Dr. Taner Sarısoy
Soru ve Cevaplarla 7440 Sayılı Yapılandırma, Matrah ve Vergi Artırımı, Kasa Affı Kanunu
7440 sayılı Kanun düzenlemesi ile mükelleflere bazı imkanlar getirilmiştir. Yazımızın konusunu bahse konu Kanun ile getirilen vergi alanındaki bu imkanlar teşkil etmekle birlikte Kanun’da sosyal güvenlik prim borçları, belediye ve il özel idarelerine olan borçlar, trafik cezaları, idari para cezaları gibi kamuya olan diğer borçlar bakımından da bazı imkanların yer aldığının bilinmesi gerekir.
Bu Kanun ile mükelleflere; vergi borçlarının yapılandırılması, vergi uyuşmazlıklarının ortadan kaldırılması, matrah ve vergi artırımında bulunularak inceleme ve tarhiyatlara maruz kalmama ve herhangi bir cezaya muhatap olmadan işletme kayıtlarını düzeltme imkanı getirilmiştir.
Kanun’da yer alan düzenlemelerden gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir stopaj vergisi, kurum stopaj vergisi ve KDV mükellefleri yararlanabileceklerdir. Ayrıca gelir veya kazanç elde ettikleri halde hiç beyanname vermemiş olanlar veya gelir unsurunu yanlış değerlendirdiğini düşünenler, örneğin birden fazla gayrimenkul satışı yapmış olup bunu değer artış kazancı olarak beyan edenler ticari kazanç üzerinden veya hiç beyan edilmemiş başka gelirleri varsa o gelir yönünden matrah artımı ve vergi artırımı yaparak riski ortadan kaldırabilirler. Dolayısıyla tüm mükellefler (potansiyel mükellefler dahil) 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları için riskli gördükleri yıllar ve vergi türleri itibarıyla matrah ve vergi artırımında bulunarak kendilerini güvence altına alabilirler. Ancak 2022 yılı için matrah ve vergi artırımında bulunulabilmesi için bu yıla ilişkin beyannamelerin verilmiş olması şartı vardır. Diğer yıllar için böyle bir şart yoktur.
Mükellefler, örneğin sahte belgenin çokça kullanıldığı sektörlerde yer alıyorlarsa risk sahte belgeye dayalı olarak KDV incelemesine tabi olmaya yönelik olduğu için sadece KDV’den vergi artırımında bulunabilirler. Böylece doğru risk analizi yaparak doğru vergi türünde artırım yapılmış olacaktır. Yine yıllara sari inşaat işi ile uğraşan mükelleflerin inşaatın bittiği yıllar için matrah ve vergi artırımında bulunmaları mümkündür. Bu mükelleflerde hak ediş üzerinden tahsilat yapıldığından kurumlar vergisi matrahı açısından genellikle fark çıkmaz. Matrah farkı dairelerin satışından kaynaklı (eksik fatura düzenleme nedeniyle) ortaya çıkabilir. Bu nedenle daire satışının olmadığı yıllar için sadece KDV’den artırımda bulunmak yeterli olabilir. Tabi en iyi analizi yapacak olan mükellefin kendisi olup hangi yılda ne tür bir risk olduğunu kendisi daha iyi bileceğinden ona göre matrah ve vergi artırımında bulunması bu Kanun ile mükelleflere tanınmış önemli haklardan biridir. Ancak, kaçakçılık fiillerinin söz konusu olduğu durumlarda matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması VUK’un 367.maddesi kapsamında inceleme yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Bu tür tespitler yapılması halinde matrah ve vergi artırımı yapılmışsa vergi tarhiyatı yapılamayacak ve ceza da kesilemeyecektir. Ancak Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecektir.
Şimdi soru-cevap şeklinde 7440 sayılı Kanun ile mükelleflere getirilen vergi borçları, vergi uyuşmazlıkları, matrah ve vergi artımı ile işletme kayıtlarının gerçek durumu yansıtması bakımından düzeltilmesine dair getirilen imkanlara bir göz atalım.
Soru 1: 7440 sayılı Kanun ne zaman yürürlüğe girdi ve ne zamana kadar başvuru yapılması gerekiyor?
Cevap 1: 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 12/3/2023 tarihli ve 3230 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun hükümlerinden yararlanabilmek için 31 Mayıs 2023 tarihine kadar başvuru yapılması gerekiyor.
Soru 2: Başvurular nasıl yapılacak?
Cevap 2: Başvurular şu şekilde yapılacaktır:
Vergi dairelerine olan borçları için başvurularını Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi ya da e-devlet üzerinden yapabilecekleri gibi matbu olarak hazırlanmış başvuru dilekçeleri doldurulup imzalanmak suretiyle bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan başvuru veya posta yoluyla (iade taahhütlü posta olmalıdır, kargo ile gönderilmesi halinde başvuru geçersiz sayılır) ya da diğer vergi daireleri aracılığıyla da yapılabilecektir.
Mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler kanunlarda yer alan “sorumluluk” düzenlemeleri nedeniyle amme borçlusu sayılan kişiler, sorumlu oldukları tutarlar dikkate alınarak ilgili vergi dairesine yazılı başvuru yapmak suretiyle borçlarını yapılandırabileceklerdir.
12/3/2023 tarihi itibarıyla yargı kararıyla kesinleştiği halde vergi/ceza ihbarnamesinin mükellefe tebliğ edilmemiş olması nedeniyle ödeme süresi oluşmamış borçlar (31/12/2022 öncesi döneme ait) maddeden yararlanmak için başvuru dilekçesinde bu husususun belirtilmiş olması şartıyla yapılandırılabilecektir.
Yurt dışında bulunan mükelleflerin faks yoluyla Kanun hükümlerinden yararlanmaları mümkündür. Bu durumda ödeme tabloları -istemeleri halinde- kendilerine faks yoluyla gönderilecektir.
Ancak, bu mükelleflerin Kanun hükümlerinden yararlandıkları borçları ile ilgili davaların bulunması durumunda başvuru dilekçeleri haricinde bu davalarından vazgeçtiklerine dair dilekçeyi de yazılı olarak göndermeleri gerekmektedir.
Soru 3: Bu Kanun kapsamında yapılandırılan borçların ödeme süresi ve şekli nedir?
Cevap 3: Bu Kanun’a göre yapılandırılan borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi mümkündür. Yapılandırılan vergi ve diğer amme borçlarının peşin olarak veya taksitle ödeme tercih edilmişse ilk taksitini 3/7/2023 tarihine kadar diğer taksitlerini ise bu tarihi takip eden aylık dönemler halinde azami 48 eşit taksitte ödenmeleri şarttır. Ödemeler 12, 18, 24 veya 48 taksitte yapılabilir.
Hesaplanan yapılandırma tutarının tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi halinde mükelleflere şu imkanlar sunulmuştur:
i) Katsayı uygulanmaz,
ii) Yİ-ÜFE tutarının %90’ı silinir.
iii) Sadece fer’i borçlar varsa %50’si indirilir.
Diğer taraftan peşin ödeme seçeneği tercih edilmesine rağmen ilk taksit ödeme süresi içinde ödemenin yapılmaması halinde Kanun’un 9.maddesinde yer alan düzenleme çerçevesinde ilk taksit ödeme süresini izleyen ayın sonuna kadar hesaplanan tutarın tamamının geç ödeme zammıyla birlikte ödenmesi şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Ancak bu durumda sadece katsayı uygulanmayacak olup tutarın indirimsiz olarak ödenmesi gerekmektedir.
Hesaplanan yapılandırma tutarının taksitle ödemeyi tercih edilmesi durumunda taksit sayısına göre uygulanacak katsayılar belirlenmiştir. Buna göre yapılandırma düzenlemesi çerçevesinde toplam borç tutarına Yİ-ÜFE tutarının eklenmesi ile bulunan toplam tutar,
i) 12 eşit taksit için 1,09
ii) 18 eşit taksit için 1,135
iii) 24 eşit taksit için 1,18
iv) 36 eşit taksit için 1,27
v) 48 eşit taksit için 1,36
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır.
Soru 4: Yapılandırılan borçların ödemelerinin aksatılması durumunda yapılandırma bozulur mu?
Cevap 4: Birinci ve ikinci taksitlerin süresinde ve tam olarak ödenmiş olması şartıyla takvim yılında üçten fazla taksitin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde yapılandırma ihlal edilmiş olmaktadır. Dolayısıyla ilk iki taksitin mutlaka tam olarak süresinde ödenmesi şarttır. İlk iki taksit süresinde ve tam olarak ödenmezse yapılandırma ihlal edilmiş olacaktır. Ayrıca bir takvim yılında üç taksit ödenmemişse bu ödenmemiş taksitler son taksit tarihini takip eden ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde yapılandırma ihlal edilmemiş olacaktır. Ancak bir takvim yılında dört ve daha fazla taksitin ödenmemesi halinde yapılandırma ihlal edilmiş olacaktır.
Soru 5: 7440 sayılı Kanun kapsamında ödenecek tutarlar nereye ve nasıl ödenecektir?
Cevap 5: Vergi dairelerine, anlaşmalı bankalara, PTT şubelerine ödenebileceği gibi banka kartı veya kredi kartı kullanılmak suretiyle de ödeme yapılabilecektir.
Soru 6: Mahsuben ödeme yapmak mümkün mü?
Cevap 6: Mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri (YMM raporu, inceleme raporu vb.) tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri durumunda mahsuben ödeme kabul edilmektedir.
Soru 7: Yapılandırma yapılması halinde borcu yoktur yazısı alınabilecek mi?
Cevap 7: 7440 sayılı Kanun kapsamında borçları yapılandırılan borçlular tarafından, borç durumunu gösterir belge istenilmesi halinde, yapılandırılan borcun en az %10’unun ödenmiş olması şartıyla, Kanun hükümleri ihlal edilmediği sürece bu borçlar belgede gösterilmeyecektir. Dolayısıyla eğer borçların tamamı yapılandırılmışsa borcu yoktur yazısı alınabilecektir.
Soru 8: Yapılandırılan borçların vergi ve vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük cezalarından oluşması durumunda ne kadarlık bir borç azalması olacaktır?
Cevap 8: Ödenmemiş vergi borçlarının tamamı ödenmekte ve bu ödenmeyen vergilere daha yüksek olan gecikme faizi ve zammı yerine Yİ-ÜFE oranı uygulanmak suretiyle eskale edilmektedir. Bu toplam tutara da yukarıda belirttiğimiz gibi peşin ödenmesi durumuna göre Yİ-ÜFE tutarında %90 indirim yapılmaktadır. Vergi aslına bağlı olarak kesilmiş vergi ziyaı cezalarının ise tamamının tahsilinden vazgeçilmektedir.
Amme borcu iştirak fiili nedeniyle kesilmiş vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezalarından oluşmakta ise bu ceza tutarlarının %50’si, Yİ-ÜFE oranı uygulanmak suretiyle (usulsüzlük cezaları için hesaplanmaz) bulunacak toplam tutarı yapılandıracaktır. Yapılandırılan iştirak fiili nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezası olması durumunda bu toplam tutarın yukarıda belirttiğimiz gibi peşin ödenmesi durumuna göre Yİ-ÜFE tutarında %90 indirim yapılmaktadır. Kesilen cezalar usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ise bu durumda bu cezaların %50’si ödenecektir.
Soru 9: Mükellef ile vergi dairesi arasındaki vergi uyuşmazlıkları nedeniyle açılmış davalar olması durumunda bu Kanun mükelleflere ne gibi imkanlar sunmaktadır?
Cevap 9: 12/3/2023 tarihi itibarıyla vergi tarhiyatları için dava açılmışsa veya henüz dava açma süresi geçmemişse vergilerin yüzde %50’si ile bu tutara uygulanacak Yİ-ÜFE oranı esas alınarak bulunacak tutarın yukarıda değindiğimiz şekilde ödenmesi durumunda kalan tutarın ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir. İlk derece mahkemesinde dava konusu yapılan usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezası ise bu durumda olan cezaların %25’inin Kanun’da belirtilen süre ve şekilde ödenmesi durumunda bu cezaların %75’inin tahsilinden vazgeçilecektir.
İstinaf, temyiz veya karar düzeltme aşamasında olan davalar bakımından da Kanun hükümleri ile uyuşmazlıkların kaldırılması için buradaki vergi asıllarında ve vergi cezalarında da davaların durumuna göre önemli indirimler yapılmaktadır. Bu şekilde mükellef ile vergi dairesi arasındaki vergi uyuşmazlıklarının sonlandırılması amaçlanmaktadır.
Soru 10: Mükelleflerin inceleme veya tarhiyat safhasında bulunan işlemleri açısından Kanun ne gibi imkanlar sunmaktadır?
Cevap 10: 12/3/2023 tarihinden önce başlanıldığı halde tamamlanmamış olan vergi incelemeleri,
Mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunmaz ise takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecektir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara uygulanacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda (usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ve iştirak nedeniyle tek kat kesilen vergi ziyaı cezası) cezanın %25’inin ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler halinde 12 eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu imkandan yararlanmaları mümkündür.
Mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunursa bu Kanun’un yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilecektir. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri (iade incelemeleri, sonraki döneme devreden KDV incelemeleri hariç) ve takdir işlemlerinin, 12/3/2023 tarihinden itibaren 7 iş günü içinde sonuçlandırılmış olması gerekiyordu. Dolayısıyla bu tarihe kadar bitirilmemişse incelemelere devam edilmeyecektir. 21/3/2023 tarihinden sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlar ve kararlar üzerine tarhiyat yapılamayacaktır. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için mükellefin de 31 Mayıs 2023 tarihine kadar matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları gerekiyor. Eğer söz konusu inceleme ve takdir işlemleri 21 Mart 2023 tarihine kadar sonuçlandırılırsa ve mükellef inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise inceleme ve takdir sonucunda bulunan matrah farkı ile mükellefin artırımda bulunduğu matrah tutarı karşılaştırılacaktır. Eğer mükellefin matrah artırımı bulunan matrah farkına eşit veya daha yüksekse vergi tarhiyatı yapılmayacak ve ceza da kesilmeyecektir. İnceleme ve takdir sonucu ulaşılan matrah farkından daha az ise gerekli tarhiyat yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Bu durumda vergilerin %50’si ödenecek, cezaların da sadece usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının %25’i ödenecektir. Vergi aslına bağlı vergi ziyaı cezası ise alınmayacaktır.
Soru 11: Mükelleflere matrah ve vergi artırımında bulunmanın avantajı nedir?
Cevap 11: Mükellefler, vergi matrahlarını artırarak Kanun’da belirtilen süre ve şekilde ödeme yapmaları halinde kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için o vergi türü bakımından inceleme yapılamayacaktır. Aynı şekilde KDV’den vergi artırımında bulunulması halinde de artırılan yıllar bakımından KDV incelemesi yapılamayacaktır. Ancak Kanun’da iade incelemeleri, sonraki döneme devreden KDV incelemesi ve kaçakçılık fiillerinin tespit edilmiş olması halinde VUK 367.madde kapsamında inceleme yapılabileceği ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu sayılanlar istisna teşkil etmekte ve matrah ve vergi artırımı bu incelemeler bakımından herhangi bir güvence sağlamamaktadır.
Soru 12: İşletme kayıtlarının düzeltilmesi nasıl yapılacak?
Cevap 12: İşletme kayıtlarının düzeltilerek gerçek duruma uygun hale getirilmesinden faydalanmak isteyen mükelleflerin en geç 31 Mayıs 2023 tarihine kadar stok beyanına ilişkin beyanname ve ekinde verecekleri envanter listesi ile katma değer vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine başvurmaları gerekmektedir.
İşletme kayıtlarının düzeltilmesi cezasız ve faizsiz olarak gerçek duruma getirilmesi şu şekilde yapılacaktır.
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında şu şekilde işlem yapılacaktır:
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kayıt edebileceklerdir. Bu kıymetler, bildirim tarihindeki alım satım bedeli ile değerlenmek suretiyle envanter listesinde gösterilecektir. Bu bedel bizzat mükellef tarafından tespit edilebileceği gibi bağlı olunan meslek kuruluşlarına da tespit ettirilebilecektir. Bildirilen kıymetler yasal kayıt süresi içinde kayıtlara intikal ettirilecektir. Beyan edilen; makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak KDV hesaplanacaktır. Hesaplanan KDV sorumlu sıfatıyla ayrı bir beyanname ile beyan edilerek beyanname verme süresi içinde ödenecektir. Beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek ancak iade konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte kayıtlarda yer almayan makine, teçhizat ve demirbaşların alım satım bedeli üzerinden hesaplanarak ödenen KDV’nin indirimi ve iadesi mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla indirimi mümkün olmayan bu KDV verginin ödendiği yılın gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının belirlenmesinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte karşılık hesabı açacaklardır. Emtia için ayrılan bu karşılık ortaklara dağıtılabilir. Bu durumda veya işletmenin tasfiyesinde bu ayrılan karşılık tutarı sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilir.
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlara ilişkin kayıtların fiili duruma uygun hale getirilmesinde ise şu şekilde işlem yapılacaktır:
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını, 31 Mayıs 2023 tarihine kadar fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebileceklerdir. Faturada yer alacak bedel, emtialar bakımından aynı nev’iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayri safi kar oranı, makine, teçhizat ve demirbaşlar bakımından mükelleflerin kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek alım satım bedelleri dikkate alınarak tespit edilecektir. Faturalanan ve yasal defterlere kaydedilen emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar ile ilgili işlemler, normal satış işlemi olarak dikkate alınacaktır.
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan kasa mevcudu ile ortaklardan alacakların beyanından ise sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilecektir. Buna göre kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2022 tarihli bilançolarında yer alan ancak işletmelerinde bulunmayan; kasa mevcutlarını, işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklardan alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını ve bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini, 31 Mayıs 2023 tarihine kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebileceklerdir. Elektronik ortamda beyanname göndermek zorunda olan mükellefler bu beyanlarını elektronik ortamda yapmak zorundadır. Beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi beyanname verme süresi içinde ödenecektir.
Matrah artırımı uygulamasında artırılan veya beyan edilen matraha %20 vergi oranı uygulanırken uyumlu mükelleflerde bu oran %15 olarak uygulanmaktadır. Bu önemli olmakla birlikte bu tip; vergi cezalarını ortadan kaldıran veya düşüren, yapılan usulsüzlükleri affeden düzenlemelerin, genel ilkelere aykırılık teşkil ettiği ve adeta süresinde vergi yükümlülüklerini yerine getiren, idare ile uyumlu, iyi niyetli mükellefleri cezalandırdığı, bu nedenle uyumlu mükelleflerin hiç hoş karşılamadığı ve adaletsizlik duygusu da yarattığı bir gerçektir. Bu bakımdan bu tip düzenlemelerin vergi düzenini olumsuz etkilediğini düşünüyoruz.
Dr. Taner Sarısoy