
Kuruluş yıllarımıza dönecek olursak o yıllarda devam eden projelerimize ilave olarak 1995 yılında ODTÜ’de görevli öğretim üyeleri ile birlikte medikal alanında kullanılan eforlu koşu bantlarının tasarımını yaparak, mekanik aksamının fason üretimini gerçekleştirdik. 1998’de Türkiye’de yeni yeni kullanımına başlanan CNC tezgah yatırımlarına öncelik vererek, firmamızın üretim kabiliyeti ve kapasite artışını sağladık. MKEK Kapsül Fabrikası’nın talebi üzerine Yük Atma Fişeğinin (Savaş uçaklarında bombayı bıraktıran fişek) yerlileştirilmesi konusunda çalışmalar yaparak Yerli ve Milli Yük Atma Fişeği seri üretimini gerçekleştirdik. Geçmiş yıllarda MKEK’nin pek çok projesine teknik destek verdik ve halen vermeye devam ediyoruz.
Hangi kurumlara iş yapıyorsunuz?
Bugün, kaliteli üretim prensibimizden hiçbir zaman taviz vermeyerek, ROKETSAN, ASELSAN, MKEK ve TÜBİTAK-SAGE’nin önemli projelerinin tedarikçisi haline geldik. Ayrıca ERKUNT TRAKTÖR, HİDROMEK, PETKİM, ÜLKER Bisküvi gibi Türkiye'nin önde gelen kuruluşlarına mekanik parça üretimi yapıyoruz. PETKİM, MKEK Fabrikaları, HİDROMEK ve MİKES'in (Aselsan ile birleşti) yurtdışından ithal ettiği çok sayıda parçaları yerlileştirerek ülkemiz ekonomisine katma değer sağladık. MKEK Fabrikaları, ERKUNT TRAKTÖR ve HİDROMEK için zaman zaman tasarım çalışmaları yapıyoruz. Yerlileştirmesini gerçekleştirdiğimiz çok sayıda parçaların seri üretimlerine devam ediyoruz. Alkan Makina olarak ROKETSAN, MKE, ASELSAN, TAI, TÜBİTAK SAGE gibi kurumlara alt yüklenici olarak çalışıyoruz, yani büyük oranda savunma sanayiye üretim yapıyoruz. Otomotiv sanayisine de iş yapıyoruz. Daha çok savunma sanayi ağırlıklı, yani bizim otomotiv sektörüne ayırdığımız kapasite yüzde 20 ise yüzde 80 kapasitemizi savunma sanayiye kullanıyoruz.
Çalışanlarımızın yarıdan fazlası üniversite mezunu olup fabrikada, üretim hazırlık planlamada makine mühendis ve teknikeri, üretim ve kalite birimleri yönetiminde yetkin ve tecrübeli makine teknik öğretmenleri görev yapıyor.
Kaliteli üretim ve zamanında teslimat her zaman önceliğimiz olmuştur. ALKAN Makina, Ostim Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) üyesi olup aynı zamanda yönetim kurulunda yer alıyoruz.
Sosyal faaliyetler olarak neler yapıyorsunuz?
İş hayatımın yanı sıra bir yandan da sosyal sorumluluk görevleri alıyorum. 1986 yılında Makine Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulunda yöneticilik yaptım.
2007 yılında OSTİM’de “Rekabetçilik ve Kümelenme Analizi” kapsamında yapılan çalışmalara, KÜMELENME kuruluşlarına destek oldum ve OSSA kümelenmesi yönetiminde yer aldım.
ALKAN Makina olarak, Gazi Üniversitesi başta olmak üzere, TOBB ETÜ, Başkent Üniversitesi, ODTÜ, Dumlupınar Üniversite’leri lisans öğrencilerinin bitirme projelerine destek oluyoruz. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tez çalışmalarına katkıda bulunuyoruz. Bir TÜBİTAK projesi kapsamında, Gazi Üniversitesi’nin teknik danışmanlığı ile Dumlupınar Üniversitesi’nde Toz Metal üretme tesisi kurarak devreye aldık. Halen Türk Toz Metalurjisi Derneği üyesi ve danışma kurulu üyesi, Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Danışma Kurulu üyesi, OSTİM OSB Denetim Kurulu üyesi, OSSA Yönetim Kurulu üyesi, Ostim Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi olarak sosyal sorumluluk projelerine katkı vermeye devam ediyorum.
Gençlere, girişimcilere ve sanayicilerimize tavsiyeleriniz nelerdir?
Ülkemizin daha iyi ekonomik koşullara kavuşması ancak üretimle mümkündür. Üretim yapan işletmeler bu nedenle çok önemlidir. Gelecekte şirketlerimizi gençler yöneteceği için gençlerin önünü açmak gerekiyor. Onları geleceğe hazırlarken bilgi, beceri ve tecrübelerimizi gençlere aktarmalıyız. Gençlere mücadele etmeyi, zorluklar karşısında yılmamayı, dürüst olup sözünde durmayı aşılamamız lazım. Kapasitesi ve kabiliyetlerine uygun iş almayı, zamanında yetiştiremeyeceği işleri almamayı, alınan işleri istenen kalitede teslim etmenin önemini özellikle öğretmemiz gerekir. Kaliteli üretim ve zamanında teslimat firmanın sürdürülebilirliği için çok önemlidir. Fiyatların istikrarlı olması, zamanında teslimat ve kaliteli üretim firmanın itibarını arttıran en önemli unsurlardır. Firmaya değer katar, ileri taşır. Çalışanların haklarını zamanında yerine getirmek, çalışan memnuniyetine önem vermek, şirketi tüm çalışanları ile bir aile olarak değerlendirmek önemlidir. Ayrıca çalışanlara zaman zaman farklı teknik eğitimler vererek onların bilgi ve becerilerini geliştirmek firmaların geleceği için gereklidir.