ABD: Dünyanın En Büyük İhracatçı ve İthalatçı Ülkelerinden Biri Türkiye’ye Potansiyel Vaat Ediyor
Dünya ekonomisinin ve siyasetinin yönlendiricisi durumundaki ABD, Türkiye ile olan yakın siyasi ilişkilerine rağmen ticarette alt sıralarda bulunuyor. Türkiye’nin ABD’ye olan ihracatında, hazırlıkları süren ABD-AB trans Atlantik ve ABD’nin pasifik ülkeleriyle yapacağı trans pasifik serbest ticaret anlaşmalarının ardından yeni bir zorlu süreç başlayacak. Ancak Dünyanın en büyük tüketim toplumu olan ABD yine de büyük potansiyeliyle iş ya
Amerika Birleşik Devletleri, siyasi ve kültürel olarak belirleyici olmasının yanında, hala dünyanın en büyük ekonomisi olmasıyla da dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. 2008’de başlayan ve gelişmiş ekonomilerin de finansal krizleri yaşayabileceğini ispatlayan Küresel Krizin “ev sahibi ve başlatıcısı” olmasıyla tarihin bu bölümünde ekonomik olarak farklı bir rolü üstlenen ABD, Avrupa’ya kıyasla daha hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Üstelik gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlamanın ardından, krizin ilk 5 yılında göreli olarak gelişmekte olan ülkelerle arasındaki mesafe kısalsa da, yeni dönemde tekrar farkın korunması olası görünüyor. Her ne kadar, küresel ekonomik faaliyetlerde Çin’in de etkisiyle gelişmekte olan ülkelerin ağırlığı artacak olsa da ABD ortauzun vadede yine baskın ülke olarak kalacak.
ABD’nin, küresel finansal sistemin merkezi olması yanında, dünya siyasetine ve ekonomisine yön veren hemen hemen bütün uluslararası kuruluşlarda karar verici konumda olması önemini artırıyor. Standartları belirleyen ve kuralları koyan bu kuruluşlardaki etkinliğinin yanında, küresel anlamda lider rolü ülkeyi farklılaştırıyor. Bunun yanında, hala 2.3 trilyon dolarlık ithalatıyla dünyanın bütün ülkeleri açısından önemli bir pazar olması da ABD’yi güçlü kılıyor.
ABD, 317 milyon nüfusu, 16 trilyon dolarlık GSYH’si ve 1.5 trilyon dolarlık ihracatıyla küresel ekonominin lideri durumunda. Ülkenin para birimi olan doların, dünya dış ticaretindeki ağırlığı yüzde 60’ların üstünde bulunuyor.
Küresel krizin ardından
ABD’de 2008 yılı sonunda kamu konut finansmanı sisteminin çökmesi ve ardından hileli banka bilançoları nedeniyle finansal piyasalarda başlayan kriz, önce Avrupa finans çevrelerini ve ardından da reel sektörü etkiledi. Kriz döneminde gelişmiş ülkeler krizden çıkış formülü olarak olağanüstü miktarlarda finansal yardımlar ve genişlemeci politikalarla hem reel, hem de fi nans sektörünü ayakta tuttu. Bu dönemde gelişmekte olan ülkeler de bu imkanlardan yararlanarak büyüdüler ve dünya ekonomik büyümesi başta Çin olmak üzere gelişmiş ekonomiler tarafından sağlandı. Ancak, ABD’nin ana yürütücüsü olduğu bu ekonomik toparlanma formülünde çıkış için 2013’ün bahar aylarında yine ABD Merkez Bankası tarafından ortaya konulan formülle, gelişmekte olan ekonomiler için bahar ayları sona erdi. Gelişmiş ülkelerde talebin artmasıyla gelişmekte olan ülkelerin bu ülkelere yönelik üretimlerinin de etkisiyle yeni dengeye doğru gidiş olacağı ancak bunun birkaç yıl alacağı tahmin ediliyor.
ABD ekonomisinin görünümü ise Ekonomi Bakanlığı tarafından derlenen verilere göre büyüme trendine girmiş durumda. Dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD bunun yanında, en fazla doğrudan yatırım çeken ülkes olma özelliğini de koruyor. Küresel krizin ardından yeniden büyüme trendiyle birlikte, işsizlik oranı 2011’deki yüzde 8,9 seviyesinden, 2012’de yüzde 8,1’e, 2013 yılında ise yüzde 7,4’e geriledi. Endüstriyel üretim 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,6, 2013 yılında yüzde 2,6 oranında arttı. Yapılan son tahminler, 2014-2017arasında ortalama yüzde 3,4 büyüme gösterdi. Tüketici güveninin yükselmesine rağmen dalgalı olmasının, otomotiv satışlarındaki istikrarsızlığın gelecek dönemde ABD’nin büyümesi üzerindeki riskler olduğu kaydediliyor. ABD’nin ekonomiyi canlandırmak için aldığı idari önlemlerin, iş yapabilme kolaylığı sıralamasında ülkeyi 8. sıraya getirmesinin de önemli bir faktör olduğu vurgulanıyor. ABD’nin gelecek dönemde de beyin göçü almaya devam edeceği vurgulanıyor.
ABD’nin, yüksek alım gücüyle desteklenmiş tüketime dayalı bir toplum olması bütün üreticiler için ülkeyi cazip konuma getiriyor. Yüksek ithalatıyla da dünya ekonomisine yön verme gücü bulunuyor.
ABD dış ticareti ve ithalatı
ABD, 2,3 trilyon dolar ithalatı ile Dünyanın en büyük mal ithalatçısı ve 1,5 trilyon dolar ile de Çin’den sonra ikinci büyük mal ihracatçısı konumunu koruyor. Mal ve hizmetler dikkate alındığında ise Dünyanın dış ticaret lideri ABD olarak görülüyor. Ülke, hizmet ihracatında genelde dış ticaret fazlası veriyor. Ülke, kesin verilerin açıklandığı 2012 yılı mal ticaretinde, mal ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 4,5 artarak 1,5 trilyon dolar ve mal ithalatı yüzde 3,2 artarak 2,3 trilyon Dolara yükseldi. Hizmet ticaretinde ise 2012 yılında dış ticaret fazlası, 198,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
ABD’nin 2012 yılı kesin verilerine göre ithalatında öne çıkan sektörler arasında; mineral yakıtlar, makine, elektrikli cihazlar, otomotiv, tıbbi cihazlar, değerli taşlar ve mücevherat, ilaç ve organik kimyasallar yer alıyor. ABD ile Türkiye arasında ABD lehine ciddi bir dış ticaret fazlası bulunuyor. Türkiye, ABD’nin dış ticaret hacmi açısından 26. büyük pazarı durumunda bulunuyor. ABD’nin başlıca ticaret partnerleri, Kanada, Kanada (616 milyar dolar), Çin (536 milyar dolar), Meksika (494 milyar dolar), Japonya (216 milyar dolar) ve Almanya (157 milyar dolar) olarak sıralanıyor. ABD dış ticaretinde önem arz eden diğer ülkeler arasında ise İngiltere, Güney Kore, Brezilya, Suudi Arabistan ve Fransa olarak görülüyor.
Türkiye ile Ticaret
ABD, Ekonomi Bakanlığı tarafından 2014-2015 döneminde Hedef Ülkelerinden birisi olarak ilan edildi. İki ülke arasında dış ticaret açığı 2013 yılı sonu itibariyle 7 milyar dolar olarak gerçekleşti. ABD, Türkiye’nin 7. büyük ihracat pazarı durumunda bulunuyor. Türkiye’nin ABD’ye ihracatı, 2011 ve 2012 yıllarında sırasıyla yüzde 21,8 ve yüzde 22,3 oranında artış gösterirken, bu artış hızı 2013 yılında düşerek yüzde 0,3 ile hemen hemen aynı kaldı. Diğer yandan, 2013 yılında ithalatta yüzde 11 düşüş gerçekleşti. Türkiye, 2013 sonu itibariyle ABD’nin ihracatında 27. ülke konumunda olmasına karşılık, ithalatında 41. sırada yer buldu.
Türkiye’den ABD’ye en fazla ihracı yapılan ürün grupları sırasıyla, otomotiv ve demirçelik ürünleri, tekstil ve hazır giyim, tarım ve gıda, makine, ve hava taşıtlarından oluştu.
Türkiye’nin ihracat potansiyeli olan ürünleri
Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarda, Türkiye’nin ABD’ye satabileceği ürünler arasında plastik bulunmuyor. Buna karşılık, plastik sektöründen ürün kullanan bazı sektörlerin ihracat potansiyeli olduğu hesaplandı. ABD’de rekabetin çok yüksek olduğunu vurgulayan Ekonomi Bakanlığı, eyaletlere göre değişen ekonomik koşulların en önemli unsurlardan biri olduğunu vurguladı. Bu nedenle ihracatçılara eyalet bazlı bir strateji kurmalarını öneren Ekonomi Bakanlığı, buna ek olarak her bir eyalet için farklı sektör bazlı yaklaşımı tavsiye etti.
Bu kapsamda hedef eyaletler olarak New York, California, Texas, Georgia, İllinois ve Florida’nın öncelikli olması bilgisi de çalışmalarda yer aldı.
ABD’ye ihracatta öne çıkan sektörler ise gıda, kimyasal ürünler, deri ve mamülleri, tekstil ve hazır giyim, toprak ürünleri, kuyumculuk ürünleri, demir-çelik, demir dışı metaller, makine ve elektrik-elektronik, otomotiv ve mobilyalar olarak belirlendi.
İş insanlarına tavsiyeler
Ekonomi Bakanlığı çalışmalarında, Amerikalı iş insanlarının birey odaklı, inisiyatif alan ve başarıya önem veren bir kültürde olduğuna işaret edildi. Bu nedenle, çoğunlukla iş yaptıkları insanların kültürlerine fazlaca dikkat etmedikleri ve genellikle açık sözlü davrandıklarını vurgulandı. Ülkede kurallara uyma ve iş ahlakının kuvvetli olduğu, iş dünyasında davaların yoğun olması nedeniyle uzmanlaşmış avukatların bulunduğu bilgisine yer verildi.
ABD iş kültüründe karmaşık görüşmeleri safhalara bölme eğiliminde bulundukları kaydedildi. ABD’nin eyaletler arasında değişen kurallar ve yasalarının bulunması ve bunların çok katı biçimde uygulanıyor olması uzman yardımı alınmasının zorunlu kıldığı belirtilen çalışmalarda,Türkiye açısından iş yapmaya başlamadan önce çalışma imkanını sağlayacak şirket kuruluşları, işbirlikleri ve katı vize koşullarının iş insanlarınca yerine getirilmesinin ve bilinmesinin önemli olduğu kaydedildi.
ABD plastikte tüketim şampiyonu
ABD, plastik endüstrisinin gelişmesinde önemli rol oynayan ülkelerin başında geliyor. Kauçukla başlayan süreçte, polimere yönelik bilimsel gelişmelerin hemen hemen tamamı ABD’de yaşandı. Kişi başına tüketimin 140 kg dolayında bulunduğu ülkede, bu seviye dünyanın en büyük tüketimi anlamına geliyor. ABD, gelecekte en önemli ürün grubu olarak görülen kompozit teknolojilerde de şu anda başı çekiyor.
ABD, Kanada’yla birlikte Dünya’daki plastik tüketiminin yüzde 24’ünü gerçekleştiriyor. ABD’nin bu alandaki bilgi birikimi dolayısıyla yüksek teknolojili üretimler yapabilmesi yanında, etilen polimerlerin ülkenin en fazla ihraç ettiği ürünler arasında yer alması da dikkat çekici.
2013 yılı içinde küresel ölçekte yapılan tahminlere göre, ABD’nin plastik sektöründeki ağırlığı kaya gazı teknolojilerinden etkilenecek. Ülkede kaya gazı üretiminin yaygınlaşmasının çok büyük miktarlarda petrol ithal ederek hammadde üreten ülkenin plastik sektörüne ucuz girdi sağlama imkanı yaratacağı, maliyetlerin düşmesiyle de daha rekabetçi olabilecekleri vurgulandı.
ABD plastik analizi
PAGDER tarafından yapılan plastik analizlerine göre ülkenin toplam ihracatı içinde plastik mamullerin payı yüzde 2 ağırlığa sahip. Plastik hammadde ihracatı ise toplam ihracatın yüzde 2,7’sini oluşturuyor. Plastik işleme makineleri de yüzde 0.1 ağırlıkla önemli yer tutuyor. Ülkenin ihracatının 1.7 trilyon dolar olduğu düşünüldüğünde bu payların önemi ortaya çıkıyor.
Diğer yandan ülke ciddi biçimde plastik ithalatçısı durumunda.
2010 yılı verilerine göre ülkenin plastik mamul ithalatı 25.9 milyar dolar düzeyinde. Plastik hammadde ithalatı ise 11.2 milyar dolar düzeyinde. ABD 1.6 milyar dolarlık plastik işleme makinesi de ithal ediyor. 2006-2011 dönemine bakıldığında ülkenin plastik mamul ithalatı ortalama yüzde 2 artarken hammadde ve makine ithalatı geriledi. Buna karşılık aynı dönemde plastik mamul ihracatı yüzde 4, hammadde ihracatı yüzde 8,1, makine ihracatı ise yüzde 0,2 oranında büyüdü.
Türkiye - ABD plastik ticareti verileri
Türkiye’nin ABD’ye yaptığı toplam ihracattan plastik mamullerin aldığı pay yüzde 1,3 oranında pay aldı. Hammadde yüzde 0,1 pay alırken, makine ihracatının ise ağırlığı bulunmuyor. Buna karşılık, Türkiye’den ABD’ye plastik mamul ihracatı 2006-2011 döneminde ortalama yüzde 8,8 oranında büyüdü. Hammadde ihracatı artışı da yüzde 22,5 oranında arttı.
ABD plastik mamul pazarında en etkin ülke Çin olarak kayıtlara geçti. Ülkeye ithal edilen plastik mamullerin yüzde 34,2’si Çin’den, yüzde 21.3ü Kanada’dan ve yüzde 9.7’si Meksika’dan geldi. Bu ülkeleri yüzde 1,1 ile 4,5 arasında pay alan sırasıyla Almanya Tayvan, Japonya, Güney Kore, İngiltere, İsrail ve Tayland izledi.
ABD en fazla plastikten diğer eşya, plastikten sofra ve mutfak eşyası, etilen polimerlerinden torbalar ve çantalar, giyim eşyası ve giyim eşyası aksesuarları, plastikten eşya taşıma ambalajlama malzemesi ve benzeri eşya, etilen polimerlerden levha, pelikül, lamlar, plastikten kutular, kasalar, sandıklar vb, kauçuk/ plastik maddeler için enjeksiyon/basınçlı döküm kalıpları ve plastikten diğer ev eşyası, tuvalet eşyası ürünlerini ithal etti.
Buna karşılık, son dönemde ithalatı en fazla artan ürünler, diğer selülozun türevlerinden levha yaprak film folyo ve şeritler, tüpler borular hortumlar takviyesiz bağlantı elemanları, rejenere selülozdan levha yaprak film folyo ve şerit, poliüretanlarda gözenekli levha, yaprak pelikül lamlar, plastikten sofra ve mutfak eşyası, diğer poliesterden levha yaprak film folyo ve şeritler, yer duvar tavan kaplamaları vinil klorür polimerlerinden, plastikten damacana şişe matara vb. polietilen tetrefl attan levha yaprak, film, tüpler borular hormtumlar (sert) propilen polimerlerinden ürünlerinde oldu.
Yapılan analizde, Türkiye’nin plastik konusunda ABD’de rekabetçi olabileceği ürünler belirlendi. Bu ürünleri belirlemek üzere, 4 ayrı filtre kullanarak, ülkede ithalatı azalan, başka ülkelerin hakim olduğu, göreli olarak pazarı küçük olan ve rekabete açık pazarı küçük olan ürünler elendi. Böylece Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabileceği ürünler belirlendi.
Haberin Kaynağı : PLASFED
27.06.2014