ABB Traction, Raylı Sistem Tahrik Konverterleri Çözümleri Sunuyor
ABB Traction, Yüksek Teknoloji E-Mobility ve Raylı Sistem Tahrik Konverterleri, Enerji Depolama Sistemleri ve Elektrikli Araç Şarj Çözümleri Sunuyor
ABB Traction, Yüksek Teknoloji E-Mobility ve Raylı Sistem Tahrik Konverterleri, Enerji Depolama Sistemleri ve Elektrikli Araç Şarj Çözümleri Sunuyor
ABB Traction Lokal Divizyon Müdürü Saim Baran, “elektrikli otobüs/trolleybüs, off-highway ağır araçlar, iş makineleri ve marin gibi araç tipleri için Traction Konvertör, Traction Motor, Auxilary Konvertör, ESS (Enerji Depolama Sistemi), TCMS yazılım çözümlerimiz ile sistem ya da ekipman seviyesinde müşterilerimize destek oluyoruz” dedi.
RailwayTurkey: ABB Traction Bölümü olarak ne tür işler, ne tür ürün ve çözümler sunduğunuz hakkında bizi aydınlatır mısınız?
Saim Baran: Türkiye’de, 2012 yılından itibaren demiryolu araçları (tramvay, metro, lokomotif, hızlı tren) için tahrik sistemi alanında faaliyet gösteren bölümümüz, 2019 yılından itibaren de elektrikli mobilite araçları (elektrikli otobüs/trolleybüs, off-highway ağır araçlar, iş makineleri ve marin) için araç içi tahrik sistemlerini de bünyesine katarak faaliyet alanlarını genişletti. ABB Traction bölümü olarak yukarıda belirtilen araç tiplerinde kullanılan, Traction Konvertör, Traction Motor, Auxilary Konvertör, ESS (Enerji Depolama Sistemi), TCMS yazılım çözümlerimiz ile sistem ya da ekipman seviyesinde müşterilerimize destek oluyoruz. Şu ana kadar Kocaeli, Samsun, İstanbul, Şanlıurfa, Gaziantep, Kırıkkale, Romanya’da gerçekleştirdiğimiz projeler ile şirketimizin belirlediği hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz.
RailwayTurkey: Son yıllarda endüstride hakim olan en önemli trendlerden biri çevre dostu olmak ve dolayısıyla sürdürülebilirlik. Çevre dostu ne tür çözümler sunuyorsunuz bize bahsedebilir misiniz?
Saim Baran: Şirketimiz 2030 yılı sürdürülebilirlik stratejisinin de temel parçalarından biri olan sıfır emisyon hedefi ile Paris İklim Anlaşmasına uygunluk gösterirken, Türkiye gibi birçok ülkeye çevre dostu çok sayıda proje ile destek olmaktadır. Bu bağlamda özellikle raylı sistem ve elektrikli mobilite uygulamalarında ESS (enerji depolama sistemleri) kullanılarak hem ülkemizde hem de Dünya genelinde birçok çevre dostu projelere imza atmanın sevincini yaşıyoruz. Şehir içi raylı sistem uygulamalarında kullanılan ESS ürünlerimiz sayesinde trafo merkezlerinden çekilen gücü azaltarak enerji verimliliğini artırırken, elektrikli mobilite çözümlerimizle fosil yakıt tüketimini ve karbon emisyonunu sıfıra indirgemiş oluyoruz.
RailwayTurkey: ABB Türkiye Traction ekibi olarak son dönemde Raylı Sistem özelinde ülkemizde ve yurt dışında hayata geçirdiğiniz projelerden bahseder misiniz?
Saim Baran: Körfez Ulaştırma tarafından satın alınan ve TCDD’nin ana hatlarında işletilen Stadler firmasının ürettiği EuroDual yük lokomotiflerinin bütün elektrik sistemleri ABB tarafından tedarik edilmiştir ve ihtiyaç halinde lokal ekibimiz gerekli teknik desteği vermektedir.
Gebze-Darıca metro projesinin Bozankaya firması tarafından üretimi devam eden metro araçlarının tüm elektrik sistemleri (Traction Konvertör, auxilary Konvertör, Traction Motor) ve TCMS yazılımı ABB tarafından tedarik edilmekte olup, aracın devreye alma süreci devam etmektedir.
Bozankaya tarafından Romanya’nın Timisoara ve Iasi kentlerine sevkiyatı devam eden toplam 56 tramvay aracının Traction Konvertör ve TCMS yazılımları ABB tarafından tedarik edilmekte olup araçlar ticari işletmeye başlamıştır.
İstanbul’da Eminönü-Alibeyköy hattında hali hazırda işletmesi yapılan ve Durmazlar tarafından üretilen ve sevkiyatı yapılan 30 adet tramvay aracının tüm elektrik sistemleri (Traction Konvertör, Traction Motor) ABB tarafından tedarik edilmiştir ve araçlar ticari işletmeye başlamıştır.
RailwayTurkey: ABB Türkiye Traction ekibi olarak E-mobilite özelinde ülkemizde ve yurt dışında hayata geçirdiğiniz projelerden bahseder misiniz?
Saim Baran: Bu konuda Dünya’da da ilk kez gerçekleşecek en önemli projemiz Nuh Çimento kaya kamyonu elektrifikasyon dönüşüm projesidir. Nuh Çimento maden sahası içerisinde operasyonda bulunan kamyonların elektrikli hale getirilerek, sıfır emisyonla çalışması hedeflenmektedir. Operasyon ömrünün sonunda olan saatte ortalama 45 lt tüketen dizel kaya kamyonlarına tekrar kullanım alanı sağlanarak ciddi bir karbon emisyonunu ortadan kaldırmış ve çevreyi korumuş olacağız. Projede kullanılan Traction Motor, Traction Konvertör, ESS (enerji depolama sistemi) ve sistem mühendisliği ABB Türkiye ve ABB İsviçre gruplarının liderliğinde araçların yapısına uygun olarak geliştirilmiştir ve proje halen devam etmektedir.
Ülkemizde ilk kez Şanlıurfa’da yapmış olduğumuz ve halihazırda ticari işletmeye başlayan üzerinde ESS (enerji depolama sistemi) bulunan troleybüs projesi ile toplu taşıma sistemlerindeki emisyon miktarını sıfıra düşürmekteyiz. Özellikle Traction Konvertör ve sabit mıknatıslı Motor çözümlerimizin yüksek elektrik verimliliği ve modüler yapıları sayesinde çok daha düşük enerji ile daha fazla yolcu taşıyarak verimli bir işletme yapılmasına olanak sağlıyoruz. Elektrikli Motorların en büyük avantajı olan rejeneratif enerji kullanılması ile yani frenleme esnasında ESS şarj edilerek, katener ile sürüldüğünde ise frenleme esnasında oluşan fazla gerilimi, hatta geri basarak büyük bir enerji verimliliği sağlanmaktadır.
RailwayTurkey: Ülkemizde hayata geçirdiğiniz projeler eşliğinde emisyon salınımı özelinde takribi ne tür faydalar ve çözümler sağladınız?
Saim Baran: Nuh Çimento projesi özelinde bakıldığında, aracın yenilenebilir enerji kaynağı ile şarj edildiği var sayılır ise fosil yakıt tüketimini sıfıra indirerek sıfır emisyon hedefini sağlamış oluyoruz. Özellikle dizel yakıt tüketimini ortadan kaldırarak işletmenin en önemli operasyon giderini ve süreç içerisinde ağır bakım maliyetlerini de önemli ölçüde azaltmaktayız.
Şanlıurfa Troleybüs projesi özelinde bakıldığında ise toplu taşımada ortalama olarak bakılan yolcu sayısı başına düşen emisyon miktarını sıfıra indirerek çok büyük bir hedefe ulaşmış oluyoruz. Bu projede kullanılan kompakt sistem sayesinde çok dar sokaklarda bile hareket edebilme özelliğiyle, her senaryoya uygun bir araç tasarım örneği sağlamış olmamız, ileride kendi araçlarını elektrikli hale getirmek isteyen müşterilerimiz için bir ilham kaynağı olacaktır. Dünya’da İsviçre, Avustralya, Hollanda, Avusturya ve Fransa’da benzer çözümler kullanılmaktadır. Ayrıca İstanbul Metrobüs hattı için de hem çevre bakımından (emisyon tüketimi, yolcu konforu) hem de işletme giderleri bakımından çok ideal bir çözüm olduğunu vurgulayabilirim.
RailwayTurkey: Potansiyel e-mobilite kullanıcılarına yönelik nasıl ipuçları vermeyi faydalı görürsünüz?
Saim Baran: Sürdürülebilirlik ve karbon ayak izini azaltmak adına e-mobility dönüşümünü kaçınılmaz yakın geleceğimiz olarak görmekteyiz ve ABB olarak bütün süreçlerimizi buna göre tasarlıyoruz. Ülkelerin izlediği politika ve ortaya konulan anlaşmalar sonucunda gerçekleşeceğini düşündüğümüz çok büyük bir elektrifikasyon hamlesi bizi beklemektedir. Burada asıl amaç geleceği büyük oranda korumak olsa da fayda maliyet yönünden de çok büyük avantajlar yaratılabilmektedir. Dizel yakıt, elektrik enerjisine göre çok daha pahalı bir yakıt türüdür. Ortaya çıkarılabilecek olan elektrifikasyon projeleri, proje boyutuna göre diğer projelere kıyasla çok daha kısa sürede kendi üretim maliyetini çıkaran projelerdir. Kullanım ömrünü tamamlayan ve çevreye zarar verecek tonlarca atık olmaya hazırlanan araçların dönüştürülmesine destek olan projelerimiz ile sıfır emisyon hedefi çerçevesinde hareket etmeye ABB olarak her zaman hazırız.
RailwayTurkey: ABB Traction bölümü olarak gelecek 5 yıllık planlarınızdan, potansiyel proje ve hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Saim Baran: Global ölçekte ABB, şirket hedeflerine paralel olarak dekarbonizasyon projelerini merkezde tutmaya ve Ar-Ge çalışmalarını da bu alanda ilerletmeye devam edecektir. Bu bağlamda yeni nesil ESS, mobil sürücü ve sabit mıknatıslı motor çözümlerimizi 2024 yılında projelerimizde kullanılmaya başlayacağız.
ABB Türkiye olarak, demiryolu ve e-mobilite projelerimize artan müşteri portföyümüz ile devam ederek Paris iklim anlaşmasının da tarafı olan ülkemize karbon ayak izimizi düşürecek projelerle de destek olmaya devam etmek istiyoruz. Ayrıca devletimizin belirlediği yerlileşme hedefleri doğrultusunda yeni nesil ESS ve belirli segmentlerde kullanılan Traction konvertörlerini Türkiye’de üretme hedefimiz bulunmaktadır.